Fikir mezara sığar mı? – D20Haber
09.09.2024, Pazartesi
19 °C / 35 °C Denizli Hava Durumu
d20haber.com
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Aylin MÜFTÜLER
  6. /
  7. Fikir mezara sığar mı?

Fikir mezara sığar mı?

A- A+

Dün 65 yıl ülkenin lokomotiflerinden biri olmuş, ilerlemenin musikisini kulaklarımıza taşımış ve Atatürk’ün ileri görüşünü elle tutulur halde halkın hizmetine vermiş bir ejderhanın fosillerine dokundum, yüreğim dondu yas tutarken.

65000 metrekarelik gövdesiyle fosili bile haşmetli Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası’ydı gözlerimi yaşartan. Kör gözü, koltuk değneğiyle, perişan üstü başıyla hala yaşamaya çalışan meczuplara benziyordu 85 yıl önce o haşmetle dikilmiş binalar. Güya Adnan Menderes Üniversitesi’ne kullanım için verilmiş, bazı binalara yüksekokul levhaları asılmış ama ne bakım var ne iyileştirme! O binalarda verilen eğitimden ne hayır gelir bilmem. O kadar muhteşem ağaçlar var ki tesisin içinde enfes bir orman aslında burası ama kullanımdan bir o kadar uzakta, halkın gözünden ırakta çürümeye terk edilmiş aynı cumhuriyete yapmak istedikleri gibi. Biraz el atılsa muhteşem bir kültür park olur bu dev arazi ve bina külliyesi.
9 Ekim 1937’de Atatürk’ün çok önemli verileri bir araya getirerek optimum fayda sağlayacağını hesap ettiği Nazilli’de hayata gözlerini açmıştı bu dev ejderha.
Nazilli seçildi çünkü Büyük Menderes üzerindeydi ve o zaman o koca nehir ejderhayı besleyecek denli gür akardı. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planında gözetilen “Bir fabrikanın yeri; onun işleyebilmesi için muhtaç olacağı enerjinin ve kömürün, suyun ve amelenin en kolay, en iyi ve en ucuz olarak tedarik edilebileceği ve iptidai maddesiyle mamulatının en az masraf ve külfet ve fedakârlıkla nakil ve sevk olunabilmesi imkânlarının mevcut olduğu yerdir.” ilkesinin bir yansımasıydı bu seçim ve Büyük Menderes nehrinin suladığı verimli toprakların ürünü olan pamuğu uzağa gitmeksizin yine aynı nehrin suyundan yararlanarak bölgeye yakın linyit kaynaklarının elektriğe dönüşmesi, bölgede yaşayan işgücünden de yararlanarak üretilecek basmanın İzmir-Aydın demiryolu vasıtasıyla pazara kolayca sevki anlamına geliyordu.
Bu eşsiz öngörüler 65 yıl boyunca halka üretim ve işgücü olarak hizmet etmekle kalmadı köy enstitüsü zihniyetiyle bir eğitim, bilgi, görgü, sosyal etkileşim, kültür ve eğlence kurumu olarak da Nazilli’nin sosyal ve kültürel hayatını geliştirdi. Kasabadaki ilk sinema ve tiyatro gösterimleri Sümerbank içinde gerçekleşmişti.
Nazilli’nin hala daha bağlı olduğu il olan Aydın’dan daha modern ve gelişmiş olmasının en büyük sebebi bu tesislerdir fikrimce.
Köylerin, kasabaların şehirleşmeden oldukları yerde sosyal ve kültürel olarak gelişmeleri kör zihniyetleri her zaman rahatsız etmiştir. Onlara göre cehalet güçtür George Orwell’in 1984 kitabında dediği gibi ve özgürlük köleliktir. Bu yüzden ki cehaletin gücünü artırmak için ilerleten ne varsa yerle yeksan edilir.
Önce köy enstitüleri komünist yetiştiriyor diye tamamen siyasi kaygılarla kapatıldı sonra cumhuriyetin bütün simgeleri, geleceğe dönük ak yüzleri olan fabrikalarına birer birer kilit vuruldu. Şeker fabrikasından, uçak fabrikasına kadar ne varsa!
Nazilli Basma Fabrikası da lanetli 2002 yılında tamamen kapatıldı.

Biri vefat ettiğinde en erken ezan vaktine cenazeyi yetiştirmenin büyük telaşı içinde koşuşturur herkes ve ardından bütün resmi kurumlardaki kayıtları hızla silinir ya sanki o kişinin yaşadığına dair bütün delilleri ortadan kaldırmak ister gibi işte bütün bu kapatılan kurumlar da cumhuriyeti ve Atatürk’ü en derine gömmek, yaşadığını unutturmak için kazılmış mezarlardır.
Elin samanına, domates tohumuna, gübresine muhtaç edilen canım memleketim ve halkım hala daha ayrı ayrı kazılmış bu toplu mezarlara hep aynı fikri gömmeye çalıştıklarının ayırdında değildir.
Her kazılan mezarda aynı fikri öldürüp yatırmaya çalışırlar aslında.
Tek bir iz kalmazsa hatırlanmaz sanırlar.
Fakat fikirlerin gömülemeyeceğini bilmezler, fikirlerin kanatları vardır.
Biz de kendimize ve yetişen neslimize sık sık hatırlatmak zorundayız ne yapmaya çalıştığını bu cahil zihniyetin ve kazdıkları toplu mezarları, kapattıkları fabrikaları ve çürümeye terk ettikleri tesisleri bilmek, görmek ve canlandırmak için çaba içinde olmak zorundayız.
Yaşamak bir direniştir fakat ölü taklidi yapmak yeniliştir.

BAŞ BELASI

çok oldunuz
çok öldük
siz şiştiniz
biz söndük
bizdik hepimiz
sizden önce
yine biz oluruz
siz gidince
sizsiz biz güzeliz
siz kimsemizsiniz

Aylin MÜFTÜLER

Yazarın Diğer Yazıları
Eylül karşılaması
2 Eylül 2024 Pazartesi
Masum değiliz hiç birimiz
19 Ağustos 2024 Pazartesi
Kalbim fazla mesaide
5 Ağustos 2024 Pazartesi
Göçmen kuş muyuz?
29 Temmuz 2024 Pazartesi
Dünya kimin
22 Temmuz 2024 Pazartesi
Alçaklığın ihtişamı
8 Temmuz 2024 Pazartesi
Parmak ucunda
1 Temmuz 2024 Pazartesi
Tatilde sıkılmak
24 Haziran 2024 Pazartesi
Bayram kime geldi?
17 Haziran 2024 Pazartesi
Rant kuyusu
11 Haziran 2024 Salı