Eflatun saçlı kız – D20Haber
26.06.2024, Çarşamba
23 °C / 40 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Aylin MÜFTÜLER
  6. /
  7. Eflatun saçlı kız

Eflatun saçlı kız

A- A+

Nisan, leylak kokuları sürünmüş eflatun saçlı kız.
Neşeyle mevsime zıplaması, içindeki hüznü gizlemek istemesinden, hüznü de içinde babamı gizlemesinden gelir. Yani hem sevinçli hem buruktur şöyle ki;
5 Nisan avukatlar günü, babam avukattı.
Taşlar gibi bir avukattı; adaleti Themis’in tarttığı zamanlarda, hakimlerin, savcıların cübbelerine ilik açmadığı, herkesin karşılarında mevki ve paralarından soyunduğu zamanlarda.
Themis’in adaleti Nemesis ile sağladığı yani hesabın bu dünyada görüldüğü, öbür dünyaya bırakılmadığı zamanlardı o zamanlar!
Yine gelecek hepimizin aydığı anların bütünleştiği iklimlerde yeter ki kendi ışığımızı kendi gölgemizle kapatmayalım.

17 Nisan babamı getirdi, memleketin en güzel göçmen kızını alsın ve benim babam ve arkadaşım olsun diye
Bana Ayloşka desin, çıkıp da inemediğim ağaçlardan indirsin diye
kucağında uyutsun, tüy gibi saçlarımı minicik örükler yapsın da okula göndersin diye
o kocaman kalbinin tümüyle “kızım” diye dünyayı inleten iki insandan bir olsun diye
sevmeyi bilsin de bana öğretsin diye
hakime eğmediği başını hayata da eğmesin, bunu da bana düstur edindirsin diye
siyasete bulaşıp, üstünü kirletmeden kalabilsin diye
başkalarının hayatına dokunup, güzelleştirsin diye
yeşili ve maviyi bana sevdirsin diye.

9 Nisan babamı götürdü, binlerce insan cami avlusunda “ iyi biliriz” desin diye.
Dinen değil, kalben dediler, dedik
helal olsun dediler, bütün yürekleriyle söylediler, söyledik
hayat devam etti, ediyor
bazı insanların hayatları onun dokunuşlarıyla daha güzel devam etti
benim önce kalbim çıktı, sonra yerine oturdu
dilim duadan şüküre
gözüm ağlamaktan gülmeye
yüreğim acımaktan, hatıranın sızlatmasına geçti.
Bazen uzaklaşıyor yüzü, hiç olmamış gibi oluyor, o zaman kalbime bakıyorum, orda.
Sessizce uzaklaşıyorum.

Böyle her nisan babamı getirip götürüyor.
Bu sene bir de gelincik tarlası bir Türkiye getirdi. Şaka sandık ama değildi. Fakat şaka gibi geldi geldiği için, elde tutmak için inanmak şart oldu.
Nasıl geldiğini az çok hepimiz biliyoruz, nasıl elde tutulacak o önemli.
Bir kere acilen rehavete kapılmadan, babamın zamanındaki adaletle tutulacak.
Nemesis’in işbaşı yapmasına izin verilecek. Öte dünyaya havale etmek zorunda kalmayacak kimse.
Liyakat baş üstünde taşınacak
İşini hakkıyla yapan işine devam etmek hakkını saklı tutacak mesela. Benim adamım kafasıyla şahane işler çıkaran insanlar harcanmayacak tam tersi tecrübelerinden de faydalanılıp daha hızlı yol alınacak.
Sağdan soldan gelen fişteklemelere kulak asılmayacak.
Olan, olmayan bizzat görülüp, değerlendirilecek.
Kentimden örnek verecek olursam, Büyükşehir Belediyesine bağlı Sokak Hayvanları Kliniği, başta sevgili Elvan Alkaya olmak üzere veteriner hekimleri ve çalışanlarıyla bütün sokak canlarına yardım etmek için çok emek harcıyorlar. Defalarca sokaktan götürdüğüm ya da haber verip aldırdığım onlarca canı iyileştirdiler. Kaç kere gezdim dönümlerce alanı. Yıllardır karalamak için uğraşanlara rağmen canla başla işlerini yaptılar. Yeni yönetimin bizzat kendileri gidip, görmelidir. Bu insanlar burayı evleri gibi yönetiyorlar. Asla yargısız infazı hak etmiyorlar.
Keza Servergazi Türbesi ve Servergazi Parkı çalışanları hem ziyaret alanlarını tertemiz tutuyorlar hem de orada yaşayan sokak canlarının beslenmesi ve sağlığıyla ilgileniyorlar. Yani tüm belediye çalışanlarının nasıl çalıştıkları araştırılıp, liyakati tespit edilip ona göre gerekliyse değişim yapılmalıdır.

Leylak kokulu Nisan ne çok söyletti beni, bak bir de bayram getirdi olacak şey değil.
O halde gidişiniz iyi niyetli, bayramınız keyifli, direksiyonunuz sağlam, dönüşünüz sağ olsun.
Bayram gibi bayramınız olsun.

UMUT

babamın giderken
şefkatle üstüme örttüğü gölgesidir umut
askıda unuttuğu ceketinin
burnumu sızlatan kokusudur
her açtığımda gıcırdayan kapıyı,
inatla yağlamayışımdır umut
telefonumdan adını, ısrarla silmeyişimdir
okuduğum kitaptan bir cümleyi
sessizce ona söyleyişimdir
kahveyi hep onun fincanından içip,
içimden yüzüne karşı sohbet etmemdir umut
O seviyor diye sarmaşık gülüne meftun olmam
bana diktiği mavişi
beyaz saksılarda çoğaltmaya çalışmam
üstünde bir kuru dala bile dayanamayıp
her gün tek tek ayıklamamdır
ayaklarım ona benziyor diye mutlu olmam
yaptığım her güzel şeyi ona adamamdır
boşluğuna düşüp,
dizimi öpsün diye beklememdir umut
dualara doldurduğum denizi
her gece ona yollamamdır
iyi geceler babacım…

Yazarın Diğer Yazıları
Tatilde sıkılmak
24 Haziran 2024 Pazartesi
Bayram kime geldi?
17 Haziran 2024 Pazartesi
Rant kuyusu
11 Haziran 2024 Salı
Mutluluğun resmi
3 Haziran 2024 Pazartesi
Hayırlı ülke
27 Mayıs 2024 Pazartesi
Asker oldum piyade
20 Mayıs 2024 Pazartesi
Etimoloji
13 Mayıs 2024 Pazartesi
Belki yine
6 Mayıs 2024 Pazartesi
Ölüm gibi bir şey
29 Nisan 2024 Pazartesi
Apolitik kuşak
15 Nisan 2024 Pazartesi