Dermanı içinde – D20Haber
06.05.2024, Pazartesi
9 °C / 24 °C Denizli Hava Durumu

Dermanı içinde

A- A+

Tüm gözleriyle görür mahlukat
enginliğini. Sadece bizim gözlerimiz
tersine çevrilmiş ve etrafına dizilmiş
tuzaklar gibidir özgürlüğe açılan kapılarının.
Dışarıda ne olduğunu, sırf hayvanın
yüzünde görürüz; zira çocuğu da daha küçükten
çevirir ve zorlarız tersten görmeye
biçimleri, göremesin diye enginliği, o ki hayvan yüzünde
öylesine derin. Ölümden azade.
Ölümü sadece biz görürüz. Özgür hayvan
yok oluşunu daima geride bırakmıştır
ve önündedir Tanrı, gittiğinde de ebediyete
gider, çeşmelerin aktığı gibi.
…………..

Rainer Maria RILKE (Duino Ağıtları 8. Ağıt)

Dün akşam Madam Curie’nin hayatını izledim. Hem kadın hem bilim insanı olarak yaşadığı her zorluğa inanılması güç bir azimle ve inançla dayanması ve asla pes etmemesi sonucunda radyum ve polonyum gibi çok özel elementleri bulması, radyoaktiviteyi keşfetmesi dünya tarihini neredeyse başlı başına değiştirmesi muazzam bir başarı!

Öte yandan cehenneme giden yolların iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğunu da aslında bir kez daha en şiddetli biçimde anlamamıza neden oluyor.

Radyoloji biliminin temelini atarken, atom bombasının, nükleer santrallerin de anası olduğunu bilmiyor Madam Curie. Tehlikeli olabileceğini fark ediyor ve dikkatli olunması gerektiğini de her fırsatta söylüyor ama bu kadarını beklediğini sanmıyorum.
Ve ne kadar ironiktir ki keşfettiği radyoaktivitenin sebep olduğu kanserin tedavisinde yine aynı keşif radyoterapi olarak kullanılıyor.
Soğuktan donanı buzla ovarlar mı desem, çivi çiviyi söker mi desem. Karadutun lekesini yaprağı çıkarır mesela. Her dert dermanını içinde taşır mı desem.
İnsanlık için kendi sağlığını da tehlikeye atarak, ömrünü adayarak yaptığı keşfin milyonları öldürecek bir bombaya dönüştürülmesi mezarında ters döndürmüş müdür Madam Curie’yi?

…………..

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
…………………..
Nazım Hikmet RAN

Muhtemelen böyle hissederek yaşamış ve ölmüştür Madam Curie.


İşte nadir 3-5 insan laboratuvarda yaşamayı ciddiye alarak ölürken, Rilke’nin yukarıdaki dizelerindeki gibi geri kalan bizler de çocuğu bile zorlarız tersten görmeye. Dönüştürürüz kendimizi doğanın tersine. Ölümü bir biz görürüz ve öldürmeyi!
Gördüğümüzü büyütürüz ve aslında gördüğümüzü sandığımızdan korkarız.
Korku dağları bekler. Korkan insan saldırır. Ölümü gören insan kendini görmekten korkar. Gördüğünü çoğalttıkça korkusu artar.
Başkasını öldürmekle ölümsüzlük kazandığını mı sanır?
Milyonları öldürmekle peki?
Milyon kere ölümsüzlük mü kazanır?
Doğayla dans etmesini bilmedi insan bir türlü, ayağına bastı durdu. Hayvan, bitki, bizden geri kalan her şey giderken Mersin’e, biz gittik hep tersine.
Böyle gelmiş böyle gider mi, gitmemeli!
Zaten böyle gelmemiş, beslene beslene böyle semirmiş.
Diyete sokarsak böyle olanı, olması gerekenle; sağlıklı kilosuna döndürürüz bence.

Ölümün panzehiri öldürmek değil; yaşatmak
Korkunun panzehiri cesaret değil; sevgi
Ve hayatın da dermanı içinde ve yaşarsak ölümden azade, akar gideriz çeşmelerin aktığı gibi biz de.
Ve hayat aslında dört işlemden ibaret neticede;
Dertleri paylaşarak bölmek
Savaşı dünyadan çıkarmak
Barışı dünyaya toplamak
Kalpleri birbirine çarpmak

Yazarın Diğer Yazıları
Belki yine
6 Mayıs 2024 Pazartesi
Ölüm gibi bir şey
29 Nisan 2024 Pazartesi
Apolitik kuşak
15 Nisan 2024 Pazartesi
Eflatun saçlı kız
8 Nisan 2024 Pazartesi
Günaydın Türkiyem
1 Nisan 2024 Pazartesi
Vermek
25 Mart 2024 Pazartesi
Ne değişir
18 Mart 2024 Pazartesi
Tanrıça azledildiyse
11 Mart 2024 Pazartesi
İnsan ne için yaşar?
26 Şubat 2024 Pazartesi
İçgüdü
19 Şubat 2024 Pazartesi