RAMAZAN VE DEĞER YARGILARIMIZ – D20Haber
23.04.2024, Salı
18 °C / 34 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Ali SÜRÜCÜOĞLU
  6. /
  7. RAMAZAN VE DEĞER YARGILARIMIZ

RAMAZAN VE DEĞER YARGILARIMIZ

A- A+

Yaşam bulduğumuz bu dünyaya nefsanî (hayvani) isteklerimizi yerine getirmek için yaratılmadık. Çünkü nefsanî isteklerin peşine düşen insanların zararları kendisine dokunduğu gibi diğer insanlara hatta toplumlara dokunmaktadır. Sınırsız hiçbir istek olamaz, olmamalıdır. Her şeyin bir sınırı olması gerektiği gibi, isteklerinde bir sınırı olması gerekir. İşte bu Ramazan değer yargılarımızı yeniden gözden geçirip yanlış olanı terk etmek ve doğru olana yönelme çabası içerisinde olacağımız bir ay olmalıdır.

Günümüz dünyasının değişen değer yargılarının başında dilimize “dünyevileşme” olarak çevrilen “sekülarizm” gelmektedir. Dünyevileşme ile beraber din hayatın merkezinden uzak olmaya, nefsanî istekler dinin yerini almaya başladı. Peki, bu yaşam şekli doğru mudur? Bu yaşam şekli insana dünyada ve nihayetinde ahirette mutluluk verebilir mi?

Dünyamızda yaşananları ise hepimiz takip etmekteyiz. Bir şahıs yanlış düşüncelerin peşinden koşarak onlarca insanı öldürebiliyor, bir çocuk okul basarak arkadaşlarını öldürebiliyor, devletler kendi güçlerini korumak için diğer devletleri sömürge haline getirebiliyor, onların bütün yer altı ve yer üstü kaynaklarını alıp huzursuzluk meydana getirebiliyor, dünyevi çıkarlar için savaşlar çıkıyor.

Bazı insanlar kolay yoldan para kazanmak ve kedi isteklerini hayata geçirmek için başkalarının hayatlarını perişan etmektedir. Hırsızlıklar, gasp, rüşvet, çocuk kaçırma, organ satımı, kadınların fuhşa sürüklenmesi, kumar daha birçok farklı yanlış ve kötü yol. Artık suçlar sadece bir bölgede işlenmekten çıktı, uluslar arası suçlar işlenmeye başlandı.

Şimdiye kadar saymış olduğumuz bu yanlış ve kötü davranışların hangisinde dini değerlere rastladınız. Bu yanlışlıkların hangisine din doğru der, yapılmasını insanlardan ister. Bu yanlışlıkların içerisinde olanların acaba kaçı gerçek anlamda dine bağlı. Ya da şöyle soralım: Dinin emir ve yasaklarına gerçek anlamda uymaya çalışan bir dindar acaba bunlardan hangisini hayatına aktarır?

Kendimizi, neslimizi, geleceğimizi ve nihayetinde dünyamızı kurtarmak için yeniden dini değerlere dönme vakti gelmiştir. Eğer bu dönme yakın zamanda gerçekleşmez, dünyaya dalışımız devam ederse o zaman toplumsal kargaşalar meydana gelecektir. Yani değişimi toplum olarak bizler başlatmamız gerekmektedir.

Yüce Yaratan bu dünyada bizi başıboş bırakmış değildir. Kıyame 36. ayette şöyle buyruluyor.

 “İnsan başıboş bırakılacağını mı zannetti?” Ayet bize şunu hatırlatmaktadır. İnsan, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza olmaksızın başıboş bırakılacağını mı sanıyor? Mes'ûliyet olmaksızın, salıverilmiş hayvanlar gibi kalacağını mı hesap ediyor? Bu hesap ona ne yaraşır, ne de yakışır.

Bu hayatın ne anlama geldiğini, niçin bu dünyaya geldiğimizi, ne yapmamız gerektiğini, nelerden kaçınmamız ve neleri hayata aktarmamızı gerekecek birçok önemli özellik bizler verilmiştir. Bununla beraber alemde meydana gelen hadiselerden ibretler almak suretiyle de Yüce Yaratanın yoluna (İslam yoluna) ulaşma imkanımız vardır.

Bizler bu verilenler vesilesi ile hayatımızı nizam ve düzene sokmamız gerekmektedir.

Bu dünya hayatının iki yönü var. İlki bu dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir. İkincisi ise bu dünya hayatı ahret için bir imtihan yeridir.

Peki, ne yapmamız gerekir? Bu sorunun cevabını bulmak için şu iki şıktan hangisini tercih edeceğiz.

Geçici dünya hayatına aldanıp, oyun eğlenceye dalıp kaybedenlerden mi olacağız? Yoksa gerçek yurt olan ahret yurdu için çalışacak mıyız?

Elbette hepimiz dünyada mutlu olmak istediğimiz gibi ahirette de kurtuluşa erenlerden olmak isteriz. Bu en doğru tercihtir. Bu doğru tercihin ise bir yansıması olmalıdır. İşte buda iman edip, imanımızın tezahürü olan ibadetlerimizi yerine getirmekle ve ahlaki güzellikleri hayatımıza aktarmakla gerçekleşecektir. Yoksa böyle davranmaz isek hüsrana uğrayanlardan oluruz

Dünyadan el-etek çekmekten kastımız dünyalık olanlara aldanmamaktır. Dünya nimetlerinden harama el uzatmadan, helalinden istifade etmek, bu nimetleri bizlere verene şükretmek ve O’nun için ibadet ve ta’zimde bulunmak, hak ihlallerine dikkat etmek ve bu dünya hayatını Yaratanın rızasına uygun şekilde tamamlamaktır. Asıl nimetler ve asıl güzellikler bu dünya hayatının Allah ve Resulünün istediği şekilde tamamlayanlara verilecektir.

Bu ramazanda değer yargılarımızı yeniden gözden geçirelim. Kenidimiz ve gelecek neslimiz için İslam dininin o eşsiz ilkelerini hayatımıza aktaralım. Çocuklarımıza imanı öğretelim, ibadetleri sevdirelim, ahlaklarını güzel hale getirme çabasında olalım. Bu dünya hayatında kalıp bizimle beraber gelmeyecek olana değer verip sıkıntılar içinde mi olalım? Yoksa asıl değer verilmesi gerekenlere mi değer verelim? Dünya ve ahirette huzura ulaşalım.

Yüce Rabbim imanımızı kâmil eylesin, amelimizi Salih eylesin, kalp temizliği, güzel ahlak nasip eylesin. Hayırlı Ramazanlar. Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları
KADİR GECESİ
10 Haziran 2018 Pazar
MÜSLÜMAN HASET EDEMEZ
9 Haziran 2018 Cumartesi
HER ZAMAN KARDEŞLİK
7 Haziran 2018 Perşembe
HER ZAMAN KAZANDIRAN İYİLİK
5 Haziran 2018 Salı
ORUÇTAKİ BAŞARIYI NAMAZA TAŞIMAK
4 Haziran 2018 Pazartesi
GAYEMİZ HELAL LOKMA OLSUN
3 Haziran 2018 Pazar