Ülkemiz ekonomik sorunların ve sıkıntıların en yüksek düzeye ulaştığı zor bir dönemde, ilginç bir yerel seçim süreci yaşadı. AKP’nin yaptığı itiraz sonucunda YSK, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine karar verdi.
Ekonomik sorunlar kadar yeni siyasal gelişmelere de yol açacak yerel seçimlerde, siyasal iktidarın gündemi değiştirme çabalarına karşın, çarşı-pazarda yaşanan ekonomik sorunlar gündemde önemli yer tuttu. Özellikle büyük kentlerde seçimin belirleyicisi oldu. Enflasyonu, işsizliği, pahalılığı günlük yaşamında daha çok hisseden kentli isteğini seçim sonuçlarıyla ortaya koydu. Sanayi, ticaret, turizmin güçlü olduğu Ankara, İstanbul , Mersin, Adana, Antalya, İzmir gibi metropollerde Millet İttifakı’nın adayları başarılı çıktı. Siyasal iktidar uyarıldı, merkezi iktidar için bir umut doldu. Yükselmekte olan demokratik toplumsal muhalefetin habercisi kentleşen ve sanayileşen iller.
Kırsal kesim pahalılığı ve işsizliği kentte yaşayanlar kadar henüz hissetmiyor olabilir. Seçimler de yaratılmaya çalışılan korku, tehdit ve “beka” söylemi yeterince karşılık bulmadı. Muhalefeti oluşturan partiler, seçim stratejilerini projeler ve ekonomik temel üzerine kurdu. Siyasal iktidar, ithalat ağırlıklı bir tüketim ekonomisi anlayışında ısrar ediyor. Üstelik bu çarkı dışarıdan alınan borçla döndürmeye çalışıyor. Gelinen bu noktada artık deniz tükenmiş olup, ulaştığı yer ekonomik kriz ve enflasyondur.
Seçilen başkanların kendi yerleşim alanlarında hayatı kolaylaştıracak ve hemşehrilerini rahatlatacak çözümler üretmeleri zorunludur. Kırsal da en büyük sıkıntı tarımsal üretimin canlandırılmasıdır. Yerel yönetimler bir zamanlar küçümsenen, örselenen kooperatifçiliği teşvik etmelidir. Bu anlayış uzun vadede halkın demokratik, toplumcu katılımını arttırdığı gibi siyasal tercihlerine de yansır.
LİDERLİK
31 Mart gecesi halkın özgür, eşit ve doğru haber alma hakkını gasp eden Atatürk’ün kurduğu Anadolu Ajansı’nın yaptığı kumpası açığa çıkarın Sayın İmamoğlu, seçim ve sayım sürecinde kullandığı dil, davranış ve kararlılığı ile potansiyel bir lider, saygın bir siyaset insanı olmanın örneğini verdi.
İstanbul’da yapılacak 23 Haziran seçimlerin de daha büyük bir oy farkıyla kazanacağı bilinmelidir. Fizikteki etki tepki yasası siyasal, toplumsal olaylar için de geçerlidir. Siyasi tarihimiz de bununla ilgili bir yığın ders vardır.
Bir kuş öyküsü: Yavru kuş ilk uçmaya başladığında annesine şöyle seslenmiş: Kanatlarım çok iyi çırpıyor, hızlanırken göğsüme çarpan hava daha hızlı uçmamı engelliyor. Diyorum ki; şu hava olmasa ne iyi olurdu, istediğim kadar hızlanabilirdim. Anne kuş, güzel minik yavrum o göğsüne çarpan hava olmasa, sen hiç uçamazsın. O hava senin engelin değil, senin uçmanı sağlayan ortamdır.
İktidar, muhalefetin varlığına tahammül edecek. Demokrasilerde muhalefetsiz iktidar olmaz, olursa onun adı demokrasi değildir. Doğada ve toplumda her şey kendi zıddıyla vardır. YSK’nın kararı kendi antitezini yaratacak. Nazım Hikmet’in şu dizeleriyle bitirelim;
Yürümek / yolunda pusuya yattıklarını / arkadan çelme attıklarını /bilerek yürümek/yürümek/yürekten/gülerekten /yürümek…
