Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, 94 yıl önce imzalanan Lozan Antlaşması’nın modern Türkiye’nin kuruluş belgesi olduğunu, o şartları oluşturan büyük fedakarlıkları minnetle bir kez daha anımsadıklarını belirtti.
Açıklamasında, “Bugün hala bir takım çevreler tarafından ehemmiyeti anlaşılamamış, basite indirgenmek istenerek Lozan ile elde edilen kazanımların değersizleştirilmeye çalışıldığına hatta bu kazanımların bir kısmının yok olduğuna üzülerek şahit oluyoruz” diyen İlhan, şöyle devam etti:
“Kurtuluş Savaşı destanı sonrasında kanla yazılan zaferi siyasal zeminde de bir kazanıma dönüştüren, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık sembolü Lozan Barış Antlaşması’na yönelik zaman zaman yükselen saldırıları; Sevr haritaları özlemi içinde, emperyal güçler karşısında diz çökmeyi marifet sayan tarih bilgisinden yoksun, vefa hissini kaybetmiş ve karanlığın Türkiye’deki kirli ellerinin son çırpınışları olarak görüyoruz. Lozan’ın ruhu bağımsızlık ruhudur. Ne terörle ne de katil sürülerinin çabaları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Misak-ı Milli sınırları değişmez, değiştirilemez. Yurttaşlar bu arzu içinde olanlara asla geçit vermeyecektir. Lozan bir yol haritasıdır ve Lozan’ın pusulası ‘demokratik, laik hukuk devletini, çağdaş uygarlığı’ işaret eder. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı Lozan Barış Antlaşması’nın mimarları başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere emeği geçen herkesi minnetle anarken, hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.”
“GAZETECİLER ZOR ŞARTLARDA MESLEKLERİNİ İCRA EDİYOR”
Bu arada 24 Basın Bayramı’na da değinen İlhan, “İlk kez 24 Temmuz 1908’de gazetecilerin sansür memurlarını gazetelerine sokmamaları ve fiilen sansürü engellemiş olmaları ile başlayan mesleki mücadeleleri 100 yıldan uzun süredir devam etmiş ve sansür isteği içindeki erkler, medyaya bakış açılarını demokrasi ile bütünleştirmeyi asla seçmemiştir. Günümüzde de aynı durum devam etmekte olup, insanların belleğine yerleşen oto sansür bile iktidarlar için yeterli olmamaktadır. Unutulmamalıdır ki; baskı doğrudan haberin sahiplerini, yani halkı hedef almaktadır. Ülkemizdeki düşünce ve ifade özgürlüğü, gazetecileri zor şartlar altında mesleklerini icra etmek zorunda bırakmaktadır. Fikir ve ifade özgürlüğü çağdaş toplumların olmazsa olmazıdır. Toplumun duygu ve taleplerini anlatma vazifelerini türlü engel ve baskılar altında kalmalarına rağmen yerine getirmeye çalışan tüm basın mensuplarının bayramlarını kutluyorum” dedi.
