Diş Hekimleri Odası Başkanı Musa Akyol, “Rant var, fakülte var, hoca yok, altyapı yok, eğitim yok, gelecek yok” başlıklı yazılı açıklamasında, mesleki problemlere dikkati çekti. Sağlık Bakanlığı tarafından 2014 yılında hazırlanan Sağlık İşgücü Hedefleri ve Sağlık Eğitimi 2023 Yılı Projeksiyonu Raporuna göre, okul kontenjanları ve öğrenci sayılarındaki mevcut durumun devamı halinde diş hekimliği ve eczacılık mesleklerinin arzının ihtiyaçtan fazla olacağını ifade etti.
“50 BİN YENİ DİŞ HEKİMİ MEZUN OLACAK”
Diş hekimliği fakültelerine öğrenci alınmasının durdurulması halinde bile beş yıl içinde yaklaşık 50 bin yeni dişhekimi mezun olacağına işaret eden Akyol, 2028 yılında bir diş hekimine düşen nüfusun yaklaşık 970 kişi olacaktır. Bu sayı AB ve OECD ortalamasının üzerine çıkacağını, ayrıca bu kadar hızla artan öğrenciye nitelikli eğitim verecek öğretim üyesi kadrosunun nine mümkün olmadığını belirtti.
Diş hekimliği fakülteleri arasında eğitimin niteliği, eğitici insan gücü ve altyapı açısından da ciddi oranda eşitsizlikler bulunduğunu dile getiren Akyol, şunları kaydetti:
“Yükseköğretim alanında öğrenci başına düşen öğretim elemanı sayısı-nitelik göz ardı edilse dahi yetersizdir. Kaldı ki, insan gücü planlamasında ilgili meslek alanındaki talep de temel unsur olarak
gözetilir. Gelişmiş ülkelerde diş hekimine yılda başvuru sıklığı kişi başı 5, ülkemizde ise sadece
0.62’dir.
Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de dişhekimliği lisans eğitimi en maliyetli eğitimdir. Bu anlamda dişhekimliği eğitiminde insan gücü planlamasının daha da önem kazandığı bir gerçektir. İhtiyaçtan fazla mezunun katlanarak meslek hayatına atılmasıyla diş hekimleri işsizlik ve düşük
ücret arasında sıkışmış, mesleğimiz ve emeğimiz değersizleşmiştir.
Diş hekimliği eğitiminin geliştirilebilmesi, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin niteliğinin korunabilmesi, yurt dışına göçün durması ve dişhekimi emeğinin korunabilmesi için insan gücü planlaması yapılmadan diş hekimliği fakültesi kesinlikle açılmamalıdır. Henüz eğitime başlamamış olan fakülteler ivedilikle kapatılmalıdır. Eğitim veren fakültelerde ise kontenjanların hızla azaltılmasını sağlayacak kararlar zaman yitirilmeden alınmadır. En önemlisi ülkedeki eğitim sistemi, siyasi popülizmden uzak bir yaklaşım ve bilimsel kriterlere uygun insan gücü planlamasıyla yeniden yapılandırılmalıdır.”
