Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Denizli Şubesi üyeleri, Lozan Antlaşması’nın 97’nci yılı dolayısıyla 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı’nda açıklama yapmalarına izni verilmemesini tepkiyle karşıladı. Şube Başkanı Kadem Özbay, “Atatürk Anıtı önünde açıklama yapmamızın ne mahsuru var?” diye sordu.
Bugün, Türkiye için çok önemli olan ve “Türkiye’nin tapusu” olarak adlandırılan Lozan Antlaşması’nın 97’nci yıldönümü. ADD Denizli Şubesi üyeleri de bu önemli günü bir açıklamayla kutlamak istedi. Ancak, 15 Temmuz Delikliçınar Şehitler Meydanı yerine Candoğan parkı önünde açıklama yapmalarına izin verildi.
Çınar Meydanı’na çıkmalarına izin verilmemesini eleştiren ADD Şube Başkanı Kadem Özbay, İçişleri Bakanlığından tüm illere talimat gönderildi. Denizli’ye gelen talimatta 3 gün boyunca sokakta açıklama yapmak, toplantı yapmak, yürüyüş yapmak yasaklandı. Buradan bir kez daha sesleniyorum: Bu ülkede ne Cumhurbaşkanı, ne bakan, ne vali, ne emniyet müdürü, hiç kimse anayasanın üstünde değildir. Anayasanın bize verdiği hakkı biz biliyoruz. Bakın yanımda Yıldız abla var, ayağı sarılı. Ayağı sarılı bu kadından korkuyorsa Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler, bir kez daha düşünüp şapkalarını önlerine koysunlar. Ya Cumhuriyetin kuruluş değerlerinde olduğu gibi yönetme erdemini göstersinler ya da yapamıyoruz desinler” ifadelerini kullandı.
“ELİNDE TÜRK BAYRAĞI OLANLAR ENGELLENİYORSA VAH HALİMİZE”
“Elinde Türk bayrağı, yakasında Atatürk rozeti, tişörtü olan insanlardan bu ülkede koruma, engelleme gereği duyuluyorsa vah ki vah halimize. Bu ülkenin kurucu değerlerini savunanların önüne set konulmak isteniyorsa vah ki vah halimize” diyen Özbay, her gün halkın içinde bulunduklarını, Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkan insanlar olduklarını söyledi.
VALİ ATİK’E TEŞEKKÜR ETTİ
Açıklama öncesi yapılan görüşmeleri de anlatan Özbay, “Emniyet görevlileri geldi, görüşmelerimiz oldu. Sayın Valimizin de burada inisiyatif aldığını biliyoruz, kendisine teşekkür ediyoruz. Ancak yine de Sayın Valimize, Emniyet Müdürümüze soruyorum: Atatürk Anıtı önünde açıklama yapmamızın ne mahsuru var?” dedi.
“LOZAN KARŞITLIĞI, SEVR YANDAŞLIĞIDIR”
Lozan Antlaşması’nı “ülkenin tapusu” olarak adlandıran Özbay, 24 Temmuz 1923’de imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile emperyalizmin cepheden sonra masada da yenilgiye uğratıldığını, böylece tam bağımsız, demokratik, laik, sosyal, hukukun üstünlüğüne dayalı, çağdaş ve üniter bir ulus devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığını vurguladı. Özbay, şöyle devam etti:
“Son yıllarda, yalan ve sahte tarih yazma gayretleri hız kazanmıştır. Lozan’a, Lozan’ın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve yol arkadaşı İsmet İnönü’ye yönelik çirkin ve sınır tanımaz saldırılar bu nedenledir.
Lozan karşıtlığı, Sevr yandaşlığıdır. Bölünmek, parçalanmak ve emperyalizme yem olmaktır.
Lozan karşıtlığı; Atatürk’ün kurduğu ulus devlet modelinin, çağdaş kazanımların ve Cumhuriyetin niteliklerinin tasfiye edilmesidir.
Lozan karşıtlığı; hilafetin ve saltanatın geri getirilmek istenmesidir.
Lozan karşıtlığı; milli egemenlik yerine saray ve hanedan hâkimiyetini kabullenmektir.
Lozan karşıtlığı; millilik yerine ümmetçiliktir.
Lozan karşıtlığı; siyasal dinci bir devletin inşasına yüksek sesle “evet” demektir.
Lozan karşıtlığı; çoklu hukuk sistemini benimsemektir. Hukukun üstünlüğünün yok edilmesidir.
Lozan karşıtlığı; bölücü, gerici, işbirlikçi, cemaatçi, tarikatçı, PKK ve FETÖ’cü vb. yapılanmalara göz yummaktır.
Lozan, Cumhuriyetimizin ve milletimizin dayandığı en güçlü siyasi ve hukuki temeldir. Bu temelle oynamak, Türkiye Cumhuriyeti’nin sarsılması ve yıkılmasıdır. Milletimizin ayrıştırılması, kamplaştırılması ve kutuplaştırılmasıdır. Buna izin vermeyeceğiz. Lozan karşıtlarının yürüttüğü, sinsi politikalara seyirci kalmadık, kalmayacağız.
Lozan’ın 97’nci yıldönümünde Büyük Atatürk’ün, İsmet İnönü’nün, milli kahramanlarımızın, devrim ve demokrasi şehitlerimizin manevi huzurlarında ve milletimizin önünde bir kez daha ant içiyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti’ne, Cumhuriyetimizin çağdaş niteliklerine, Lozan’a ve milletimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Uyarıyoruz; Lozan karşıtlığı, Sevr yandaşlığıdır. Atatürk’ün kurduğu milli devletin tasfiyesidir. Ortaçağ karanlığına teslim olmaktır. Hilafet ve saltanat heveslilerine biat etmektir. Bu emperyal oyunlara karşı, herkesi dikkatli olmaya; yurttaşlık sorumluluğu ile yasal ve demokratik yollarla mücadeleye çağırıyoruz.”
