FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Davası’nda eski rektör Hüseyin Bağcı’nın “Paralel oylar Bülent Topuz’a gitti” iddialarına Prof. Dr. Topuz’dan yanıt geldi. Topuz, Bağcı’nın iddialarını “mesnetsiz” olarak nitelendirdi.
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Topuz, Hüseyin Bağcı’nın 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davadaki savunması sırasında ortaya attığı iddiayı yazılı açıklamasıyla yanıtladı. “Denizli yerel basın kuruluşlarının haberlerinden öğrendiğim kadarı ile PAU/PDY davasının sanıklarından eski rektör Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, savunmasında şahsıma mesnetsiz isnatlarda bulunmuştur. Bağcı, benden 2015 rektörlük seçimlerinde aldığım 210 oyun hesabını sormaktadır.” diyen Topuz, şunları kaydetti:
“2015 rektörlük seçimine, kendilerine “Çağrı Grubu” adını veren ve 2011 seçimlerinde ProfDr Hüseyin Bağcı, Prof. Dr. Necdet Ardıç ve Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a oy veren, her fakülteyi temsilen birkaç kişiden oluşan, ağırlığını milliyetçilerin oluşturduğu kırk kişilik bir grup tarafından aday gösterildim. Daha önceki seçimlere tek başıma girmişken bu defa bir grup ile girmenin avantajını yaşadım. 2015 seçimine katılmayan ve 2011 seçiminde 191 oy alan Prof. Dr. Necdet Ardıç ve 85 oy alan Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’ın oylarına talip oldum. Prof. Ardıç’ın oylarının 70 kadarını Prof. Dr. Fahir Demirkan, 120 kadarını ben aldım. Prof. Ahmet Kutluhan’ın 85 oyundan, şimdiki rektör Prof. Dr. Hüseyin Bağ ile yaklaşık yüzde 50 şer aldık. Bu hesap önceki seçimlerde aldığım 41 oy ile birlikte toplam 200’ü aşan bir oya tekabül eder. Bu hesaba, 2011’de rektör atanmasından sonra üniversiteyi FETÖ’ye teslim ettiği için Bağcı’dan kopan milliyetçi ve sosyal demokrat oylar dahil değildir. Seçimlere üç gün kala Çamlık Gözde Pastanesi’nde 100’e yakın öğretim üyesi ile toplantı yapan bir adayım. Benzer toplantıları 2011 seçimlerinde yapmakla gizlim saklım yok diyen Bağcı, 2015 seçimlerinde bu tür toplantıları neden yapmamıştır ya da yapamamıştır.
Mademki oy hesabı yapılıyor, o halde ben de soruyorum. FETÖ’cüler kendini terk ettiğine göre, Bağcı önceki seçimlerde aldığı 195 oyu korumak bir tarafa, üstüne 88 oyu, yani toplam 283 oyu nerden ve kimden almıştır. Bağcı kendi ifadesi ile, gizli olduğunu söylediği toplantılardan haberdardır. Gizli yapılan oylamada, kimin kime oy verdiğinden haberdardır. Ama görev verdiği kişilerin kim olduklarından haberdar değildir. Kendisi ile birlikte hemen tamamı açığa alınan idari kadrosunun izahını nasıl yapmaktadır.
Dört yıllık Prof. Dr. Necdet Ardıç dönemi hariç, 1997 den beri dekan, rektör yardımcısı ve rektör olarak görev yapan Bağcı, kadrolaşmanın kendisinden önce yapıldığını iddia etmektedir. Ardıç’ın rektörlüğünün son iki yılında tek bir kadro dahi açılamadığına göre, kadrolaşmayı hangi ara ve kim yapmıştır?
İddia, isnat ve iftiraları bir kenara bırakalım da somut olanı konuşalım. Mensubu olduğum KBB kliniği FETÖ’cü kadrolaşmaya karşı alenen ve hukuken karşı çıkan bir Anabilim dalıdır. Kliniğimize kişi tarifi yapılarak yapılan yardımcı doçent ataması nedeniyle rektörlüğe karşı dava açtık. Yine kliniğimize yapılan doçent atamasını da idari mahkemeye taşıdık. Tüm itirazlarımıza rağmen, eski rektör Bağcı tarafından ataması yapılan bu kişilerin ikisi de 15 Temmuz sonrası açığa alınmıştır. Bu konuda yaptığımız hukuki mücadelenin mahkeme tarih ve numaraları ektedir. Bağcı’nın savunması, kadrolaşmayı deşifre eden bu çabalarımıza karşı intikam duyguları ile hareket ettiğini düşündürmektedir. Bağcı, kendini aklayabilmek için, iftira atarak haysiyet cellatlığı yapmaktadır.
Tüm yasal haklarımı saklı tutarak kamuoyuna saygı ile sunarım.”