Denizli 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşması öncesinde polis adliye çevresinde ve içinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Duruşmaya çok sayıda avukat, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve öldürülen Hafize Kurban’ın babası Mustafa Balık katıldı.
Duruşmada, iddianame okunarak, sanık hakkında “eşi kasten tasarlayarak öldürme” suçlamasıyla “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası”, olaydan 4 gün önce yaşanan darp nedeniyle “eşi kasten yaralama” suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis, eşinin cep telefonundaki görüşmeleri izlediği ve kaydettiği gerekçesiyle “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçlamasıyla 1 yıldan 3 yıla kadar hapis, “kişisel verilerin kaydedilmesi” suçlamasıyla da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istendi.
Kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanık Uğur Kurban, eşiyle bir tekstil firmasında çalışırken tanıştıklarını, bir süre arkadaşlık yaptıktan sonra 2014 yılında evlendiklerini ve iki çocuklarının dünyaya geldiğini anlatarak, şöyle devam etti:
“BAŞKA BİRİYLE MESAJLAŞTI”
“Evlendikten sonra bazen tartışmalarımız oldu. Eşimden 3-4 ay önce şüphelendim. Kavga etmeye başladık. Eşimin telefonundaki WhatsApp'ın kodunu kopyalayarak telefonuma yükledim. 23 Ağustos'ta 07.00-15.00 vardiyası için işe gittim. Saat 11.30 sıralarında eşimin başka biriyle mesajlaştığını fark ederek, bu durumu kayıt altına alıp kayınpederimi aradım ve eve gelmesini söyledim. Yoldayken kayınvalidemi ve Afyonkarahisar'daki babamı da aradım. Eve girdiğimde kayınpederim ve eşim vardı. Kayınpederim ayağa kalktı ve mesaj kayıtlarını göstermemi söyledi. Ben de eşimin yazışmalarını gösterdim. Kayınpederim, 'hani arkadaşındı' diye eşimin yüzüne 4 kez vurdu. O çekildikten sonra ben çenesinden tuttum eşimin ve geriye doğru ittim. Boşanma kararı aldığımdan zorluk çıkmaması için bir şey yapmak istemedim. Sonra evin koridodunda kapının camına vurdum, elimde hafif kesik oluştu. Kızgızlıkla mutfağa doğru gittim, bıçağı elime aldım. Kayınpederim 'bırak oğlum' diye elimden bıçağı alıp, beni sakinleştirdi. Eşim bu arada evden çoçukları alıp gitmiş."
“DENİZLİ DEVLET HASTANESİNDEN ARADI”
Daha sonra kayınpederinin evine gittiğinde, çocuklara eşinin kız kardeşinin baktığını gördüğünü ve kayınpederi ile eşine ulaşmaya çalıştıklarını kaydeden Uğur Kurban, “Birkaç sefer telefonunu aramama rağmen ulaşamadım. Polise kayıp ihbarında bulunmaya karar verdik. Daha sonra kayıtlı olmayan bir numaradan arandım. Açtım, eşimdi. Denizli Devlet Hastanesi acilde olduğunu, gelmemi söyledi. Kayınpederimi aradım ve eşimi bulduğumu söyledim. Yanına gittim, polisler vardı. Babası olan kaybederimden şikayetçi olacağını, kendisini polislerin sığınma evine yerleştireceğini söyledi. Polisler, Kınıklı Polis Merkezine gideceklerini, benim de aracımla arkalarından gelebileceğimi belirtti. Eşim polis merkezinde şikayetinden vazgeçti ve kayınpederimle sarılarak oradan ayrıldılar” dedi.
“BOŞANMA DAVASI AÇTIM”
Eşi evden ayrıldıktan sonra pazar günü eve gelip eşyaları sattığını anlatan sanık Uğur Kurban, “Pazartesi günü eşimin görüşme kayıtlarının, mesajlarının fotoğraflarının, sohbet geçmişinin çıktısın alıp adliyeye giderek boşanma davası açtım. Gürlek'teki abimin evine tekrar geri gittim. Salı günü kayınpederimi arayıp eşimle görüşmek istediğimi, telefonu vermesini söyledim. Eşime telefonda çekişmeli boşanma davasının uzun süreceğini, anlaşmalı boşanma yapmamızı, arabayı satıp yarısını vereceğimi söyledim. Çocukların velayetinin de kendisinde kalabilecağini söyledim, kabul etmedi" diye konuştu.
“SÖYLEDİKLERİYLE ŞOKE OLUP BIÇAĞI SAVURDUM”
Daha sonra eşyalarını almak üzere kayınpederi ile eşinin eski oturdukları eve gittiğini, kendisinin de oraya ulaştığını belirten sanık, "Oturduğumuz eve gittim. Kapıda kavgalı olduğum bacanağım ile kayınpederim vardı. Arabamdaki bıçağı yanıma aldım. Eve çıktım, eşimle orada görüştük. Eşim ‘dışarı çıkalım sigara içelim’ dedi, çıktık. Evin biraz ilerisinde konuşmaya başladık. Anlaşmalı boşanmamızın daha çabuk olacağını söyledim. O da bana ‘Beni götürseydi onunla giderdim. Kaçak göçek buluşuyorduk zaten. Bana senden iyi davranıyor. Senin donuna kadar alacağım' dedi. Ben buna dayanamadım, şoke oldum. Sol elimde olan bıçağı karın hizasına saladım. Eğilince göğüs ve boğazına isabet etmiş. Olayın ardından bir müddet ileride bıçağı attım. Bir yere oturup sigara yaktım. Arkasından polisi aradım, gelen polise teslim oldum, bıçağın yerini gösterdim” ifadelerini kullandı.
.
Davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatının, “eşini bıçaklamakla, öldürmekle ilgili eşinin yakını ile mesajlaşmaları olup olmadığı” sorması üzerine sanık Uğur Kurban, "Daha önceden öldürmeyi düşünmemiştim. 'Benim iki çocuğum var, Hafize için elimi kana bulayamam' dedim. Kesinlikle Hafize'yi öldüreceğime dair bir şey yazmadım" dedi.
Sanığın savunmasının ardından mahkeme, duruşmayı 3 Ocak 2020 tarihine erteledi.
OLAY
Denizli’nin Pamukkale ilçesi İncilipınar Mahallesi’nde 27 Ağustos’ta boşanma aşamasında olduğu eşi Uğur Kurban tarafından bıçaklanan ve ağır yaralı olarak PAÜ Hastanesi Yoğun Bakım Servisinde tedavi altına alınan 23 yaşındaki Haze Kurban, 5 Eylül’de hayatını kaybetmiş, eşi tutuklanmıştı.
DENİZLİ (AA)
