Denizli’den Antalya’ya giden ve aynı odayı paylaştığı arkadaşını tüfekle vurup pencereden aşağıya, sonra da ayağına taş bağlayıp havuza atan katil zanlısı ile aynı yerde çalışan 4 arkadaşı yakalandı.
Olay, üç gün önce Antalya’nın Taşağıl Mahallesi Kümeevleri mevkisindeki muz serasında meydana geldi. Av tüfeğiyle öldürülen Afganistan vatandaşı 36 yaşındaki Abdulhamit Moradı’nın cesedi Antalya İl Jandarma Komutanlığı SAT timi tarafından yapılan arama sonucunda muz serasının havuzunda bulundu.
Cinayetle ilgili çalışma başlatan Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı JASAT dedektifleri, Abdulhamit Moradı’nin aynı odayı ve yatağı ortak kullandığı 20 yaşındaki Shamsadın Nikmohammad’in de aralarında bulunduğu 3 Afgan uyruklu ile 2 Türkü gözaltına aldı. Zanlılar, jandarmadaki işlemlerinin ardından Manavgat Adliyesine sevk edildi. Cinayeti işlediğini itiraf eden Afganistan uyruklu Shamsadin Nikmohammad tutuklanırken, diğer 4 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
CİNAYETİ SOĞUKKANLI ŞEKİLDE ANLATTI
İfadesinde Denizli’de çalışırken 6 ay önce Abdulhamit Moradi’nin daveti üzerine Taşağıl’a gelerek serada çalışmaya başladığını belirten Shamsadin Nikmohammad, “Ben geldiğimde Abdulhamit Moradi ile aynı konteynerde, aynı yatakta yatmaya başladık. 20 gün bana çok iyi davrandı. Ancak zaman geçtikçe hareketleri değişti. Bulaşıkları sürekli bana yıkatıyor ve kendi yapması gereken işlerde beni çalıştırıyordu” dedi.
İki ay önce Afganistan’daki yakınlarına göndermek için Moradi’den 2 bin lira borç aldığı, ancak kendisine yaptıklarına dayanamayıp işi bıraktığını belirten Nikmohammad, “İş yeri sahibi benim yanıma geldi ve Abdulhamit’e 2 bin lira borcum olduğunu, çalışarak borcumu ödememizi istedi. Ben de kabul ettim. Tekrar işe başladığımda Abdülhamit Moradi bana ilk önce çok iyi davrandı. Dört gün sonra yine kötü davranmaya başladı. Aynı davranışları tekrarlaması üzerine kendisini defalarca uyardım. Uyarılarıma rağmen devam edince öldürmekten başka çarem kalmadı” diye konuştu.
Zanlı cinayet anını ise şöyle anlattı: “Abdulhamit Moradi uyuyordu, hemen başucunda bulunan tek atımlık tüfeği aldım. O tüfeği akşamüstü ezan okunurken fişeğini doldurup hazırlamıştım. Tüfeğin emniyetini açıp, Abdulhamit Moradi’nin kafasına 20-25 metre yaklaştırıp gözlerimi kapattım ve tetiği çektim. Tüfek patladı, Abdulhamir Moradi’nin yüzüne bakmadan hafifçe gözlerimi açtım, kan akıyordu. Kendisine ait olan kısa kollu kırmızı ceketi kafasına örttüm. Battaniyeyle sarıp sürükleyerek odadan balkona çıkardım. Binanın arkasına doğru seraya ve orada bulunan havuza bakan yerden balkondan aşağı attım. Cesedi sürükleyerek havuzun kenarına getirdim. Orada bulduğum boş bir çuvala parke taşı doldurup, cesede de bağlayarak havuzun ortasına attım. Ardından odada bulunan ve sürüklediğim yerlerde oluşan kan izlerini toprakla temizledim tam bu sırada sera sahibi geldi ve Abdulhamit Moradi’yi sordu. Kendisine ‘içeride uyuyor’ dedim. Ertesi günü iş yeri sahibinin emriyle Abdulhamit Moradi’yi diğer işçilerle birlikte sera ve çevresinde aradık. Bulamayınca jandarmaya başvuruda bulunduk. Abdulhamit Moradi’yi öldürdüğüm için pişmanım.”
