Denizlispor’un “Boncuk” lakaplı eski futbolcusundan 33 yıllık şike itirafı – D20Haber
23.04.2024, Salı
18 °C / 34 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. SPOR
  4. /
  5. FUTBOL
  6. /
  7. Denizlispor’un “Boncuk” lakaplı eski futbolcusundan 33...

Denizlispor’un “Boncuk” lakaplı eski futbolcusundan 33 yıllık şike itirafı

A- A+
Engin ÜNAL / D20HABER
Yayınlanma: 11 Mart 2020 Çarşamba - 01:35Güncelleme: 11 Mart 2020 Çarşamba - 01:41
Denizlispor’un “Boncuk” lakaplı eski futbolcusundan 33 yıllık şike itirafı

Denizlispor’un eski futbolcusu, günümüz teknik direktörlerinden Mesut Bakkal, “Mesut Bir Adamın Hikayesi” ismini verdiği kitapta futbol anılarını aktarırken, 33 yıl sonra “şike”itirafında da bulundu. Bakkal, 1-1 berabere kalarak Beşiktaş’ı şampiyonluktan ettikleri maç için Galatasaray’dan futbolcu başına 2’şer milyon lira aldıklarını itiraf etti.

Yeşil-siyahlı camia onun çok sevdi, bağrına bastı. Gözlerinin renginden dolayı da “Boncuk” lakabını taktı. Adı büyük kulüplere transfer için anılırken yaşadığı bir sakatlık onu yeşil sahalardan kopardı. Ama sevdiği futboldan kopmadı. Ersun Yanal ile birlikte ekip olup başarılara imza attılar teknik adam olarak. Sonra Yanal’dan ayrılıp kariyerine teknik direktör olarak devam etti, Denizlispor dahil çok sayıda futbol takımını çalıştırdı.

Bir süredir sessizdi ve bu sessizliğini “Mesut Bir Adamın Hikayesi” ismini verdiği kitapla bozdu. Bir anı kitabı olan bu çalışmada, futbolculuk ve teknik direktörlük kariyerlerinden kesitler sunan Mesut Bakkal, 1986-1987 sezonunun çok konuşulan 1-1’lik Beşiktaş-Denizlispor maçına da yer verdi. Beşiktaş’ı şampiyonluktan ettikleri o maç için 2’şer milyon lira aldıklarını yazdı. Daha doğrusu “şike”yi itiraf etti.

Sezon bittiğinde Galatasaray şampiyon olurken, Denizlispor 36 puanla ligi 7’nci sırada bitirmişti.

İŞTE O İTİRAF

Beşiktaş maçından önce Başkan Ahmet Dartar idmanı izlemeye geldi. O ara antrenman karıştı. Hocadan antrenmanı bırakmasını istediler. İlk başta anlayamadık biz. Ne olduğunu sorduk.”Çabuk toparlanın İstanbul’a gidiyoruz” dediler. Sonra bize haber geldi, durumu anladık. Meğer Galatasaray bizi ağırlayacakmış. Akşam İzmir’e, İzmir’den de uçakla İstanbul’a. Ergun Gürsoy’un bürosunun karşısında Dedeman Oteli’de kaldık. Arada bize gelip, “Aman çocuklar bu maç bizim için çok önemli” diyorlardı. Maçı da Ali Sami Yen Stadı’nda oynayacaktık.

Bir çanta içinde para geldi otele. Kişi başına düşen para bizim transfer taksidimizden biraz fazlaydı. Maç konuşmasında söylediler: Kişi başına ikişer milyonda. Tam o ara yeni çıkan bir arabanın parasıydı. Büyük para. Ali İpek genel kaptandı. O gün tam maça gidecekken Nihat Hoca, Zafer abi’yi kesti. Biz de “Zafer Abi sen bizi otelde bekle” dedik. O maça gelmedi. Bir yönetici ile 6’ncı kata kilitledik. Maça gittik. Orada bize atlar için kullandırdıkları haplardan verdiler. Hatta maç içinde bizim Çingene Erhan, “Mesut ben kusacağım” demiş, ben de “Yahu maç içinde nereye kusacaksın” diye yanıt vermiştim.

Feyyaz, Fikret, Ali, Sinan, Leatin muhteşem başladılar maça ama biz de çok iyi koştuk. İlk devreyi 0-0 bitirdik. 59’uncu dakikada bir orta oldu, Ali kafayı vurdu, öne geçtiler. Golden sonra Kadir abi başladı bize küfretmeye. Ben de “Bak abi küfür etme, daha maç bitmedi” dedim.

Dakika 86 oldu. Birini düşürdüler. Hakem Coşkun Kutay verdi falü. Müthiş bir maç yönetti zaten. Topun başında benimle birlikte Mahmut Aydın vardı. Sonradan Erol da geldi. Bize o anda “Perşembe günü oğlum oldu, bırakın onun hatrına ben vurayım” dedi. Normalde o toplara Mahmut vurur, top da ya ağlara giderdi ya da kuşlara… Biz de “tamam” dedik, ayrıldık. Barajda Samet Abi’yi ve Ulvi Abi’yi duyuyorum. “Bakın gol yersek paramparça oluruz!” falan diyorlardı. Onların kalesinde “çuval” Jurkovic vardı. Ben topa bastım, Erol abi sol ayakla vurdu, top laap diye 90’a girdi. Biz paralar geldi diye koşuyoruz sahada. Stadyumda çıt yok.

Biz maçı 1-1 bitirdik. Vay anam vay! Polisler dahil, herkes bizi kovaladı sahada. O sırada TRT’de görüntü de gitmiş. Annem de korkudan beni öldürecekler diye televizyona yapışmış. En sonunda soyunma odasına girdik, köşeye sıkıştık. Yukarıdan camlar yağdı. Emniyet müdürü geldi”Boğaz Köprüsü’ne çıkmayın, sizi keserler” dedi. İki-üç saat Ali Sami Yen Stadı’nda bekledik. Denizlisporlu bir cengaver de yeni aldığı otobüsle oradan geçmiş. Otobüste cam kalmamış. Tuz buz… Arabaya bindik. Her yerden taş yağıyor. Ali Sami Yen Stadı’ndan Dedeman Oteli 500 metre mesafededir. Polis dağıta dağıta açtı o yolu. 45 dakikada zor gittik. Otele kendimizi attık. Ali İpek geldi. “Paralar Denizli’de dağıtılacak” dedi. Biz de stoper Kayış Ahmet’i doldurduk. O çıktı. “O paralar burada dağıtılacak” dedi. Hemen sonra odaya çıktık. İkişer deste birer milyon aldık. Herkes nemalandı. Kaleci Adnan 18 yaşındaydı. O da aldı. Nihat Hoca hemen aldı, kaçtı. İzmir’e kahraman gibi indik. Galatasaray bizi Tenis Kulubü’nde ağırladı. O gün Galatasaray’ın maç yaptığı Antalya’dan yanımıza gelen futbolcular oldu. Mesela Arif Kocabıyık gibi… O günden sonra yavaş yavaş kabus başladı. Sakatlandım.