İlk yarı bitti… Denizlispor, aldığı sonuçlara bakılırsa “küme düşecek ilk takımım” diyor adeta. Futbol kötü, takım ruhu yok, sahada mücadele ve hırs yok. Geçen sezondan ders çıkarmayan yönetim, maddi sıkıntılara bir de yanlış teknik direktör ve futbolcu tercihleri ekleyince, daha her şey ilk maçta belli oldu. Göztepe karşısında alınan 5-1’lik yenilgi bile şok yaratmadı.
YANLIŞ TEKNİK DİREKTÖR TERCİHLERİ
Robert Prosinecki’nin yanlış tercih olduğu geç de olsa anlaşılıp yollar ayrılsa da yönetim hemen ikinci hatasını yaptı. “Teknik direktörümüz Kenan Atik” denilerek çok değerli 3 hafta yitirildi. Sonra da Yalçın Koşukavak… Alanyaspor ve Büyükşehir Belediyesi Erzurumspor galibiyetleri ile hayaller kurulsa da galibiyetsiz geçilen haftalar, yönetimin yönetemediğini ortaya koydu.
HER ŞEY PARAYA BAĞLANDI
Gelinen noktada yönetim kendi hatalarını kabullenmekten çok, maddi sıkıntının arkasına sığındı. Tamam pandemi nedeniyle seyircisiz maçlar gelir kaybı yarattı, yayıncı kuruluştan belki beklenen paralar gelmedi ama kabul edin ki çarkı siz döndüremediniz. Şampiyonluğun ardından Yukatel’e isim hakkını verirken “5 milyon euroya sponsor bulduk” diye övünüldü. Yokluğa rağmen Denizli Büyükşehir Belediyesi Ulaşım AŞ, 3 milyon 750 bin lira ile sponsor oldu, daha imzaların mürekkebi bile kurumadı. Yayın geliri, spor toto, iddia gibi gelirler de söz konusu. Dememiz o ki kasa sıfır değil. Ama kulüp ekonomik cenderede boğuluyor.
DARTAR’I, BAYSAL’I ÖRNEK ALSAYDINIZ
Bu kulübün tarihine bir bakın! Ahmet Dartar başkan iken yönetimde kimler vardı bir bakın. Para veren de vardı, profesyonel yöneticilik katkısı koyanlar da vardı. Hemen anımsadıklarımız: Doğan Demircioğlu vardı, Ali Baysal vardı, Selami Damgacı vardı, Cihat Kaşıkçı vardı, Ali İpek vardı, Mazlum Bababalım vardı, Süleyman Öztürk vardı, Esat Sivri vardı, Hulusi Kulaklı vardı, Metin Özkardeş vardı…
Örneğin Feridun Alpat vardı; Macaristan’a gidip o yıl Dünya Kupası’na katılan milli takımın kadrosundan Kuti ve Varga’nın transferini gerçekleştirmişti.
Evet, bu yöneticilerin görev aldığı yönetimler döneminde de inişli çıkışlı dönemler oldu, küme düşüldü ama çabuk geri dönüş sağlandı, kulüp bu kadar parasızlığa mahkum olmadı.
YENİDEN BUGÜNE GELİRSEK
Daha sonra yeniden ele alırız geçmişin yönetim anlayışlarını ama bugüne gelirsek... İster “takke düştü kel göründü” denilsin, isterse “kral çıplak”, Ali Çetin başkanlığındaki yönetimlerle gelinen nokta kulübü eskisinden çok daha zor döneme sürüklendiğidir.
Para alamadığı gerekçesiyle kaleci Stackhowiak, şampiyonluğun pay sahiplerinden Ismail Aissati, sözleşmelerini tek taraflı feshetti. Son olarak toplam 404 dakika oynayan ve para alamadığı için sürekli “sakatım” diyen Subotic de çekip gitmiştir.
Transfer döneminin bitmesine bir hafta kalmış, hala takımı yukarılara taşıyacak transfer yapılamamıştır. Teknik direktör Yalçın Koşukavak, 6-7 transfer istemektedir. E bunu kim yapacak? Para yok diyen yönetim mi?
İSTATİSTİKLERİN EN BAŞARISIZ TAKIMI DENİZLİSPOR
İlk yarıda tam 20 maça çıktı yeşil-siyahlılar. Alınan 3 galibiyet ve 5 beraberlikle hanesinde 14 puan yazıyor.
Ligin en az galibiyet alan takımıdır, en çok yenilen takımıdır, ligin en fazla gol yiyen (38) iki takımından, en az gol (19) atan üç takımından birisidir.
Karşılaşmaların ilk yarısında kalesinde en fazla gol gören takımdır. Evinde en fazla maç kaybeden takımıdır.
Bunlar tersine çevrilemez mi? Elbette çevrilir de camiadan uzaklaşan bu yönetimle zor.
