Denizli Devlet Hastanesi Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Dr. Mahya Sultan Tosun, kistik fibrozis hastalığının vücuttaki salgı bezlerini etkileyen, dolayısıyla akciğer, pankreas, karaciğer, bağırsaklar, ter bezleri ve epididim gibi organlarda bozukluğa yol açan genetik bir hastalık olduğunu belirtti.
Bu hastalığın akraba evliliğinin fazla olduğu ülkemizde sık görüldüğüne işaret eden Dr. Tosun, “Kistik fibrozis, ciddi akciğer yetmezliğine götürebilen ve ölümcül olabilen bir hastalıktır. Hastalar genellikle bebek yaşlarda tekrarlayan bronşit, tekrarlayan ve sürekli hastaneye yatırılmayı gerektiren akciğer enfeksiyonları, sık sinüzit, sık otit, astım şikayetleri gelmektedirler. İkincisi kistik fibrozis bir pankreas yetmezliği de yarattığı için bu hastalar kronik ishal ve malabsorbsiyon dediğimiz gelişme geriliği tablosu ile de bize başvurabilmektedir. O nedenle polikliniklerimize gelen geçmeyen akciğer enfeksiyonları, ishaller, büyüme gelişme geriliği yaşayan her çocukta ter testini artık istiyoruz. Çünkü ne kadar erken tanı ve erken tedaviye başlanırsa çocukta çok sağlıklı ve sorunsuz bir büyüme gerçekleştirilebilir” dedi.
YENİ DOĞANLARA TER TESTİ
Denizli’de ilk kez yeni doğan bebeklere ter testi uygulamasını başlattıklarını da kaydeden Dr. Tosun,
bu test ile kistik fibrozis, bir diğer ifadeyle dış salgı bezlerinin bulunduğu akciğer, pankreas, bağırsak ve ter bezi hastalıklarının önceden tespitinin sağlandığını ifade etti. Tosun, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Kistik fibrozis hastalığında erken teşhisin önemli olduğu bilinciyle artık Sağlık Bakanlığı kamu hastanelerinde ter testinin yapılmasını zorunlu kıldı. 1 Ocak 2015 tarihi itibari ile dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de kistik fibrozis, Sağlık Bakanlığı tarafından her yeni doğan bebekten hastaneden çıkmadan bazı doğumsal hastalıkların taranması için alınan topuk kanı tarama programına eklendi. Denizli Devlet Hastane’mizde de ter testi 29 Mart’ta yapılmaya başlandı. Polikliniğimize Pamukkale Üniversitesi Hastanesi, özel hastaneler ve aile hekimlerinden hasta gönderimi yapılmaktadır. Randevu ile çalışıyor ve günde ortalama 5 hastaya test yapıyoruz. Bu tür testlerde hastanın herhangi bir yerine iğne batırma gibi bir durum söz konusu değil. Hastanın sadece kol bölgesine bir tane elektrot bağlayarak ve oradaki terleme sağlanarak uyguladığımız bir testtir. Tere bir takım ölçümler yaparak kistik fibroz hastalığı olup olmadığı tanısını yapıyoruz. Şu ana kadar 75 hastaya ter testi yaptık. Bunlardan 6 tanesi Sağlık Müdürlüğü ve Aile Hekimliklerinden bize yönlendirilen hastalardı.”
