PAÜ Hastanesi’nde KOAH hastalarına tel tedavisi – D20Haber
26.04.2024, Cuma
14 °C / 28 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. SAĞLIK
  4. /
  5. SAĞLIK
  6. /
  7. PAÜ Hastanesi’nde KOAH hastalarına tel tedavisi

PAÜ Hastanesi’nde KOAH hastalarına tel tedavisi

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 1 Haziran 2018 Cuma - 11:36Güncelleme: 1 Haziran 2018 Cuma - 11:36
PAÜ Hastanesi’nde KOAH hastalarına tel tedavisi

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda uygulanan tel tedavisiyle 54 yaşındaki Fazıl Demirdöğer ve 71 yaşındaki Hasan Karaca tel tedavisi ile sağlıklarına kavuştular.

Yrd. Doç. Dr.Erhan Uğurlu ameliyathane ortamında anestezi verilerek yapılan ameliyatla ilgili verdiği bilgide, “Amfizem, KOAH’lı hastalarda gaz alışverişi yapan dokuda geri dönüşümsüz olarak yıkıma yol açma özelliği taşımaktadır” diyerek, şunları kaydetti:

“Temel sorun elastik dokuda yıkıma bağlı ortaya çıkan aşırı havalanma olduğu için, temel olarak nefes açıcılar ve antienflamatuar özelliklere sahip geleneksel medikal tedavinin yararları genelde sınırlıdır. Akciğer volüm küçültücü teller nitinol tellerden oluşmuş olup, bunlar açıldıktan sonra parankimde kompresyon yaratacak bir biçim alacak şekilde önceden yerleştirilmişlerdir.B u teller kendilerine uygun bir taşıyıcı sistem kullanılarak bronkoskopik olarak yerleştirilmektedir. İlk önce seçilen segmentteki havayolu bronkoskopik olarak belirlenir ve direnci düşük olan kılavuz tel floroskopi altında havayoluna ilerletilirler. Bir kateter ise kılavuz telin üzerinden geçirilir ve havayolunun uzunluğu kılavuz telin üzerindeki radyo opak markerler aracılığıyla ölçülür. Kateter geriye çekildiğinde yay şeklindeki telin aracılığıyla havayolunu bağlı bulunduğu parankim ile birlikte geriye çekmesi sağlanır. Yerleştirme sürecini tersinden uygulayarak bu teli çıkartmak ya da yeniden yerleştirmek mümkündür. İşlem genel anestezi altında ve ameliyathane koşullarında uygulanmaktadır.”

Amfizem tedavisinde yeni bir yöntem olarak bronkoskopik hacim azaltıcı sarmal tedavi yönteminin uygulandığını, bu yöntemin başarısında hastanın anatomik ve fizyolojik özellikleri ve dikkatli hasta seçiminin de kritik rol oynadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Uğurlu, hastaların bu yöntemle semptomlarının yüzde 25-30’unun azaltıldığını ifade etti.