Özel Gözakademi Hastanesi hekimlerinden Opr. Dr. Serdar Marol, genellikle 15-20’li yaşlarda ortaya çıkan ve tedavi edilmediğinde görme bozukluğuna yol açan “keratakonus” hastalığına dikkat çekerek, erken teşhisle bu hastalığın tedavi edilebildiğini söyledi.
Özel Gözakademi Hastanesi’nde görev yapan Opr. Dr. Serdar Marol ile gözün saydam tabakasında bozulmaya ve tedavi edilmediğinde görme bozukluğuna yol açan keratakonus hastalığını konuştu. Hastalığın her 2 bin kişide 1 görüldüğüne dikkat çeken Opr. Dr. Marol, sorularımızı yanıtladı. İşte keratakonus ile ilgili bilinmeyenler ve yapılması gerekenler…
Keratakonus nedir?
Gözün en önünde yer alan ve bir kubbe bombeliğinde olması gereken saydam tabakanın bombeliğinin bozulması ve konik şekil almasıdır. Yani keratakonus, “konik şekilli kornea” anlamındadır. Normalde yuvarlak şekilli olan korneanın konikleşmesiyle görme azalır.
Keratakonus’da ilk belirti nedir?
Keratakonuslu gözlerde, başlangıçta astigmat denilen görme bozukluğu ortaya çıkar. Bu genellikle miyop-astigmat türündedir. Hastalığın ilerlemesi ile birlikte göz gittikçe daha fazla miyop ve astigmat olmaya başlar, özellikle astigmatizma çok ilerler, kornea (saydam tabaka) giderek öne doğru konikleşir ve incelir, düzensiz bir şekil alır. Bu şekil bozukluğuna paralel olarak da gözlükle düzeltilemeyen bir astigmatizma oluşur.
Keratakonusun nedeni biliniyor mu?
Keratakonusun nedenei tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik bir yönü mevcuttur. Keratakonus bir anlamda, korneanın dejeneratif bir hastalığıdır.
Keratakonus sık görülen hastalık mıdır? Kaç yaşında görülür?
Keratakonus, toplumda ortalama her 2 bin kişide bir (1/2000) görülen bir hastalıktır. Ortaya çıkışı genellikle 15-20 yaşlarındadır. Her hastada değişik seyredebilir. Bazen 4-10 yıl ilerler, sonra durabilir. Bazen de hızla ilerler, görme kısa zamanda bozulabilir.
Keratakonusda görme neden azalır?
Keratakonus hastalığında korneanın şeklinin bozulması, deforme olması, gözde oluşan görüntünün de deforme olmasına, görme niteliğinin ve kalitesinin bozulmasına ve görme derecesinin azalmasına neden olur.
Hastalık nasıl teşhis edilir?
Hastalık belirtileri genellikle çocukluk çağında ortaya çıkar. Aile açısından ilk şüphelenilmesi gereken an; çok sık gözlük numarasının değişimi ve yüksek astigmatlı gözlüktür. Ancak şüphe sonu teşhis için ve keratakonusun hangi aşamada olduğunun belirlenmesi için ileri tetkik cihazları gerekmektedir. Bunların en başında korneal topografi cihazı gelmektedir. Ancak günümüzde sadece saydam tabakanın (kornea) ön yüzeyinin haritasını veren topografi cihazlarının yerine, saydam tabakanın (kornea) arka yüzeyinin de haritasını veren cihazların kullanımı gerekmektedir. Çünkü bu topografi cihazları keratakonus klinik bulgu vermeden, hastayı ve görmelerini hiç etkilemeden teşhis etmeye olanak sağlamaktadır.
Keratakonus tedavi edilebilir mi?
Genel kanının aksine keratakonus artık başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Tedavi iki şekilde planlanmalıdır. İlk amaç ilerleyici görme kaybını önlemek; ikinci amaç görme kalitesini ve düzeyini arttırmaktır. Keratakonusun ilerlemesi ve buna bağlı görme düzeyinin azalması günümüzde önlenebilmektedir. Bu korneal çapraz bağlama (corneal crosslinking) adı verilen yöntemle yüzde 90’a varan başarı oranı ile yapılabilmektedir. Bu yöntem hastanenin şartlarında 1 kereye mahsus uygulanan riboflavin damla ve uv ışınları uygulaması ile yapılan bir tedavidir. Bu şekilde saydam tabaka (kornea) yapısı güçlendirilmekte ve ilerleyici deformasyon önlenmektedir. Bu nedenle 30 yaş altındaki keratakonus hastalarında mutlaka uygulanması gerekmektedir. İkinci basamak görme düzeyini arttırmaktır. Bu başlangıç keratakonus aşamasında gözlük ile mümkündür. Gözlüğün yetersiz kaldığı durumlarda, orta ve ileri keratakonusta özel keratakonus lensleri uygulanır. Ancak kontakt lens kullanmayan veya göz yapısı uygun olmayan hastalar önceleri sadece kornea nakli (keratoplasti) ile tedavi edilebilmekteydi. Şimdilerde kornea içi halka segmentleriyle saydam tabaka (kornea) yapısının düzeltilmesiyle hastanın görmeleri iyileştirilebilmektedir. Ancak kornea içi halka segmenti uygulamasının başarılı olması için hem hastanenin teknik donanımı, hem cerrahi tecrübe çok önemlidir. Çok ileri keratakonus için son seçenek kornea nakli (kerotoplasti) ameliyatıdır. Ancak günümüzde uygulanan diğer yöntemlerle çok az hasta kerotoplasti ameliyatına ihtiyaç duymaktadır.
Erken teşhis çok önemli mi?
Keratakonus beklide erken teşhisin en önemli olduğu hastalıklardan birisidir. Çünkü keratokonus çok ilerlemediği takdirde, hangi aşamada ve hangi görme düzeyinde tespit edilirse, o aşamada ilerlemeyi durdurmak mümkündür. Ancak geri dönüş mümkün değildir. Bu nedenle çok erken tespit edilen keratokonus hastaları hiçbir görme kaybına uğramadan tedavi edilebilmektedir.
Risk faktörleri nelerdir?
Risk faktörleri genetik yatkınlık, mekanik travma ve alerjik konjoktivit olarak sıralanabilir. Ailesel yatkınlık: Ailesinde keratakonus olan hastaların kontrollerini daha sık yaptırmaları gerekmektedir.
Mekanik travma: Uygunsuz kontakt lens kullanımı ve göze alınan darbeler, hem mevcut keratakonusun hızlı ilerlemesini, hemde oluşmasını sağlamaktadır.
Alerjik konjoktivit (bahar nezlesi): Böyle hastaların gözlerini çok bastırarak ve uzun süre kaşımaları yine aynı şekilde mevcut keratakonusun hızlı ilerlemesini, hem de oluşmasını sağlamaktadır.