TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, kendisine mektup göndererek görev hatırlatmasında bulunan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a tepki gösterdi. Karaca, Kurtulmuş’un kendisini görevden alma yetkisi bulunmadığını söyleyerek, "Ben, Numan Kurtulmuş'un görevlendirdiği, onun emrinde çalışan birisi değilim" dedi.
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararını Meclis’te okutmasıyla başlayan ve Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un Karaca’ya yönelik sert sözleriyle devam eden süreç gündemdeki yerini koruyor.
Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın “Yeni Bir Sabah” programına konuk olan Karaca, Anayasa Mahkemesi kararını okutarak Can Atalay’ın egemenlik hakkına dikkati çektiğini söyledi. Karaca’nın öne çıkan sözleri şöyle:
– 14 Haziran 2024’te Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından Meclis Başkanvekili seçildim. Yaptığım ilk iş her bir milletvekilinin hukukundan, hakkından duyduğum sorumlulukla Can Atalay’ı cezaevinde ziyaret ettim. Kendisine ‘Meclis Başkanvekili olarak bulunduğum sürece Anayasa Mahkemesi kararı ve Anayasa’nın uygulanması için ne gerekiyorsa yapacağız’ dedim. Yaklaşan 23 Nisan’dı, ulusal egemenlik vurgusu önemliydi. Anayasa’ya sadakat yemini etmiş Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekiliyim. Hatay halkının egemenlik hakkını hayata geçirmek ve anayasal hukuk düzenine bağlılığımın gereğini yerine getirdim.
– (Anayasa Mahkemesi kararı ile ilgili) Genel Başkanımız ile de paylaştım. Sayın Genel Başkanımız ile görüştüm, kendisi okutulmasının uygun olduğunu, doğru olduğunu ifade etti. 16 Nisan günü, çünkü o hafta nöbetçiydim. Tamamen milli egemenlik vurgusu için Can Atalay’ın, milletin egemenliğini kullanamadığının hatırlatılmasıydı.
– Anayasal güvence altındaki tutanak hizmetleri ve tutanağın kaotik duruma, güvencesinin ortadan kalktığı bir süreci maalesef yaşadık. Danışmanlarımdan tutanakları almalarını istedim. 10-15 dakika sonra basından beni aradılar. ‘Sizin okumanız yok, tutanaktan silinmiş’ diye. Hemen tutanak hizmetlerini aradım, ‘yayınlanmadı’ dediler. Ben aldım, yayınlandı tabiki. Önce yayınlandı tutanak. Bu konuda çok tedbirliydim. Düşünebiliyor musunuz Meclis Başkanvekili tutanakların anayasal güvenvcesini korumak için tedbir almak zorunda kalıyor. Önce yazıldı, evet tutanaklar silindi. Arkasından gerekli görüşmeleri yaptım. İşte partilerden itirazlar var tutanağa falan denildi. AKP ve MHP, Cumhur İttifakı kızdı ama grubu bulunan diğer siyasi partiler ayakta alkışladı.
– Yok hükmündeki Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararının okunarak bir milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesi anayasal hukuk düzeni açısından tartışılması ve riskli bir durum.
– Tutanaktan silinmeyle ilgili ‘tedbiren kaldırdık’ dediler. Aynı günü yazılı başvuru yaptım. İlk tutanağı ve silinmiş halini ekleyip genel sekreterliğe gönderdim. Altı saat sonra bu kez ne yaptılar? Meclis’in açıldığı ilk günden bu yana hiç olmamış bir şeyi yaptılar. Dediler ki dip not. Benim elimde ham tutanak olunca aynen yayınlamak zorunda kaldılar. ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu kısım iç tüzeğe aykırıdır’ diye bir dip not. Ama mücadelemi elbette bırakmadım. Hem Sayın Sibel Suiçmez katip üye hem ben hem grup başkanvekilimiz Murat Emir bir yazı gönderdik. Bu tutanaklara müdahaledir, Anayasa’nın 94 ve 95. maddelerinde belirlenen Meclis Başkanlık Divanı’na yetki aşımıdır, tutanaktaki dip notu silmenizi talep ediyoruz diye bir dilekçe gönderdik. Henüz silinmedi. Bunun üzerine sözü edilen mektup geldi.
– Mehmet Uçum tehdit etti, ‘günü geldiğinde gereği yapılacak’ dedi. Grup başkanvekilleri ‘azlettireceğiz, görevden aldıracağız’ dediler. Devlet Bahçeli, hakaret edici cümleler kurdu. Numan Kurtulmuş ‘iç tüzükten kaynaklanan yetkilerimi kullanacağım’ dedi. Ama gözden kaçan bir şey var. Ben, Numan Kurtulmuş’un görevlendirdiği, onun emrinde çalışan birisi değilim.
– Yazıda, ‘Meclis Başkanı benim, Sırrı Süreyya Önder’e saygısızlık yaptın’ diyor. ‘Ben ne dersem onu yapacaksın, benim bilgim, onayım olmadan hiçbir şey yapmayacaksın, ben nasıl istersem Meclisi öyle yöneteceğim’ diyor. Meclis’in tek adamı gibi, iç tüzükten böyle anlam çıkarıyor.
– Sayın Numan Kurtulmuş’un bu mektupta ifade ettiği yetkileri, uyarıları kabul edersek o zaman gelecek her oturumu yönetecek.
– Kararın neden okutulduğunu, Anayasa’nın bir zorunluluk olduğunu ve Anayasa’ya sadakat yemini etmiş bizlerin buna uygun davranması gerektiğini, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararının okutulmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu, bu nedenle de yapılan işlemi tarafsız bir Meclis başkanı olarak desteklemesi gerektiğini anlattım. Meclis Başkanvekili’nin ne olduğunu, başkanlık divanının, başkanın yetkilerini kendisine tek tek hatırlattım.
– AKP’nin Grup Başkanvekili dedi ki korsan bildiri. Ya Anayasa Mahkemesi kararına ‘korsan bildiri ‘ demek ne anlam ifade ediyor? Korsan bildiri dedikleri Anayasa Mahkemesi’nin 21 Aralık 2023 tarihli hak ihlali kararı.
– İktidarın anayasasızlaştırma dediğimiz sürecin turnusol kağıdı oldum. Onların gerçek niyeti ortaya çıkmış oldu. Egemenliğin artık millete değil, saraya ait olduğunu ortaya çıkarmış oldum. Meclisin bir yasama makinesi olduğunu düşünüyorlar. Sarayın isteklerine göre çalışacak bir Meclis… Yapacağı işlemle beni değil CHP’nin başkanlık divanını cezalandırmış olur.