TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü açıklamasında, sokaklarda yaşama tutunmaya çalıştığını, şiddete maruz kaldığını ve çocuk hakları ihlallerinin sonlandırılması gerektiğini belirtti. Karaca’nın açıklaması şöyle:
“20 Kasım, çocukların hak sahibi özneler olarak gündeme gelmesi ve bu gündemin daimi olmasına katkı sağlaması gereken bir gün. Birleşmiş Milletler tarafından, çocukların sadece geleceğin değil bugünün de hak öznesi olduğu vurgusu ve onların insan olarak, çocuk olarak haklarının teslim edilmesine vurgu yapılması gereken bir gündeyiz.
“EŞİTSİZLİĞİN GÖLGESİNDE DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ”
Çocuklar; ne yazık ki, sınıfsal eşitsizliklerin ve savaşların insafına terk edilmiş durumda. Filistin’de bombaların altında, sınırların ötesinde mülteci kamplarında, madenlerde, tarlalarda, fabrikalarda ya da sokaklarda yaşama tutunmaya çalışan çocuklar, insanlığın en büyük utancını gözler önüne seriyor.
“1 MİLYAR ÇOCUK TACİZE MARUZ BIRAKILIYOR”
Şiddet, dünyadaki çocukların en az yarısı için bir gerçekliktir; 1 milyar çocuk her yıl fiziksel, duygusal ve cinsel tacize maruz kalmaktadır. Şiddete maruz kalmak yalnızca çocuk haklarının ihlali değildir, aynı zamanda zihinsel sağlık sorunları, diyabet ve kanser gibi bulaşıcı olmayan hastalıklar, bulaşıcı hastalıklar ve suç faaliyeti ve madde bağımlılığı gibi sosyal sorunlar riskini de artırır. Şiddet, bireysel çocuklara zarar vermekten daha fazlasını yapar; toplumumuzun yapısını bozar. Çocukların mutlu, sağlıklı hayatlar kurmasını zorlaştırır ve küresel ekonomiye her yıl milyarlarca dolara mal olur.
“TÜRKİYE TAAHHÜDÜNÜ YERİNE GETİRMELİ”
Kolombiya’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de Bakan Yardımcısı düzeyinde temsil edildiği konferansta çocuğa karşı her türlü şiddetin önlenmesine ilişkin önlemler ve politikalar ele alındı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, iktidar bir takım taahhütlerde bulundu. Yerine getirilmesi elzem ve yerine getirilmesi durumunda çocuk hakları ihlallerini sona erdirme ya da en aza ineceği bir Türkiye’yi yaratabilmek, oluşturabilmek; çocuklar için hak öznesi olduğu bilinciyle bu alanda çok ciddi bir ilerleme sağlanabilecek taahhütler verildi. Yalnız bu uluslararası organizasyonda bir eksik var, o da çocuklara özgü bütçe taahhüdünde bulunulmaması…
“ÇOCUĞA ÖZGÜ BÜTÇE GEREKİYOR, TAKİPÇİSİYİZ”
“Bizler de çocuk hakları, hak temelli mücadele eden siyasiler olarak, yurttaş olarak; 7-8 Kasım’da düzenlenmiş olan toplantıdaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına verilen taahhütleri; çocuk hakları temelli ve her türlü istismar, cinsel istismar ve şiddetin önlenmesine ilişkin bu taahhütlerin yerine getirilip getirilmediğinin takipçisi olacağız. Şu an Meclis’te görüşülen 2025 merkezi yönetim bütçesinde de hak temelli bakış açısıyla; çocukların özne olacağı, çocuklara özgü bir bütçe anlayışının da taahhüt edilmese bile hayata geçirilmesini bekliyoruz. Bunun da mücadelecisi ve takipçisi olacağız.
“ÇOCUKLARIN HAKLARININ TESLİM EDİLDİĞİ BİR DÜNYA İÇİN MÜCADELE”
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin kağıt üzerindeki varlığı, pratikte devasa bir boşluğa işaret ediyor. Savaşlardan kaçanlardan ayrımcılıkla büyüyenlere, çocuk yoksulluğuyla baş etmeye çalışanlardan ihmal ve istismar edilenlerine kadar milyonlarca çocuk bu boşluğun eseri… Milyonlarca çocuğun eğitimde, sağlıkta, barınmada, beslenmede ve özgürlükte önceliği yoksa, bu boşluğun eseri… Çocukları açlığa, çalıştırmaya, şiddete terk eden her düzen, adaletsizliği derinleştiriyor. Çocukları sömürünün, yoksulluğun ve şiddetin girdabından kurtarmak, yalnızca vicdani değil, politik bir sorumluluktur. Devletler, kurumlar ve bizler, çocukların özgürleşmesini, güçlenmesini sağlamakla mükellefiz. Adalet çocukla başlar. Çocuklar için adalet sağlanmadıkça, insanlık için bir gelecek de mümkün değildir. Çocuğa özgü adalet anlayışıyla, çocukların haklarının teslim edilmesi dileğiyle...”