Sol Parti İl Başkanı Orhun Çoban, Cumhurbaşkanlığı seçimini Cumhuriyet tarihinin en kritik eşiklerinden birisi olarak gördüklerini, bütün kurumlarının işlevsizleştirildiği tek adam rejiminin bir kez daha oylanacağı bir seçim olacağını ifade etti.
Altı parti arasındaki mutabakatın önemli bir gelişme olduğunu belirten Çoban, “Ancak, bu muhalefet blokunun ortaya koyduğu restorasyon programının, toplumun son derece köklü değişimler gerektiren birikmiş sorunlarına çözümler üretebileceğini beklemek yanıltıcı olacaktır. Toplum giderek ekonomik krizin pençesinde kıvranırken, yoksulluk ve işsizlik derinleşirken, özelleştirme politikalarının sonuçları ortadayken, demokrasi bütünüyle rafa kaldırılmışken, laiklikten vazgeçilmiş, emperyalist politikaların gönüllü taşıyıcılığına talip olunmuşken, Millet İttifakı’nın programının ülkenin ve geniş emekçi kesimlerin önünde duran sorunların çözümü için yetersiz kalacağı açıktır” ifadelerini kullandı.
Önümüzdeki sürecin basit bir iktidar değişikliğinden ibaret olmayacağını kaydeden Çoban, “Türkiye’nin tek adam rejiminden çıkışı ile birlikte bu karanlık rejimle hesaplaşabilmesi AKP sonrasında da çok zorlu bir mücadele sürecini zorunlu kılıyor. Bu koşullarda Türkiye’nin ve emekçi sınıfların sorunlarını çözecek şekilde dönüşümünü gerçekleştirmek, ancak sosyalist sol bir çıkış politikası doğrultusunda örgütlenmiş bir toplumsal mücadelenin sonucu olabilecektir” dedi.
Özelleştirilen tüm kamu işletmelerinin geri alınarak kamusal bir dönüşüm sağlanması gerektiğini savunan Çoban, “Eğitim ve sağlık parasız olmalıdır. Özel okul ve hastaneler kamulaştırılmalıdır. Enerji, barınma, bakım, ulaşım ve iletişim başta en temel insani ihtiyaçlar devlet tarafından karşılanmak zorundadır. Yeni siyasal zemin mutlak laiklik temeli üzerine devlet içinde mevzilenmiş tüm tarikat ve cemaatlerin etkisizleştirildiği bir anlayışla kurulmalıdır. Yerinden yönetimin ülke çapında doğrudan demokrasi anlayışla geliştirildiği; halkın her düzeyde söz, yetki ve karar sahibi olduğu devrimci demokratik bir toplumsal düzen bir arada yaşamın da en büyük güvencesidir. Devlet, işsizlik ve diplomalı işsizler sorununa acil önlemler almak zorundadır. Yandaşların batık şirketleri kurtarmak, tarikatları ihya etmek, patronların yüzünü güldürmek için hesapsızca harcanan kamu kaynakları gençlerin istihdam sorununun çözümünde kullanılmalıdır” diye konuştu.