Arslan: AYM siyasetin arka bahçesi olmasın
CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sinin partili cumhurbaşkanı tarafından atanacağını, bu mahkemenin siyasetin arka bahçesi olmamasını istediklerini belirtti.
CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, yapılmak istenen anayasa değişikliğiyle devletin çökertileceğini, tek adam egemenliğinin millet egemenliğinin üzerine çıkartılmak istendiğini, CHP’nin ise “tek parti egemenliği millet egemenliğinin üzerine çıkartılmasın” dediğini söyledi.
Yaptığı açıklamada “Bu anayasa paketi, daha ilk maddesinde tarafsız ve bağımsız mahkemelerden bahsetmiş, ancak Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu üzerindeki düzenlemeler yargıyı tamamen bağımlı hale getirecek” diyen Arslan, şunları kaydetti:
“Hakimler Savcılar Kurulu artık yargının kendi üyeleri içinden liyakatla değil, tümüyle siyasiler tarafından belirlenecek. Hakkınızı yargıda aradığınızda partizan yaklaşım önünüze çıkacak. Bu yeni sistem vatandaşı mahkeme kapısına değil, partinin kapısına mecbur bırakmak istemektedir. Değişiklik halinde hak arama adliyelerde değil, siyasetçinin, il ve ilçe başkanlarının kapısında olacaktır.
KARARNAME NEREDE BAŞLAR, NEYİ DÜZENLER?
Kanunla yapılması gerekenler, cumhurbaşkanı kararnamesiyle yapılacak, tüm mülkünüz, özgürlüğünüz tehlike altına girecek. Kanunun sınırı nedir, kararname nerede başlar, neyi düzenler, tümüyle karışacaktır. Hukuksuz, kanunsuz bir kararnameye Danıştay değil, Anayasa Mahkemesi bakacak. O mahkemenin 15 üyesinin 12’sini partili Cumhurbaşkanı atayacak, 3 tanesi de çoğunluk partisinin oylarıyla meclisten seçilerek görevlendirilecektir. Yeni Anayasa Mahkemesi bu üye yapısıyla bağımsız olabilir mi? Tarafsız karar verebilir mi?
Bir anayasa düşünün, 2010 referandumunda mahkemeler ve adalet AKP-FETÖ eliyle tümüyle cemaate terk edilmiş, ordunun komutanları, üniversitenin hocaları bu kumpasla hapse atılmıştır. Şimdi 2017 referandumunda cemaat imamlarından alınmak istenen yargıdaki yetkilerin tamamı partili Cumhurbaşkanına verilmek isteniyor. Buna razı mıyız? Hayır, biz razı değiliz. Buna asla izin vermeyiz.
KİMİ KİME ŞİKAYET EDECEKSİNİZ?
Bir anayasa düşünün; belediyeyle, bakanlıkla yol anlaşmazlığınız var. Arazinizin yok pahasına elinizden alınmasına, kamulaştırılmasına itiraz edeceksiniz. Kimi kime şikayet edeceksiniz? Belediye onun, kaymakamın eli kolu bağlanmış. Hakim ve savcı o tek adama bağlanmış. Böyle bir yargı yapısından adalet çıkar mı? İlçe başkanları FETÖ’den boşalan koltuklarda mülakatla hakim savcı olarak oturacak, il başkanları valilerin üzerine çıkacak. Partili Cumhurbaşkanı mahkemelere hükmedecek, bir kararnameyle istediği an özgürlüğünüze, mülkünüze el koyabilecek. ‘Bu kararname hukuksuz’ diye isyan edeceksiniz, Danıştay’ın kapısı suratınıza kapanacak. Hakkınızı ancak Anayasa Mahkemesi’nde arayacaksınız, onun da kadrosu Cumhurbaşkanına bağlı olacak.
“YARGI BAĞIMSIZLIĞI UÇURUMA İTİLMEKTEDİR”
Eğer Hakimler Savcılar Kurulu’nun üyeleri kendi içinden seçilmeyecekse, yargının üst yöneticilerinin 6’sını partili Cumhurbaşkanı, kalan 7’sini o tek adamın işaret ettiği kişiler üzerinden çoğunluk partisinin milletvekilleri belirleyecekse, ortada tarafsız yargı kalmamıştır. Eğer yargının tüm atama, tayin, ceza ve yükselme süreçlerini belirleyen HSK’nın üyelerini yargı üyeleri kendi içinden liyakata dayalı seçemeyecekse, partili Cumhurbaşkanı her konuya karışacaksa, bunun adı yargı üzerinde siyasi vesayet kurmaktır. FETÖ eliyle çökertilen yargı sistemi, yeni bir yanlışla tümüyle yok edilmek üzeredir. Partili Cumhurbaşkanı ve adamları eliyle yargı bağımsızlığı uçuruma itilmektedir.”
