Muğla dönüşü Denizli’den geçen Muharrem İnce, partisinin Denizli İl Teşkilatında basın toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan İnce, “Erdoğan ve AKP taraftarları bu sistemi getirirken, sistemin omurgası olarak 50+1’i göstermişlerdi. Şimdi alamayacaklarını görünce bunu tartışmaya açıyorlar. Seçimler 5 yıldan 4 yıla indirildi. Sonra tekrar 5 yıla çıkarıldı. Türkiye deneme tahtası değildir. Erdoğan’ın talepleri doğrultusunda Türkiye’nin Anayasası şekillenemez. Onun kişisel isteklerine göre düzenlenen bir Türkiye olamaz. Önce bu kafadan vazgeçmeli. Hep Anayasa’yı Erdoğan’a uydurmaya çalışıyoruz. Erdoğan Anayasa’ya uyarda daha sağlıklı olur. Önce bunda bir anlaşmalıyız” dedi.
“ORTADA SEÇİM YOKKEN İTTİFAK KONUŞULMAZ”
İttifak konusuna ve bu konudaki çağrılara da değinen İnce, ortada seçim yokken ittifak konuşulmasını doğru bulmadığını, seçimlere üç ay kala bunun ele alınabileceğini, ittifaklarla yol yürümeyi siyasi partilerin tabanlarına haksızlık yapması olarak gördüğünü, Memleket Partisi’nin yüzde 50+1 almak için, tek başımıza iktidar olmak için çalışacağını ifade etti.
ERDOĞAN’A EKONOMİ ÜZERİNDEN YÜKLENDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ekonominin kitabını yazdım” sözlerine de yanıt veren İnce; “Yola çıkarken dolar 10,16’ydı. Şimdi 3 dakika önce baktım 10,23. Yani 7 kuruş artmış. Muğla’dan buraya gelene kadar. Dolar 10 liranın üzerinde. Şekere yüzde 25 zam gelmiş. Mazot pahalı, çiftçi deposunu dolduramıyor, çftçi gübre alamıyor. Doğal gaz uçmuş gitmiş. Sanayide yüzde 48 zam gelmiş. Elektrik fiyatları uçmuş. Böyle bir ortamda Erdoğan, ‘ekonominin kitabını yazdım’ diyor. Keşke kitap yazacağına kitap okusaydı. Özet okumak yerine kitap okusaydı, bilime, hukuka, liyakate inansaydı, tek adamlık özentisinden vazgeçseydi memleket bu hale gelmezdi” diye konuştu.
“VATANDAŞLIK MAAŞINI BAŞLATMALIYIZ”
Türkiye’nin ekonomisini düzeltmek için kısa vadede ve uzun vadede yapılması gerekenler olduğunu kaydeden Memleket Partisi lideri, “Kısa vadede KDV derhal 18’den 15’e düşürülmeli. Temel gıdalardaki KDV sıfırlanmalı. ÖTV yeniden ayarlanmalı ve vatandaşlık maaşı gündeme gelmeli. Yani bu ülkede yaşayan yurttaşlar savaş olduğunda nasıl mecburi olarak savaşa getiriliyorsa, askere gidiyorsa, vergi veriyorsa zor durumlarda da devletin görevini yerine getirmesi lazım. Vatandaşlık maaşını derhal başlatmalıyız” ifadelerini kullandı.
“ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMAMALI”
Asgari ücretten vergi alınmaması gerektiğini savunan İnce, “Kayıp bir gençlik var. Yani interneti olmayan, bilgisayar alamayan, telefon alamayan öğrenciler için Özel İletişim Vergisinden vazgeçilmeli. Asgari ücretten vergi alınmamalı. Gençlere bilgisayar, tablet, telefon alımı için destek olunmalı. Tarımdaki dolaylı vergiler derhal kaldırılmalı. TOBB gibi kasalarında nakit olanlar derhal bu nakitleri üyelerine aktarmalı. Bunları yaparsak bir miktar ortamı rahatlatmış oluruz. Ama bunlar günlük çözümler” değerlendirmesinde bulundu.
“ÇEYREK ALTIN BİLEZİK YERİNE GEÇTİ”
Altın fiyatlarındaki yükselişe düğünler üzerinden verdiği örnekle değinen İnce, “Gram altın, Erdoğan’ın icadıdır. AKP iktidarlarından önce çeyrek altını yabancılara takardık. Şimdi çeyrek altını yeğenlere takıyoruz. Çeyrek altın bilezik yerine geçti artık. Yeğenlerine bilezik takardın, uzak akrabalara da çeyrek altın takardın. Şimdi çeyrek altını yeğenlere takamıyoruz. Gram altın bunların icadı zaten. Bu kafayla giderse dolar 15 lira olur. Çeyrek altın, gram altın derken artık yakında 0,5 gram altına da geçeriz” dedi.
KILIÇDAROĞLU’NA HELLALLEŞME GÖNDERMESİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme konusundaki açıklamasıyla ilgili soruyu da yanıtlayan İnce, sözlerine şöyle devam etti:
“Şimdi helalleşmek güzel bir şeydir. Dinsel bir terimdir, vicdani bir terimdir. İnsancıldır. Buna hiç itirazım yok. Hesaplaşma siyasi bir terimdir. Hesaplaşmak da seçim meydanlarında olur. Aklanmak ise hukuki bir terimdir. Altını doldurmadı Sayın Kılıçdaroğlu… Benim merak ettiklerim var. Eğer helalleşmede bir Aleviler ile helalleşmek istiyorsa, haksızlık ettik bu insanlara. Bunlar vergi verdiler ama Cem Evlerine devlet yardım etmedi. ‘Alevilere haksızlık ettik, helalleşelim’ diyorsa kabulüm. 12 Eylül zindanlarında, Metris’te işkence gören solcularla helalleşmek gerekiyorsa bunu kastettiyse kabulüm.
Mamak zindanlarında işkence gören ülkücülerle helalleşelim diyorsa bu da kabulüm. Bunlar oldu. Silivri zindanlarında eziyet gören, Balyoz’da kumpasta inim inim inleyen insanlara helalleşelim diyorsa bu da kabulüm.
Ama keşke Yunan galip gelseydi diyenlerle helalleşmek istiyorsa ben yokum. Camileri ahır yaptı yalanını söyleyenlerle helalleşecekse orada da yokuz. İkinci Dünya Harbi’nde Alman orduları Trakya’ya yaklaşınca köyler boşaltıldı, camilere saman dolduruldu, samanların içine silah saklandı. Türkiye’yi savunmak için bütün bunlar yapıldı. Ama bunu bugün camilere saman dolduruldu derseniz yalan söylersiniz. İşte pandemi de camileri kapattı Erdoğan. Birisi çıkıp şimdi dese ‘Erdoğan camilerimizi kapattın’ onun gibi bir şey olur. Sahtekarlık olur, yalan olur. Geçmişimize hakaret olur. Bunu kastediyorsa burada da yokum.
‘Atatürk soykırım yaptı’ diyenlerle helalleşecekse orada da yokum. Eğer ‘23 Nisan’dan sonra ne geliyor, 1915 geliyor’ diyenlerle helalleşecekse burada yokuz. O eziklik olur. Bu ülkede yıllarca sahte mağduriyetler yaratıldı. Bu sahte mağduriyetleri yapılmış gibi onlarla helalleşelim diyorsa orda da yokuz.
“HELALLİK İSTİYOR MUSUNUZ” SORUSUNA YANIT
“Siz de helallik istiyor musunuz?” sorusunu da yanıtlayan ince, şunları söyledi:
“Mesela kendisini desteklemediği için aday yapılmayan, parti dışına itilen arkadaşlarıyla helalleşecek mi? Başkalarını destekledikleri için aday yapılmayan, partiden atılan, partiden dışlanan onlarla da helalleşecek misin? Bakın helalleşmeyi ortaya atan ben değilim. Ben şimdi diyorum ki altını doldurması lazım. Baştan saydıklarım ise helalleşelim. Bunlar doğrudur. Keşke Yunan galip gelseydi diyen adamın neyiyle helalleşeceğim. Önümüzdeki günlerde her halde açacaktır konuyu… Benim de görüşlerim bunlardır.”
