Memleket Partisi Denizli milletvekili adaylarından memleket için ortak mesajlar – D20Haber
26.04.2024, Cuma
14 °C / 28 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. POLİTİKA
  4. /
  5. POLİTİKA
  6. /
  7. Memleket Partisi Denizli milletvekili adaylarından memleket...

Memleket Partisi Denizli milletvekili adaylarından memleket için ortak mesajlar

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 5 Mayıs 2023 Cuma - 09:30Güncelleme: 5 Mayıs 2023 Cuma - 11:40
Memleket Partisi Denizli milletvekili adaylarından memleket için ortak mesajlar

Memleket Partisi Denizli milletvekili adayları, ülkede ve Denizli’de daha güzel günlere ulaşılması için çalışmalar yaptıklarını, çaba gösterdiklerini belirterek, “Tek isteğimiz, tek gayemiz memleketin kazanması için” mesajını verdi.

Memleket Partisi Denizli milletvekili adayları Erhan Derici, Osman Uluköy, Doğan Erol, Müjgan Köklü Sezmiş. Hakan Karapınar, Mehmet Doğukan Yaldız ve Deniz Karol, Denizli’nin tarımdan sanayiye, ulaşımdan artan kiralar ve ev fiyatlarına, sağlıktan çarşı-pazardaki pahalılığa yaşanan sorunlara dikkati çekip, önerilerini dile getirdi.

DERİCİ: İHRACATTAN TURİZME ORTAK SORUN ULAŞIM

Memleket Partisi Denizli 1.sıra milletvekili adayı Erhan Derici, Denizli’nin sanayisi, ihracatı, tarım ve turizm sektörleriyle Türkiye’nin dikkat çeken illerinden birisi olduğunu, ancak ulaşımın acil çözüm gerektiren sorunlardan olarak ortada durduğunu söyledi. Derici, konuyla ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:

“Denizlimiz yaklaşık 60 bin öğrencinin yaşadığı bir eğitim şehri. Aynı zamanda 2022 yılında yaklaşık 2 milyon yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği, 2023 yılı hedefi 3 milyon turist ziyareti olan bir turizm şehri. Buna ilave olarak Denizlimiz 2022 yılı ihracat değerlerine göre 4,7 milyar USD ihracat rakamıyla ülkemizin en çok ihracat yapan 9. şehri konumunda. Bir diğer ifadeyle ihracat ve üretim şehri.

Tüm bu özellikleri ile Denizlimiz güzel Türkiyemizin can damarlarından biri. Denizli'nin öneme sahip olduğu eğitim, turizm, üretim ve ihracat gibi konularda ortak bir sıkıntısı var: Ulaşım.

Karayolu altyapısı genel olarak ihtiyaçları karşılasa da aynı durum havayolu ve demiryolu taşımacılığı için ne yazık ki geçerli değil. Denizlimiz şehir merkezinden oldukça uzakta, direkt yurt dışı seferleri yok. Yurt içinde ise sadece İstanbul'a seferi bulunan bir havalimanına sahip. Denizli halkı seneler önce şehir içi ulaşımda dahi hafif raylı sistem talep ederken, bugün neredeyse atıl halde bulunan, sanayi ve ticaret merkezlerinden kopuk bir Tren İstasyonu'na sahip. Uzun yıllardan beri gerek iş insanlarımız gerekse kent halkımız demiryollarında iyileştirmeleri, kent merkezinden organize sanayi bölgelerine, organize sanayi bölgelerinden yakın limanlara demiryolu bağlantılarını, havalimanını teknik gerekliliklere uygun olan ve şehir merkezine yakın bir yere taşımayı, bu hava limanını yurtdışı uçuşlara açmayı, yurtiçi sefer sayıları ve noktalarında artışı talep etmekte. Ancak devlet yetkilileri kulaklarını tıkamaktadır.

Memleket Partisi iktidarında hepimizin ortak problemi olan ulaşımda eksiklikleri gidermek için çalışacağız. Hava ve demiryolu taşımacılığını kent turizmine, ekonomisine ve kent halkının yaşam standardının yükseltilmesine katkı sağlayacak çalışmaları sağlayacağız.”

ULUKÖY: YABANCIYA KONUT SATIŞINI DURDURACAĞIZ

Memleket Partisi Denizli 2. sıra milletvekili adayı Osman Uluköy, yüksek enflasyon ve döviz kurlarının en çok etkilediği sektörlerden birisinin konut sektörü olduğunu, kira ve konut fiyatlarının hızlı artış gösterdiğini, Memleket Partisi’nin bu problemi çözecek projeleri olduğunu belirtti. Uluköy, şunları söyledi:

“Ülkemizde son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon ve döviz kurundaki dalgalanma her sektörü etkilemiştir. Fakat bu sektörlerin içinde en fazla etkilenen inşaat sektörü olmuştur. Yüksek enflasyon ve döviz kurundaki hızlı yükselişe, yabancılara konut satışı ve bir de üstüne 6 Şubatta yaşadığımız deprem felaketi eklenince fiyatlarda akıl almaz bir yükseliş yaşanmıştır. Vatandaşlarımız bu konutların fiyat artışından kaynaklı olarak kiraların da çok fazla yükselmesi sebebiyle zor durumda kalmaktadır.

Geçen sene yabancılara 100 bin konut satışı yapılmıştır. Bizim Memleket Partisi olarak çözümümüz en başında acilen yabancıya konut satışını durdurmak yer almaktadır. İkinci bir çözümümüz, konut sıkıntısı çeken büyük şehirlerde boş tutulan konutlar tespit edilip, yasal düzenlemeyle daha fazla emlak vergisi düzenleyip konutların piyasaya arzı sağlanmasıdır. Bir kişinin birden fazla konuta sahip olması ile ilgili olarak da yapılacak yasal düzenlemeyle artan oranda emlak vergisi getireceğiz. Onlarca dairesi olan kişiyle bir adet dairesi olan kişinin emlak vergisi yükü aynı olmayacaktır.

TOKİ asli görevi olan sosyal konut yapımına devam edecek. Bizim iktidarımızda üniversite öğrencilerimizi tarikat ve cemaat yurtlarına mahkum etmemek adına yurt yapımında da görev alacaktır.

Ayrıca taşınmaz satışlarında ekspertizi zorunlu hale getireceğiz. Müteahhitlerin vergi kaçırmasını engelleyeceğiz. Konut satışlarından alınan gelir vergisini %10 a düşüreceğiz,. Tapu alım satım vergisini de %4 den %1 e indireceğiz.

Memleket Partisi, çözümleri olan projeleri olan bir partidir. Halkımızın desteğiyle göreve geldiğimiz takdirde, ülkemizin her problemine çözüm sunacak projelerimizle halkımızın nefes almasını ve geleceğe umutla bakmasını sağlayacağız.”

EROL: ÜRETİM SEKTÖRLERİNE TEŞVİKLER VERİLMELİ

Memleket Partisi Denizli 3. sıra milletvekili adayı Doğan Erol, yüksek enflasyonun yarattığı olumsuzluklara dikkati çekerek, mevcut ekonomi uygulamalarından vazgeçilmesini, üretim sektörlerine teşvik sağlanmasını istedi. Erol, şunları kaydetti:

“Sanayide üretim aşamasında hiçbir sektör diğer sektörlerden mal ve hizmet alışverişi yapmadan bağımsız olarak üretim yapması mümkün değildir. Üretim maliyetlerini etkileyen en önemli girdiler enerji, hammadde, yardımcı madde, ekipman giderleri, işçilik giderleri, finansman giderleridir. Bu giderlerin ülkede yaşanan son 20 yılın en yüksek enflasyonu sebebiyle bu giderleri sabit tutabilmek mümkün görünmemektedir. Bu olumsuzluk ekonomideki güven ortamını tamamen ortadan kaldırdığı için üretim önemli ölçüde etkilenmekte, piyasa şu anda geçici olarak canlı gibi görülse de kısa süre sonra çok önemli bir durgunluğa doğru gidecektir.

Mevcut iktidarın bütün dünyada kabul görmüş ekonomi biliminin temel kurallarının aksi yönünde hareket etmesi geçici bir refah sağlasa da kısa süre sonra bu zihniyetin iflas etmiş olduğunu hepimiz görüyoruz, daha da görecek ve yaşayacağız. Dünyada yüksek enflasyonu kullanarak gelişmesini sağlayan hiçbir ülke bulunmamaktadır. Yüksek enflasyon sebebiyle sanayici ürettiği malı tekrar ürettiğinde aynı maliyetle üretemeyeceği için fiyatları doğal olarak yükseltmekte, bu da enflasyonun daha da yükselmesi yönünde kısır bir döngü oluşturmaktadır.

Bu iktidar tarafından uygulanan bu ekonomi modeli bile diyemeyeceğimiz uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Türkiye’nin acil ihtiyaçları belirlenerek üretimde bu sektörlere kaynak aktarılmalı ve gerekli teşvikler verilmelidir. Ekonominin olmazsa olmaz kuralları uygulanmalıdır. Seçimden sonra kurulacak Memleket Partisi hükümeti sanayici ve diğer üreticilere güven ortamı sağlayacak, üreticilerin yanında olduğunu gösterecektir. Başta enerji maliyetleri olmak üzere her türlü girdi maliyetlerinin düşürülmesi için çok kapsamlı destekler verilecektir. Memleket Partimizin bu yönde çalışmaları hazırdır. İktidar olduğumuzda bir saniye bile gecikmeden ekonominin gerektirdiği her türlü önlem alınacaktır. Ekonomimizin yine dünya da rekabetçi bir yapıya kavuşturulacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.”

SEZMİŞ: TARIMDAKİ SORUNLAR BEKA SORUNU OLARAK GÖRÜLMELİDİR

Memleket Partisi Denizli 4. sıra milletvekili adayı Müjgan Köklü Sezmiş, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’nin dışarıya bağımlı hale getirildiğini ifade ederek, tarımdaki sorunların ülkenin beka sorunu olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. Sezmiş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha düne kadar gıda konusunda kendi kendine yetebilen ülkemiz, son 20 yılda yürütülen yanlış tarım ve hayvancılık politikalarıyla ne yazık ki birçok üründe dışa bağımlı hale gelmiştir. Fiyat ve alım garantisi verilmeyen çiftçi plansız bir üretim şekli ile her yıl seneye düzelecek ümidiyle savaş vermeye devam etmekte ya da verimli arazileri bırakıp köyünü ve hatta ülkesini terk etme noktasına gelmiştir. Denizli’miz iklim, jeotermal ve toprak yapısı bakımından tarım ve hayvancılıkta önemli bir yer tutmaktadır.

Kontrolsüzce artan girdi maliyetleri ile üretim yapan çiftçimize, yatırım öncesi alım ve fiyat garantisi verilmesinin yanı sıra; bilinçli çiftçi eğitimleri ile tarımda düşük verimin önüne geçilerek, hayvancılıkta ölüm ve hastalık sayısındaki artışın önlenmesi gerekmektedir.

Ne yazık ki şu an ülkemizde tarım ve hayvansal ürün satış rakamları diğer üretim yapan ülkelere göre düşük kalmak ile birlikte, girdi maliyetleri hemen hemen yakın seviyededir. Aracılar da fahiş fiyat uygulamaları üzerine yapılacak gereksiz algının bir yana bırakılarak üreticinin güvenli satış kanallarına ulaşımı sağlanmalıdır.

Tezgâhtaki fiyat artışlarının sadece zincir market ve tüccarlara indirgenmesiyle gerçek sorunun kaynağının göz ardı edilmesi ne yazık ki en büyük cehalettir. Güvenli satış kanallarının oluşturulması sayesinde, üretici finansal kaygıya düşmeden; ürününü pazarlayabilecek, karşılıksız veya uzun vadeli oluşabilecek alışverişlerde kendisini koruma altına alabilecektir. Örneğin Buldan ilçemizde onlarca üzüm üreticisi karşılaştığı birçok sorunun yanı sıra tüccardan emeğinin karşılığını alamaması sebebi ile daha da borç batağına girmektedir. Bu konuda kooperatifleşmenin de tek ele indirgenmesi ve üretici yanlısı olmaması sebebiyle haklarını savunacak mecraları olmadığı için kendi mağduriyetlerini kendi içlerinde yaşamaktadırlar.

Sonuç olarak biliyoruz ki mikro düzeyde yapılacak değişiklikler ile makro düzeyde verimli sonuçlar alınabildiği görülecektir. Bu sebepten dolayı tarım politikasının devletin beka sorunu olarak görülmesi gerekmektedir.”

KARAPINAR: TEKSTİLDE BÜYÜK ZORLUKLAR VAR

Memleket Partisi Denizli 5. sıra milletvekili adayı Hakan Karapınar, Denizli’nin tekstil kenti olduğunu, ancak sektörde yaşanan zorluluklar bulunduğunu belirtti. Karapınar, sektörle ilgili şunları söyledi:

“Tekstilciler hammaddede dışa bağımlılık problemi ve enflasyon nedeniyle girdi fiyatlarındaki artıştan ötürü maliyet hesabında yaşanan belirsizlikleri var. Biz bunları çözmek için girişimlerimizi artıracağız.

Tekstil sektörünün yıllardır içindeyim. Sebep sonuç ilişkisini ortaya koyduğumuzda, hammaddede dışa bağımlılık problemi var. Bu sebeple hammadde fiyatları kur orantısıyla ilişkili olduğu için fiyatlarda ciddi artışlar yaşanıyor. Önce bu dışa bağımlılığı bitirmek lazım. Yerli ve milli hammadde üretimlerine geçilmesi elzemdir. Bunlarla ilgili yatırımlarımız olacak. Tekstil sektörü ucuzlayan hammadde fiyatları ile artık daha fazla üretim ile daha da gelişecek ve sorunlarını çözmüş olacağız.

Enflasyon bu ülkenin başlıca sorunlarından bir tanesi, ivedilikle bu konuya el atılmalıdır. Genel Başkanımız Muharrem İnce de bu konuyla ilgili çalışmalar yürüteceğini ve enflasyonu düşüreceğimizi söyledi. Böylece enflasyon sorunu düşünce sektörde de rahatlama başlayacak. Ayrıca enflasyon nedeniyle girdi fiyatlarındaki artıştan dolayı maliyet hesabında yaşanan belirsizlikleri de ortadan kaldıracağız. Böylece girdi fiyatlarında artış olmayacak ve tekstil sektörü rahat bir nefes alacak.”

YALDIZ: MEMLEKET SAĞLIK MERKEZLERİ , SAĞLIK HİZMETİNE ULAŞIMI KOLAYLAŞTIRACAK

Memleket Partisi Denizli 6.sıra milletvekili adayı Mehmet Doğukan Yaldız, sağlıkta yaşanan problemler için çözüm getirecek uygulamaların hazır olduğunu, Memleket Sağlık Merkezleri ile sağlık hizmetine ulaşımın kolaylaştırılacağını dile getirdi. Yaldız, sağlıkta yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini şöyle aktardı:

“Her şeyin başı sağlık deriz. Dolayısıyla ülkemizin onca sorunu arasında sağlık sistemindeki sorunları da görmezden gelmememiz gerekiyor. Sizler, en yakınlarınız ve çevrenizdeki daha birçok insan ülkemizde ortak bir sorundan muzdarip. Hastanelerde bir MRG (emar) randevusu için dahi aylarca beklememiz gerekebiliyor. Ya da binbir zorlukla aldığımız randevu sonrası doktorumuzun odasına muayene olmak için girmişken acele eden, önündeki bilgisayarda yazı yazmaktan yüzünüze bakma fırsatı bile bulamayan bir hekim ile karşılaşabiliyoruz. Peki neden? Aslında sorunun en temeline inmemiz gerekiyor.

Gelişmiş ülkelerde sağlık hizmeti kabaca üç basamaktan oluşur diyebiliriz. Birinci basamak sağlık hizmetini de şöyle özetleyelim. Bu basamak daha çok sizleri daha hastalığa yakalanmadan korumayı amaçlayan tavsiyeler veren, müdahaleler yapan kurum ve kişilerden oluşur. Bu basamak düzgün çalıştığında, vatandaşlarımız kapsamlı bir tıbbi müdahale gerektirmeyen, bir uzmanlık dalı olmayan hekimlerimizin de kolayca tedavi edebileceği hastalıkları için hastaneye gitmeden tedavi olabileceklerdir. Günümüzde bunu karşılayan kurum Aile Sağlığı Merkezleri ne yazık ki işlevselliğini yitirmiş durumda. Bu da hastanelerde gereksiz bir yoğunluk yaratarak, doğru düzgün bir muayenenin önüne geçiyor.

Memleket Partisi'nin kuruluş amaçlarından birisi de, sadece şikâyet eden, sorunları dile getiren bir parti olmanın yanı sıra çözümleri de dile getiren bir parti olmaktır. İşlevselliğini yitirmiş birinci basamak sağlık hizmetlerini, ülkemizin her yerinde kolayca erişim sağlanabilecek Memleket Sağlığı Merkezleri ile yeniden işlevsel hale getireceğiz. Vatandaşlarımız hastanelere gitmeden önce bu kurumlarda çalışan hekimlerimiz tarafından değerlendirilecek, gerektiğinde hastaneye sevk edilecek. Hastanelerdeki yoğunluğun önüne geçilecek. Hekimlerimiz de hastalarımızı beş dakikada bir muayene etmek zorunda kalmayıp daha kaliteli hizmet verebilecekler. Hekimlerimiz de vatandaşlarımız da kazanacak. Memleket kazanacak.”

KAROL: YARGI ADALET BAKANLIĞININ GÜDÜMÜNDEN ÇIKARILMALI

Memleket Partisi Denizli 7. sıra milletvekili adayı Deniz Karol, yargı bağımsızlığının önemine işaret ederek, yargının Adalet Bakanlığının güdümünden çıkarılması gerektiğini belirtti. Karol, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Yargı bağımsızlığı, demokrasilerde korunması gereken temel bir değerdir. Yargı bağımsızlığı yargının hiçbir organ ve makama bağlı olmadan, emir ve talimat almadan görevlerini özgür biçimde yerine getirebilmesidir.

Yargının yürütme ve yasama dışında tüm güç odaklarına karşı korunması gerekmektedir. Anayasa’nın sözü kadar amacı da önem taşıdığından, yargıyla ilgili ayrıntı sayılabilecek ölçüdeki kapsamlı düzenlemeler, amaçları da gözetilerek birlikte değerlendirildiğinde, adalet dağıtımında tek belirleyici olan yargı erki mensuplarının adaylığa alınmalarından başlayarak anayasal güvence altında bulunmaları gerekmektedir. Bu güvencenin ise, hakim ve savcı adaylarının seçimleri ve kariyerleri konusunda idarenin her türlü etkisinden uzak sadece hakimlik mesleğinin gerektirdiği bilgi, yetenek ve ilkelerin geçerli olduğu sadakat değil liyakate dayanan bir sistemin benimsenmesiyle sağlanacağı kuşkusuzdur. Bununla birlikte Türkiye’de yargı Adalet Bakanlığının güdümünden çıkarılmalı, basına karşı da korunmalı ve hakimlere meslek onurlarına yakışır bir maaş verilmelidir. Ancak tüm bunların yanında Türkiye’de yargı bağımsızlığının demokrasi-yönetim kültürü eksikliğinden kaynaklandığı da unutulmamalıdır.”