CHP Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan, Denizli Gazeteciler Cemiyetinde düzenlediği basın toplantısında günde ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kurultay için verilen imzaların arkasında olduklarını söyleyen İlhan, “Öncelikle yetişkin bir insan, sonrası bir hukukçu, ilçe başkanı ve bana yetki veren delegelerin verdiği yetkiyle konuşuyorum. 19 ilçe başkanı ve il başkanının olduğu bir toplantıda bu kararı aldık. Özgür Özel geldiğinde, onun olduğu toplantıda bunu deklare ettik ve sonra imzalar atıldı. Basına fotoğrafı verilen belgede atılmış imzaların sahte olduğunu söylemek aymazlık olur. İmzalar el yazısı ile delegeler tarafından atılmıştır. O belgede sonrasında ortaya çıkmıştır.” dedi.
Milletvekillerinin kurultayın doğal delegesi olduğunu kaydeden İlhan, “Denizli milletvekillerimiz doğal delege. Bizim onlara bu konuda bir teklifle gitmemiz doğru değildir. TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, meclis görevi nedeniyle siyasi çalışmaların içinde yer alamıyor. Ayrıca bunu da beyan etti ve kongrelerde de yoktu kendisi. Milletvekilimiz Şeref Arpacı’da genel merkez düzeyine çalışmalar yapıyor. Bizim onlara bir şey dememiz yakışık almaz. Onlar kendi adlarına karar vereceklerdir” diye konuştu.
“MESCİD YAPMAK YERİNE YEMEK, SU VERİN”
Okullarda uygulanan Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesine de değinen İlhan, şöyle devam etti:
“Bir dönem 40 bin okul müdürü bir günde değiştirildi. Ya tayinle ya emeklilikle sendikası esas alınarak görevden uzaklaştırılmıştır. En büyük kötülük budur. O günden bugüne sinsile halinde baktığımızda, Milli Eğitim gibi çok hassas bir kurumda defaetle bakan değişikliği yaptılar. Her bakan kendi kafasına göre proje üretti. En sonunda kucağımıza ÇEDES diye bir projeyi koydular. Kimse kimsenin inancını şekillendirme hakkına sahip olduğunu düşünmesin. Küçücük çocuklar, 3-6 yaş aralığındaki çocuklar bugün anaokulu ve kreş bulamazken, 4-6-yaş grubu çocuklar için kuran kursları açılıyor. O çocuklar, Kuran kurslarında kim olduğu bilinmeyen ÇEDES kapsamında Diyanet İşlerinin görevlendirdiği imamlar ve müezzinler vasıtasıyla eğitime tabi tutuluyor. O çocukların önce hayata alıştırılması, kimliğinin ve kişiliğinin gelişmesi için bilimsel ölçekte eğitilmesi gerekiyor. Sonra dinle ilgili eğitimleri tamamlarsınız.”
“MESCİD YERİNE BESLENMELERİNİ SAĞLAYIN”
Okullara mescid konusunu da eleştiren İlhan, “Bir öğün yemeği, temiz suyu veremediğimiz ilköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki çocukların eğitim gördüğü okullara mescid yapılıyor. Herkesin inancı kendine. Sen okul amescid yapıp oraya trilyonlarca lira par harcayacağına önce o çocuğun sağlıklı gelişimi, zihinsel ve fiziksel gelişimi için beslenmesine yönelik çaba sarf etsene. Bizi yönetenler o çocukların bir öğün sağlıklı yemek yemesine, su içmesine engel olup, onları istedikleri gibi yetiştirip gelecek nesilleri kendileri adına şekillendirmek için mescid inşa ediyorlar. Keşke Türkiye’nin en büyük bütçesine sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığı milyarlarca liranın aylık faizini Milli Eğitime bağışlasa da o çocuklar sağlıklı bir şey yese içse” ifadelerini kullandı.