Yatağan palasına Hierapolis’i işledi – D20Haber
03.05.2024, Cuma
11 °C / 23 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. KÜLTÜR-SANAT-TURİZM
  4. /
  5. KÜLTÜR-SANAT-TURİZM
  6. /
  7. Yatağan palasına Hierapolis’i işledi

Yatağan palasına Hierapolis’i işledi

A- A+
Veli Yunus Ünal / D20HABER
Yayınlanma: 8 Eylül 2023 Cuma - 15:46Güncelleme: 8 Eylül 2023 Cuma - 16:30
Yatağan palasına Hierapolis’i işledi

Doğaç Yapı bünyesinde İranlı heykeltraş Prof Dr Hesam Mohtasham iş birliğinde oluşturulan SESEART’ta, el sanatlarının yer aldığı sergi açıldı. Sergilenen eserler arasında Denizli’nin ünlü Yatağan palasına Hierapolis Antik Kenti’nin simgelerinin işlendiği çalışma bulunuyor.

9 yıldır Türkiye’de yaşayan İranlı arkeolog, restorasyon sanatçısı ve heykeltraş Prof Dr Hesam Mohtasham ile Doğaç Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Doğaç’ın yolları 2021 yılında kesişti. Ardından ortak çalışmalar planlandı. 

Heykel ve el sanatlarına yönelik çalışmalar yapan İranlı sanatçıyı yakından takip eden Doğaç, “Motosiklet hobim var. Çok seviyorum. Hocam da bana bir eser yapmak istedi. Oğlumla birlikte olduğum çok sevdiğim bir fotoğrafım var. ‘Bunu bana yapar mısınız’ dedim. Hocam da Amerikan gül ağacından tek parça bir eser yaptı. Ondan sonra da zaten kopamadık” dedi.

“AMACIMIZ SANAT ESERLERİYLE KATKI SAĞLAMAK”

Hem Denizli’ye hem de Türkiye’ye sanat eserleriyle katkı sağlamak amacıyla bünyelerinde Prof Dr Mohtasham ile SESEART’ı oluşturduklarını belirten Doğaç, bu kapsamda iki adet atölyelerinin olduğunu söyledi. Doğaç, “Bu atölyelerimizden biri küçük el sanatlarının yapıldığı atölye. Diğerinde de heykel çalışmalarımızı yürüyoruz. Şirket binamızın ikinci katında bütün eserleri açık bir müze şeklinde sergiliyoruz. Herkes istediği bir vakitte gelerek burada eserlerimizi görebilir”diye konuştu.

“DAVETLER GELİYOR”

Ortaya çıkarılan sanat eserleriyle birlikte farklı illerden kendilerine davetlerin geldiğini aktaran Doğaç, “Çeşitli illerden bize davetler var. Oralara gidiyoruz. Önümüzdeki günelrde İstanbul’da bir katılımımız olacak. Hocamızın eserlerini orada sergileyeceğiz. Çalışmalarının devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

 

“TÜM ESERLERİN HİKAYESİ VAR”

Sergide yer alan tüm eserlerin bir hikayesi olduğunu dile getiren Doğaç, İranlı sanatçının dere taşına yaptığı bir eseri tanıttı. Doğaç, şunları söyledi:

“Bu normal bir dere taşı. Dere taşına Pers imparatorunun yüzünü çalıştığı bu eser, İran’da 120 ülkeden 1300 sanatçının katıldığı yarışmada birinci oluyor. Oradaki sanatçılardan hocama yönelik ‘Bu nasıl birinci oldu? O kadar özel değil’ şeklinde eleştiriler olunca hocam da bu eserin aynısını miniğini 3 cidarlı akik taşından yapıyor. Hocam Denizli’de sadece bu sanatı icra etmesinin ötesinde bu işe ilgi duyan, becerisi olan çocuklarımıza da eğitim vermeye hazır. Zaman içerisinde burada oluşumuzu tamamlayacağız.”

“TÜRKİYE ARKEOLOGLAR İÇİN CENNET”

Restorasyon için Denizli’ye geldiğini belirten Prof Dr Mohtasham, Türkiye’nin arkeologlar açısından bir cennet olduğunu vurguladı. Mohtasham, “Denizli’nin çok büyük bir potansiyeli var. Bunun için bizi gönderdiler. Hierapolis’te hocam Ord Prof Dr Francesco D'Andria ile beraber çalıştık. Laodikya’da restorasyon işlerinde çalıştım” dedi.

İLK SERGİSİNİ DEPREMZEDELER ADINA AÇTI

İranlı sanatçı Mohtasham, ilk sergisini 7 ay önce depremzedeler yararına Turhan Bahadır Salonu’nda açtığını, daha öncesinde yaptığı eserlerini evinde tuttuğunu söyledi. Doğaç Yapı’nın ana sponsoru olduğu sergiye gelen Sedat Doğaç’ın kendisine , “Niye bu eserleri evde tutuyorsun? Niye çocuklar ve insanlar bu eserleri göremesin? Faydalansınlar” dediğini aktaran Mohtasham, bunun üzerine şirket binasında müze gibi bir sergi alanı oluşturduklarını ifade etti.

ASYA’YA ÖZGÜ SANAT ‘MUARRAK’

Ağaç kabukları ile ahşap parçaları kullanılarak yapılan Asya'ya özgü muarrak sanatıyla yaptığı bir tablonun detaylarını da paylaşan Mohtasham, “Bu eser Hazreti Yusuf ile Hazreti Yakup’un hikayesini anlatıyor. Eserde boya yok, hepsi orijinal renkler. Hünnap, şimşir, portakal, limon ve ceviz ağacı gibi ağaçların kökünden yapıldı. Büyük bir sanatçının çiziminden ilham aldım. 4-5 aylık bir sürede sürekli çalışarak tamamladım” dedi.

 

YATAĞAN PALASIYLA HİERAPOLİS’İ BİRLEŞTİRDİ

Denizli’nin ünlü Yatağan Palası üzerinde de çalışma gerçekleştirdiğini kayden Mohtasham, şöyle konuştu:

“Pamukkale ve Hierapolis meşhur. Sedat Bey ile ne yapabiliriz diye konuştuk. Denizli’nin Yatağan bıçakları meşhur olduğu için böyle bir bıçak üzerinde eser hazırladım. Bıçağın kabzasında Hierapolis’teki Cehennem Kapısı, havuz, yılan, Yeraltı Tanrısı Hades’in başı, ölülerin bulunduğu yeraltının kapısında bekçilik yapan üç başlı köpek Cerberus ve Antik Tiyatro’nun restore edilmiş halinden oluşan işlemeler yer alıyor.”

“BOYUT LİMİTİMİZ YOK”

Mohtasham, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eserlerimizde malzeme ve boyut olarak bir limitimiz yok. Şu anda Hierapolis’deki Cehennem Kapısı’nda 3,5 metrelik bir heykel var. Binamızın girişinde Atatürk heykelimiz var. Küçük boy 3 cidarlı akik taşına Pers imparatorunun yüzünü çalıştık. Milimetreden metrekareye çalışıyoruz. 6 ay içinde 8-9 tane büyük heykel yaptık. Sedat bey ve Doğaç Yapı’ya çok teşekkür ediyorum. Eserlerimiz herkesin alma şansı yok fakat insanlar gelip görsünler, soru sorsunlar. Pazartesiden cumaya sabah 08.30’dan akşam 18.00’e kadar kapımız herkese açık. Denizli’nin çocukları için hayırlı olsun. ”

OSMANLI, JAPON VE PERS YÜZLERİ

Eserlerinde farklı milletlerin yüz şekillerine yer verdiğini anlatan Mohtasham, “Şu anda eserlerimizde Osmanlı, Japon ve Pers yüzlerimiz var. Böyle daha çok seviyorlar” dedi. Çocuklar için de ücretsiz kurs açmak adına çok çaba sarfettiğini kaydeden Mohtasham, sözlerine şunları ilave etti:

“Bir iki kez kendi bütçemden yaptım ancak olmadı. Çocuklar istiyor ancak destek olunması lazım. Sedat Bey ile bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Çocuklar gelsinler ve bu sergiyi görsünler. Bedava kurs açalım çocuklar için. Hedefim bunu herkesin öğrenmesi. Niye bir tek ben olayım? Niye 100 kişi, 1000 kişi olmasın? Herkes bilsin ve yapsın. Benim mirasım bu olacak. Niye ben öldükten sonra bu işi yapmasınlar? Bunu gerçekten çok istiyorum. Gelip öğrensinler. Bir faydam olsun.”