Uzmanından çevreye dost klimataryen beslenme önerisi – D20Haber
04.05.2024, Cumartesi
10 °C / 22 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. GÜNDEM
  4. /
  5. Uzmanından çevreye dost klimataryen beslenme önerisi

Uzmanından çevreye dost klimataryen beslenme önerisi

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 16 Kasım 2023 Perşembe - 12:48Güncelleme: 16 Kasım 2023 Perşembe - 12:48
Uzmanından çevreye dost klimataryen beslenme önerisi

Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak, iklim dostu beslenme olarak tanımlanan klimataryen yaşam tarzının, tahıl, baklagil ve yağlı tohumların bolca bulunduğu Türkiye'de kolaylıkla uygulanabileceğini söyledi.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, insan kaynaklı sera gazı salımının 3'te 1'i tüketilen besinlerle bağlantılı. Ekim, sulama, yetişme, paketleme ve dağıtım gibi süreçlerle sofralara gelen besinler bu zaman zarfında belli ölçülerde sera gazı salımına yol açıyor.

İklim değişikliğinin etkilerini hızlandıran sera gazı salımını azaltmak için ise klimataryen beslenme kavramı öne çıkıyor.

Klimataryen beslenmenin insan ve çevre sağlığı üzerindeki faydalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak, beslenme konusunda verilen kararların insan yaşamının dışında sosyal, ekonomik ve çevresel açıdan da birçok etkisi olduğunu anlattı.

Dünyada standart bir beslenme şekline geçildiğini ve küresel gıda arzının yüzde 75'ini mısır, pirinç ve buğdayın da aralarında bulunduğu 12 bitkinin oluşturduğunu belirten Koçak, "Oysa ki her bölgenin kendi kıymetli besinini tüketmesi, kendi coğrafi işaretli ürünü seçmesi hem beslenme davranışı açısından hem de kendi bağırsak mikrobiyotasına daha uygun. Eğer 3 nesil önce atalarınız ne yiyorsa siz onu yemeye devam ederseniz hem o ürünlerin yetiştiği çevreyi, tarımı, toprağı ya da suyu hem de kendi bağırsak mikrobiyotanızı ve biyoçeşitliliği korumuş oluyorsunuz" dedi.

Klimataryen beslenme çeşidinin temelinde bitki bazlı ürünler olduğunu vurgulayan Koçak, şöyle devam etti:

"Hayvansal kaynaklı bir besinin bitki bazlı bir besine göre karbon ayak izi de su ayak izi de daha yüksek. Halbuki tahılların, baklagillerin, yağlı tohumların, mevsiminde sebze ve meyvenin olduğu bir beslenme şekli çevre dostu. Bizim ülkemiz buna çok uzak değil. Bu Akdeniz diyetine çok benziyor. Bu sene Akdeniz diyeti bir güncelleme aldı ve 'Yeşil Akdeniz Diyeti' olarak revize edildi. Yeşil Akdeniz Diyeti, kırmızı etin de üstünü çizerek oraya baklagilleri koydu. Biz zaten beslenme kültürü olarak kuru fasulye, nohut, mercimek yiyen bir ülkeyiz. Klimataryen beslenmeye geçişte baklagillere ağırlık vermek, mevsiminde sebze meyve tüketmek ve yağlı tohumları önemsemek bu beslenmenin temelini oluşturuyor."

Koçak, iklim krizi nedeniyle zarar görmüş toprakta yetişen, zarar görmüş suya maruz kalan ve zarar görmüş havayla temas eden besin maddelerinin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açtığını sözlerine ekledi. (AA)