Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Denizli İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Mehmet Öztürk, kamuoyunda “Maden Yasası” olarak bilinen ve geniş çevrelerin tepkisini çeken yasa tasarısıyla ilgili “Zeytinlikler maden şirketlerine, meralar enerji projelerine, ormanlar özel sermayeye, köylünün ve emekçinin geçim kaynakları ise belirsizliğe açılmaktadır” değerlendirmesini yaptı.
TMMOB İKK Sekreteri Mehmet Öztürk, yaptığı yazılı açıklamada, 13 Haziran’da Meclis’e sunulan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni “doğrudan doğruya bir talan ve gasp yasası” olarak nitelendirdi.
Yasa teklifin Maden Kanunu’nu, Zeytincilik Kanunu’nu, Mera Kanunu’nu, Orman ve Çevre kanunlarını, Elektrik ve Enerji Piyasası Düzenlemeleri’ni birer birer hükümsüz kılmayı ve tüm planlama yetkisini toplumun faydasından çok şirketlerin çıkarlarını gözeten merkezi otoriteye devretmeyi hedeflediğini kaydederek, görüşlerini şöyle dile getirdi:
“YASA ŞİRKETLER İÇİN ŞİRKETLERLE BİRLİKTE YAZILMIŞTIR”
“Hazırlık süreci kapalı kapılar ardında; halktan, meslek örgütlerinden, bilim insanlarından, doğrudan etkilenecek milyonlardan gizlenerek yürütülmüştür. Ne bir kamuoyu istişaresi yapılmış ne bir uzman görüşü alınmıştır. Meslek kuruluşlarının, sendikaların, bilim insanlarının dışlandığı bir yasa süreci, halkın değil sermayenin çıkarlarını korur. Bu keyfilik, Anayasa’nın eşitlik ve katılımcılık ilkeleriyle açıkça çelişmektedir. Bu da bize açıkça göstermektedir ki yasa, şirketler için, şirketlerle birlikte yazılmıştır.
Bu yasa teklifi doğaya, emeğe, halk sağlığına, meslek etiğine ve kamusal haklara yönelik kapsamlı bir saldırıdır. Çünkü; zeytinlikler maden şirketlerine, meralar enerji projelerine, ormanlar özel sermayeye, köylünün ve emekçinin geçim kaynakları ise belirsizliğe açılmaktadır.”
TORBA YASA NE GETİRİYOR, NEYİ GÖTÜRÜYOR?
Yasa ile getirilmek istenen düzenlemelere değinen Öztürk, ÇED süreci etkisizleştirileceğini, projeler için gerekli olan çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci devre dışı bırakılacağını, kurumların görüş süresinin kısaltıldığını, yöre halkının ve toplumun itiraz hakkının pratikte ortadan kaldırıldığını belirtti.
Zeytinliklerin madenciliğe açılacağını anlatan Öztürk, “Taşınabilir kabul edilerek zeytinlik alanlarda maden ve enerji projeleri yapılabilecek. Danıştay’ın daha önce iptal ettiği yönetmelik değişikliği bu kez yasa ile geri getiriliyor. 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu fiilen askıya alınıyor” ifadelerini kullandı.
Meraların enerji projelerine tahsis edileceğini aktaran Öztürk; RES, GES, HES ve JES projeleri için hayvancılığın belkemiği olan meraların kolayca tahsis edilebileceğini kaydetti.
Ormanlar ve kamu arazileri sermayeye açılacağı vurgulayan Öztürk, ormanlarda yatırımcılara uzun süreli ve düşük bedelli kullanım hakkı verildiğini, ağaçlandırma, doğa koruma yükümlülükleri geriye itildiğini ifade etti.
Acele kamulaştırma yaygınlaştırılacağına dikkati çeken Öztürk, 2035 yılına kadar enerji projeleri için köylünün toprağı acele kamulaştırılacağını, kamulaştırmanın kamu yararı için değil özel şirketlerin önünü açmak için kullanılacağını belirtti.
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün (MAPEG), diğer kamu kurumlarının yerine karar verecek yetkilere kavuşacağına işaret eden Öztürk, yerinden yönetim, halk iradesi ve bilimsel görüşün yok sayıldığını sözlerine ekledi.