Denizli Gazeteciler Cemiyeti tarafından Cumhuriyet’in 100. yılı kapsamında “Milli Mücadele'de Denizli ve Anadolu Basını” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, sözlerine başlarken Cumhuriyet’in 100. yıl kutlamalarının sönük geçmesini eleştirdi.
“KENT GELİNCİK TARLASI GİBİ OLMALI”
Kentin Türk bayraklarıyla donatılarak gelincik tarlasını andırması gerektiğini belirten Haytoğlu, “Cumhuriyet'in 100. yılı diyoruz, salonlarda toplanıyoruz, konuşuyoruz. Ama sokağa çıktığımızda Cumhuriyete dair hiçbir heyecan görmüyorum. Ben Cumhuriyet'in 50. yılını hatırlıyorum. Okullar, her yer bayraklarla donatılmıştı. Yani gelincik tarlasına dönmüştü. 29 Ekim Pazar günü. Bugün perşembe... Sıradan olmamalı bazı şeyler diye düşünüyorum. Neden Denizli'yi gelincik tarlasına çevirecek heyecanı yaratmıyoruz?” ifadelerini kullandı.
“DENİZLİ, İZMİR’İN BİR PARÇASIYDI”
İzmir’in işgalinden sonra Denizli’den yükselen Milli Mücadele ateşine değinen Haytoğlu, “Denizli, İzmir'in bir parçasıydı. İzmir, bu bölge için hayati bir öneme sahiptir. 19870'te Sarayköy'e demiryolu geldi. Bu dünyanın Denizli'nin farkında olduğunu gösterir. Demiryolunu yapan İngilizler. Yani İzmir'in arka planı olan bu bölgenin önemi büyük dünya için” dedi.
“NAZİLLİ’YE UN, EKMEK DENİZLİ’DEN GİTTİ”
Yunan güçlerinin işgale uğrayan yerlerdeki yakıp yıkıcılığını da anlatan Prof Dr Haytoğlu, “Trablusgarp, Balkan, Birinci Dünya savaşları yaşanmış, Mondros Mütarekesi imzalanmış, tam nefes aldık, ateşkes yapıldı, barışa gidiyoruz denilen bir anda işgaller başlıyor. İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edildi. Bölgeye yayılmak istediklerinde az kuvvetle geldikleri için Nazilli’den geri çekilmek zorunda kaldılar. Giderken de fırınları bile yakıp yıkmışlardır. Yiyecek ekmek, un yok ve Nazilli'ye bunlar Denizli'den gönderiliyor. Bu Denizli'nin önemini ortaya koyuyor” diye konuştu.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DENİZLİ’DE YAYINLANAN YEREL GAZETE
Milli Mücadele yıllarında Anadolu basınının önemini vurgulayan Prof Dr Haytoğlu, Milli Mücadele başladığında basının İstanbul basanı, Anadolu basını ikiye ayrıldığını, İstanbul basının bir bölümünün saraya yakın durduğunu, Anadolu basınının ise birkaç istisna dışında Milli Mücadele’nin yanında yer aldığını, o yıllarda Denizli’de de bir gazetenin yayınlandığını, “Şafak” isimli gazetenin 1918’den 1928 yılına kadar yayınlandığını söyledi.
