PAÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eski Çağ ve Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof Dr Yusuf Kılıç, doktora öğrencisi Meryem Karakurt Göksel ile birlikte koku kitabı için çalışmaya başladı.
Parfüm yapma konusunda deneyiminin olduğunu kaydeden Göksel, koku kitabı çalışmaları esnasında inceledikleri Sümerce tablette 17 ayrı parfüm maddesinin yazılı olduğunu belirldiklerini söyledi. 4500 yıllık formülden yola çıkan Göksel parfümü yeniden üretmeyi başardı.
"4500 YILLIK BİR KOKU"
Yapmış oldukları katı parfümün adını ise “Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu” koyduklarını belirten Kılıç, “Öğrencim Meryem Karakurt ile birlikte bir koku kitabı yazarken daha önce bulunmuş bir Sümerce tablete rastladık. Bu Sümerce tablete baktığımız zaman 17 ayrı parfüm maddesinin yazılı olduğunu fark ettik ve bu maddelerden bazılarını bir araya getirerek burada bir katı parfüm yaptık. Sonrasında da bunun sıvı parfümünü yaptık. Parfümümüzün adını 'Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu' olarak koyduk. Böylece kokumuzu ortaya çıkardık. Bunu çıkarttıktan sonra Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) tarafından bize İstanbul'a Emine Erdoğan'ın himayesinde yapılan bir toplantıya çağırdılar. Orada da sergimizi ve sunumumuzu yaptık. İnşallah devam ederse biz bu parfümü hayata geçirip 4500 yıllık Sümer Parfümünü yeniden canlandırmak istiyoruz” dedi.
"BU PARFÜMDEN DAHA ÖNCESİ YOK"
Prof Dr Kılıç, 4 bin 500 yıllık formülden yola çıkılarak parfümün yapılması çok büyük bir şans olduğunu ifade ederek, seri üretime geçilmesinin tarihi ve kültürel değerin yanında ekonomik değerin olacağını aktardı. Kılıç, “Bu parfümden daha öncesi şu ana kadar yok. O dönemde bu parfümün özellikle kadınlar tarafından yoğun bir şekilde kullanıldığını biliyoruz. Kokuyu genellikle ritüellerde de kullanıyorlar o dönemde kokusu güzel olduğu için bir nevi kutsallık şeklinde de oluyor. Yanı sıra ölü hediyesi olarak kullanıyorlar. Öteki dünyada da kullanılsın diye koyuyorlar” diye konuştu.
"ANTİK DÖNEMİN HİSLERİNİ BUGÜNE TAŞIMAK İSTEDİK"
Çalışmaları yaparken çeşitli anabilim dallarını kullanarak çalıştıklarını ve bu çalışmanın asıl amacı binlerce yıl önce kullanılan bu kokuyu yeniden canlandırarak aslında o dönemin hislerini bugüne taşımayı amaçladıklarını belirten Göksel, şunları söyledi:
“Çalışmalarımıza devam ederken Tarih, Eski Çağ Tarihi, Coğrafya, Botanik, Arkeobotanik gibi bütün anabilim dallarıyla beraber disiplinli bir şekilde bir çalışma yapıyoruz. Burada 4500 yıllık bir kokuyu rastladığımızda elbette çok heyecanlandık. Deneysel arkeoloji metoduyla binlerce yıl önce kullanılan bu kokuyu yeniden canlandırarak aslında o dönemin hislerini bugüne taşımayı amaçlıyoruz. Amacımızı da eriştiğimizi düşünüyorum. Yaklaşık iki ay çalışmalarımız var fakat gerisinde beş yıllık bir çalışmayla bunları devam ettirdik.
Parfüm özellikleri içerik olarak ham maddelerinde o dönemde nasıl kullanıldıysa yani antik dönemden bugüne yansıyan kokuların aslında zaman ve mekan değişse de kokunun ve kokuyu oluşturan ham maddelerin hiçbir zaman değişmiyor. Kullanım alanlarının o dönemdeki insanların da çok iyi bildiğini yapılan çalışmalar sonucunda öğrendik. İçerisindeki ham maddeler bugün lüks olarak adlandırabilecek gül, safran, misk, amber bu tarz kokuların barındırdığını belirtmek isterim.”
KATI PARFÜM NASIL KULLANILIRDI?
Katı parfümün nasıl kullandığını anlatan Kılıç, “Sümerli insanlar katı parfümü eline alıp önce kulunç elinin damar kısmına sürdükten sonra iki damarı üst üste getiriyormuş. Ardından sürdüğü yerden almış ve kulaklarının altındaki iki önemli damara sürmüş. Özellikle damara sürdüğü zaman parfümün kokusu daha kalıcı oluyor ve kokusunu daha erken hissediyorsunuz” şeklinde kullanıldığını belirtti.
DENİZLİ (İHA)