Katıldığı turnuvalarda 2 kez Türkiye birincisi, 1 kez Türkiye ikincisi ve Avrupa üçüncüsü olan milli judocu Gülbeyaz Seviş, Türkiye Judo Federasyonu tarafından 3-28 Şubat 2020 tarihleri arasında düzenlenen 25 günlük milli takım kampına davet edildi. İddiaya göre; antrenman sırasında sakatlanmasından itibaren 3 haftalık kamp boyunca kendisine basit veya nitelikli hiçbir tıbbi müdahalede bulunulmayan Gülbeyaz, sakat olmasına rağmen maça çıkmaya zorlandı.
Kanunen zorunluluk olmasına rağmen kamp başlangıcında sigortası yapılmayan Gülbeyaz için kampın son güleri ve sonrasını kapsayan 29 Şubat-4 Mart 2020 tarihleri arasında geçerli bir sigorta poliçesi düzenlendi.
Menisküs yırtılması ve ön çapraz bağların kalıcı işlev kaybı teşhisi konulan Gülbeyaz Seviş, ailesinin kısıtlı imkanlarıyla ameliyat oldu. Spor yaşamı sona eren Gülbeyaz, sorumlulara karşı hukuk mücadelesi başlattı.
Sakatlığının ilk dönemlerinde 20 dakikadan fazla ayakta duramayan ve ihtiyaçlarını kardeşlerinin yardımıyla görebilen Gülbeyaz, Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davanın ilk duruşmasına da tekerlekli sandalyede katıldı. Ailenin, Türkiye Judo Federasyonu, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile tüm sorunluların yargılanması talebiyle açtığı davada mahkeme heyeti, sadece milli takım teknik direktörü S.U. ile E.D.’yi dosyaya dahil etti.
7. DURUŞMADA DAVANIN SEYRİ DEĞİŞTİ
Bir yandan tedavisine diğer taraftan ise hukuk mücadelesine devam eden Gülbeyaz Seviş, davanın geçtiğimiz günlerde görülen 7’inci duruşmasına koltuk değneklerinin yardımıyla katıldı. Avukatı Fersu Ege Kandemir ile birlikte ifade veren Gülbeyaz, spor yaşamının sona ermesine neden olan ihmalde kusuru bulunanların cezalandırılmasını talep etti. İlk kez ifade veren, Gülbayaz’ın kampta yaşadığı sakatlık ve sonrasında gelişen olaylara şahit olan gizli tanığın söyledikleri duruşmanın seyrini değiştirdi.
Soruşturma kapsamında mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, beyanlar, katılan iddiası, doktor raporları ve tanık beyanları doğrultusunda milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’nin “taksirle adam yaralama” suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Milli takım kampında gerekli müdahaleler yapılmadığı için Gülbeyaz’ın sakatlığının kalıcı hale geldiğine dikkat çeken Avukat Fersu Ege Kandemir, şunları söyledi:
“Milli sporcumuz Gülbeyaz Seviş’in hak mücadelesinde yanındaydık. Kendisine hukuki destek sağladık. 25 Nisan 2024 tarihli 7. celse duruşmasında savcı esas hakkında mütalaasını açıkladı. Beyanlar, katılan iddiası, doktor raporları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamında sanıkların antrenörlük yaptıkları milli takım kampında mağdurun sakat olmasına rağmen, antrenmanlara katılamayacağını belirtmesine rağmen antrenmanlara ve maça sokmak suretiyle mağdurun etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasına sebep olmaktan sanıkların her ikisine de Türk Ceza Kanunu’nun 89/1’den yani ‘Taksirle adam yaralama’ suçundan cezalandırılmasına hükmetti. Mahkemeye Adli Tıp Kurumu İhtisas Başkanlığından Gülbeyaz’ın sağlık durumunun iyiye gittiğine dair rapor geldi. Bu durum karşı taraf tarafından ‘Gülbeyaz’ın hiçbir şeyi yok. Sağlık durumu gayet yerinde, iyi. Tekerlekli sandalye ile geliyordu, artık topallayarak geliyor’ gibi çok tuhaf söylemlerle Gülbeyaz ve haklı mücadelesi alaya alındı, itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Doğduğu günden beri babasını tanımayan, babasız bir çocuğun gündelikçi çalışan annesi, sakatlığın ardından geçen 9 ay sonunda, söz verilen sağlık yardımı yapılmayınca kısıtlı imkanlarla kızını ameliyat ettirdi. Kendi imkanlarıyla tedavisine devam eden Gülbeyaz, kaç yıl sonra koltuk değnekleriyle yürüyebilir hale geldi.
Son celsede flaş bir gelişme yaşandı. Biz bunu beklemiyorduk. Milli takım kampında yaşananlara şahit olmuş bir kişi Gülbeyaz’ı aradı. ‘O kampta yaşadığın sıkıntılara şahidim. Beni tanık olarak duruşmaya çıkartabilirsin. Gördüklerimi ve duyduklarımı anlatırım’ dedi. Bu tanık yargılamanın seyri ve selameti için çok olumlu oldu. Tanık olay anında yaşananları her ne kadar görmediğini söylese de, olaydan sonra yaşanan her türlü drama şahit olduğunu ifade etti. Orada ki hiçbir hoca Gülbeyaz ile birebir görüşmemiş. Teknik tıbbi müdahalede bulunmamış. Tam teşekküllü bir sağlık kuruluşunda bir sağlık kontrolünden geçirmemiş. Gülbeyaz hocaları tarafından bir takım mobing tarzı söylemlere, tacizlere maruz kalmış. Mesela Gökhan Yörük isimli antrenör, ‘Sen dirençsizsin, kendini hemen salıyorsun. Buraya geldin, maça girmemezlik yapamazsın’ demiş. Tanığımız Gülbeyaz’ın zorla sokulduğu maça birebir şahit olmuş. ‘O maça zorla girdi. Zorla girmesi için kendisine hakaretler edildi’ dedi. Hocaların da Gülbeyaz ile hiçbir şekilde temasa geçmedikleri ortaya çıktı. Tıbbi müdahalesini de geçtim. ‘Bir şeyin var mı. İyi misin’ diye en insani ölçekte yanına gidip ilgilenmiyorlar, Gülbeyaz’ı yalnız bırakıyorlar. Tanığımız, ‘Gülbeyaz sakat haliyle maça girdi ve başarılı olamadı. Ameliyattan sonra bir daha eski haline dönmedi’ dedi. Gülbeyaz’ın sakat halde maça çıkarıldığının şahidi.”
“MESLEKTEN UZAKLAŞTIRMA ÇIKABİLİR”
Görülen 7 duruşmanın ardından önemli bir noktaya ulaştıklarına işaret eden Kandemir, mahkemeden Gülbeyaz’ın mağduriyetinin girilmesi ve ihmali bulunanların cezalandırılması yönünde bir karar çıkmasını beklediklerini ifade etti.
Ceza talep edilen isimlerin aynı zamanda meslekten uzaklaştırma yaptırımıyla karşı karşıya olduklarının altını çizen Kandemir, “Savcı mütalaasında tüm dosya kapsamını dikkate alarak, sanıkların antrenörlük yaptıkları milli takımda sakatlığı olduğu belirtilen mağduru antrenmanlara sokmak, maça çıkarmak suretiyle etkisi basit tıbbi müdahaleyle giderilmeyecek derecede yaralanmasına sebebiyet vermekten taksirle adam yaralama suçu ve meslekten uzaklaştırılma ile cezalandırılmalarını talep etti” diye konuştu.