Denizli Sağlık Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, Denizli Tabip Odası Başkanı Prof Dr Fazıl Necdet Ardıç, “Tıp fakültelerinin ve meslek eğitimimizin gerilemesine yol açan merkezi yönetim hatalarına, sağlık sisteminin yapısal bozukluğuna, doktor emeğini küçümseyen ve bizi sermayenin fırsatçılığına teslim eden politikalara, bizleri hedef gösteren, hakaret eden kendini bilmezlere söyleyecek çok şey var. Ama karşımızda bu tür sorunların çözümüne niyetlenmiş bir muhatap bulunmuyor. Bu da bütün sorunların bilerek ve isteyerek yaratılan politikaların bir parçası olduğunu gösteriyor” dedi.

“Defalarca grev, açıklama, protesto yatık, bildiri yayınladık. Ama tık yok” diyen Ardıç, “Peki bu şartlar altında susacak mıyız? Olmuyor deyip köşemize mi çekilelim? Haksız hukuksuz, cezalardan korkup sesimizi mi keselim?” diye sordu ve şöyle devam etti:
“İşte bu sorulara hayır diyenler olarak buradayız. Sözleşmelerinin her an fes edilmesi tehdidi altında çalışan, doktorluk yetkileri yönetmeliklerle kısıtlanan, enflasyon etkisi altındaki günlük giderlerini karşılayamayan aile hekimleri için buradayız.
Vardiyalı çalışmaya zorlanan, her an başka bir ilçeye görevlendirme tehdidi altında bunalan, 5 dakikada bir hasta bakmazsa uyarılan, her hastanede farklı ücret alan, kaliteye değil puana dayalı bir sistemin oyuncağı olan uzman hekimler için buradayız.
Acil servisleri polikliniğe çeviren zihniyetin yönetimde çalışan, gerçek acillerle mücadele ederken, araya giren poliklinik vakalarıyla, şiddet uygulayan kendini bilmezlerle karşı karşıya kalan acil hekimleri için buradayız.
İş güvencesi sermayenin iki dudağı arasında olan, standart bir geliri olmayan özel hastane hekimleri için buradayız. Eğitime ve araştırmaya ayıracağı zamanı giderek daha fazla azaltan, liyakatsiz yönetici atamalarıyla siyasetin oyuncağı olan üniversitelerden ayrılmak zorunda kalan, özel hasta bakmazsa, normal uzmandan bile daha düşük maaş alan üniversite öğretim üyeleri için buradayız.
Onca yıl çalıştıktan sonra geçinmek için tekrar çalışmaya başlamak zorunda kalan emekli hekimler için buradayız.
Bir türlü standart mevzuata oturtulamayan, zaman tüccarlarının oyuncağı olan iş yeri hekimleri için buradayız.
Büyük umutlarla uzman olmak için kliniklere gelen asistanlarımız için buradayız. Sağlığın her alanında beraber çalıştığımız, aynı şartlara göğüs gerdiğimiz, hemşireler, teknisyenler, teknikerler, memurlar, işçiler için buradayız.
Sağlık sorunlarının önemli bir kısmı Aile Hekimliğinde halledilebilecekken Sağlık Bakanlığı’nın yetersiz yönetim anlayışı yüzünden hastanelere gitmek zorunda kalan, randevu bulmak için saatlerce telefonda uğraşan, 5 dakikalık muayene süresinde derdini anlatmaya çalışan, özel hastanelerde giderek artan miktarda fark ödeyen, eczanelerde çıkan faturalar yüzünden ilaçlarını alamayan yaşamsal ilaçlarını bulamayan hastalarımız için buradayız.
Sorunların çözüm yollarını biliyoruz. Yeter ki bunları çözme kararlılığında olan bir muhatabımız olsun. Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Hem yurtsever başkaldırının hem de modern tıp eğitimin sembol tarihi.
Şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden, koronavirüs salgınında görev başında şehit olan, deprem felaketinde cahilliğin ve ahlaksızlığın yarattığı enkazın altında kalan bütün meslektaşlarımı saygı ve özlemle anarken, ülkemizin her köşesinde olduğu gibi Denizli’de de zor şartlara katlanarak fedakârca çalışan bütün hekimlerin, ekip arkadaşlarımın, sağlık çalışanlarının Tıp Bayramını kutluyorum.”