Kuruluşunu geçtiğimiz Kasım ayında tamamlayan Denizlili Kadınlar Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, “Wi-Fi Bağı mı Aile Bağı mı” adlı seminer ile ilk etkinliğini Çatalçeşme Oda Tiyatrosunda gerçekleştirdi.
Eğitimci Barış Özdemir, Ergoterapist Huriye Kandemir, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Uygulayıcı Eda Çakır ve Aile Danışmanı Gülben Arcan’ın konuşmacı olarak katıldığı seminerde, çocukların ekran başında geçirdiği sürenin gelişimlerine yönelik etkileri konuşuldu.
“PANDEMİ SONRASI ARTIŞ YAŞANDI”
Pandemi sonrası çocuklarda, genetik herhangi bir problem olmamasına karşın gecikmiş konuşma, atipik otizm, disleksi ve dikkat eksikliği hiperaktivite sayısında bir artış olduğunu kaydeden Özdemir, “Günümüzde artık yolda, otobüste, her yerde elinde tablet ya da telefon olan çocuklar görüyoruz. Bu tehlikeli bir durum. Sırf yemek yedirmek için bile tablet veriyoruz. Beynimizin sağ tarafı görsel kısmı destekler. Beynin sol kısmı ise sözcükleri destekler. Eğer 0-6 yaş aralığındaki çocuk çok fazla tablet ve telefon izlerse, beynin sağ kısmı fazla gelişirken, sol kısım ise daha az gelişir. Bu da disleksiye neden olur” dedi.

“EKRANA MARUZ KALMAK ÇOCUKLARDA DEPRESYONA NEDEN OLUYOR”
Ergoterapist Huriye Kandemir de sunumunda, ekrana maruz kalan çocukların aktif bir hayata sahip olmadıklarını, bu durumun da depresyona neden olduğunu aktardı. Kandemir, “Pandemiden sonra dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve depresyon tanılı çocuklarla ilgili çok fazla başvuru alıyoruz. Bunun sebebi de ekranın hayatımızda çok fazla yerinin olması. Yemek yedirmek adında ekrana fazla maruz kalan çocuklarda ayrıca yeme bozukluğu da görülebiliyor. Çocuk yemeğin tadını ne, yemek sıcak mı soğuk mu fark etmiyor. Dolayısıyla ekran ile birlikte yemek yedirmeyi kesinlikle önermiyoruz“ ifadelerini kullandı.

TESTLER SONRASI YAPILANDIRILMIŞ EĞİTİM
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun teşhisi adına çeşitli testler yapıldığını dile getiren DEHB Uygulayıcı Eda Çakır, “Testler sonrasında yapılandırılmış bir eğitim programı uyguluyoruz. Attentioner, dikkat geliştirme programıdır. Attentioner programı; dikkat eksikliği yaşayan çocuk ve gençlere uygulanan, 20 oturumdan oluşan, nöropsikolojik temellere dayalı bir eğitim programıdır. Bizler burada seçici dikkat, bölünmüş dikkat, odaklanma ve zamanlama üzerine çalışıyoruz” diye konuştu.

“TAKDİR GÖRMEYEN ÇOCUK EKRANA BAĞIMLI OLUYOR”
Farklı amaçlarla da olsa hem çocuklarda hem de yetişkinlerde telefon bağımlılığı olduğunu vurgulayan Aile Danışmanı Gülben Arcan, şunları aktardı:
“Çocuklara bulaşık yıkamak ya da bulaşıkları kurulamak gibi basit sorumluluklar verilmeli. Elbette güzel yıkayamayacak, ancak önemli olan çocuğun kendisini işe yarar hissetmesi ve takdir görmesi. Gerçek hayatta takdir edilmeyen bir çocuk oyuna sarılıyor. Daha ilk seviyeyi geçtiğinde hemen alkışlar, konfetiler. Çocuk takdir gördüğü için ‘ben yaptım, ben başardım’ diyor. Normal hayata dönüyor, hiçbir şey yapamıyor. Anne ‘sen yapamazsın’ diyor, baba televizyon karşısında uyuyor. E bu çocuk nerede ilgi ve takdir görecek? Bu yüzden çocuklar ekrana bağımlı hale geliyor.”

Katılımcıların sorularının ardından seminer plaket töreni ile sona erdi.