Denizli Muharip Gaziler Derneğinde düzenlenen etkinlikte, 1974 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı’na katılanlar anılarını paylaştı. Kıbrıs Gazisi Denizli Muharip Gaziler Derneği Başkanı Hamdi Helvacılar, savaşın üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen yaşadığı acıları hala unutamadığını vurguladı. Savaşın gerçekliğinin filmlerdeki gibi olmadığını belirten Helvacılar, savaş hatıralarını ve kaybettiği arkadaşlarının acısını dile getirdi.
Kıbrıs’a çıkan ilk Türk askerlerinden birisi olduğu belirten Helvacılar, “O dönemin ve o savaşın hatıralarını üzerinden 50 yıl geçti. 50 yıl sonra orada yaşadığımız acılar, savaş hatıralarını, yanımızda kaybettiğimiz arkadaşlarımız, şehit olanlar onların acıları hiçbir zaman yüreğimizden eksilmiyor” diyerek, uşanları söyledi:
“Ne yazık ki karşıdan göründüğü gibi, anlatıldığı gibi, bir sinema filmi gibi hiçbir zaman değil. Onu yaşayan, başına gelen bilir. Savaş çok acımasız bir şey. Elimizdeki tek mutluluk şehitlik, gazilik kavramını vatan millet sevgisini ayakta tutmak. Öğrencilerimize, gençlerimize vatan, bayrak, ülke sevgisini, yani özgürce esaretten uzak yaşamanın ne olduğunu öğretmek için okullara gidiyoruz. Aldığımız görevlerde onlara bire bir Türk milletinin özünün ne olduğunu, temelin ne olduğunu, Atamızın ne olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk'ün neler başardığını anlatıyoruz. Bizler de birer muharip gazi olarak Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ün canlı temsilcileriyiz. Bu nedenle böyle bir günde 19 Eylül arifesinde böyle bir günleri ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum.”
Savaşta düşman saldırısıyla yaralan Helvacılar, o günkü şartlarda kendisine metal dişikler atıldığını belirtti. Helvacılar, hayatta kalma hikayesini şöyle anlattı:
“Ben patlayıcı madde uzmanıydım. Yaralanma sonucunda taarruza giderken bir saldırıya uğradık. Bizim cipimiz devrildi. Devrilme anında karşıda Rum ve Yunan askerlerinin saldırısına uğradık. Sağ baldırımdan ve bazı yerlerimden yaralandım. Sonrasında arkadaki Türk birlikleri bize yardıma geldi. Sağlık ekipleri, bizlere metal dikişler attı. Ancak metal dikişler yaralarımızın daha da kötüleşmesine vesile oldu. Orada Barış Gücü çadırına götürdüler. Çadırın önüne geldiğimizde benimle birlikte üç tane ağır hasta vardı. Sonrasında yakın arkadaşım son nefesine verdi. Bir doktor geldi, iki gözümü açıp kapatıp ‘Bu askerde hayat belirtisi var, çok kan kaybetmiş, bu askere gerekli ilaçları verin, bu askeri kurtaralım' sözleri 50 yıl geçmesine rağmen bir türlü aklımdan çıkmıyor. Çünkü yok olmak veya var olmak an meselesiydi. Belki de o doktorun müdahalesi olmasaydı benim de şu anda sizlerin karşısında olmam mümkün değildi.”
Kıbrıs gazisi İbrahim Ali ise, “Savaş anında, girdiğin zaman başka bir şey düşünemiyorsun. Orada önce vatan, millet için ve bayrak için savaşıyorsun. Biz de vatan için savaşa girdik. Oradaki Yunanları ve düşmanları topraklardan def etmek için elimizden gelen her şeyi yaptık” dedi
DENİZLİ (İHA)