Aşağıdağdereliler, mahallenin üst tarafında yer alan Kelkaya Dağı’nda faaliyet gösteren bir şirketin faaliyeti nedeniyle yıllardır korkuyla yaşıyor. Kireçtaşı çıkarmak üzere dağlık alanda kayaları parçalamak üzere sık sık dinamit patlatılıyor. Bu patlamalar sırasında dağlık bölgeye yakın evlerin bulunduğu alana kaya parçaları düşüyor.

Her patlamada evlerinin üzerine kaya parçası düşmesi endiyesini yaşayan mahalle sakinleri, yeni bir şokla daha karşılaştı. Dağlık alandan yuvarlanan kaya parçaları nedeniyle evleri zarar gören vatandaşlar, faaliyette olan şirket ile bağlantısı olduğunu iddia ettikleri bir başka firmanın kapasite artırımı için girişimde bulunduğunu öğrendi.
Kalker ocağı için kapasite artırımında bulunan firmaya Denizli Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün “ÇED Gerekli Değildir” görüşüne onay verildiği bildirildi. Aaşağıdağdereliler ise topladıkları imzalarla bu karara itirazda bulundu.

“MAHALLE YAŞANAMAZ HALE GELDİ”
Türkiye Barolar Birliği Çevre Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi Avukat Hasan Ozan Orpak, patlamalar nedeniyle mahallenin yaşanamaz hale geldiğini belirterek, “Mahallenin yıllardır havasını, suyunu, toprağını mahveden bir ocak var. Yakın zamanda ÇED gerekli değildir kararı çıkarılmıştı. Alanda patlamalar yaşanıyor. Mahalle yaşanamaz hale gelmiş durumda. Evlerin içlerine kadar taşlar geliyor. Vatandaşın can güvenliği yok. İnsanlar göçmeye başladılar. Dilekçelerimizi verdik. Hukuk davası açacağız. Bağımsız Türk Yargısı bu konuda gereken kararı verecektir. ÇED yönetmeliğini yandan dolaşarak alınan ÇED gerekli değildir kararını kaldırarak, mevcut şirketin kapasite artırım kararının ortadan kaldırılmasını ve kapatılmasını talep ediyoruz” açıklamasını yaptı.
MUHTAR: DUVARLAR ÇATLIYOR, CAMLAR KIRILIYOR
Aşağıdağdere Muhtarı Mehmet Efe ise, patlamalardan dolayı mahalle halkının huzurunun kalmadığını, can ve mal güvenliklerini olmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Top sahası, taş sahası oldu. 11 Ekim’de patlama yapıldı. Evlerin avlusuna bile taşlar geldi. Jandarmayı çağırdık, tutanaklar tutuldu. Çocuklar dışarıya çıkmaya korkuyor. Başka bir firma daha müracaat etmiş. Halka sormadan ÇED gerekli değildir kararı alınmış. Orada halk yaşıyor. Yaklaşık 8 bin dönüm arazi var. Burada tarım ve hayvancılık yapılıyor. Suyumuz bile kalmadı. En son patlama çok kötü oldu. Nasıl hala ruhsat veriliyor anlamıyoruz. Bize sorun yok. 600’e yakın imzayı il müdürlüğüne teslim ettik. Sonuna kadar arkasında duracağız. Buna izin verenler gelsin bu mahallede yaşasınlar da görelim. Duvarlar çatlıyor, camlar kırılıyor.”

VATANDAŞLARIN TEPKİSİ
11 Ekim’deki patlamalar sırasında evinin önüne kadar gelen kaya parçaları karşısına şoke olan 70 yaşındaki Ümmü Karataş’ın sinir krizi geçirdiği ve gözyaşlarına hakim olamadığı öğrenildi. Yaşlı kadının güçlükle sakinleştirildiği belirtildi. Mahalle sakinleri, yaşadıklarını şöyle dile getirdi:
Ayşe Besim: Evlerimizde korku içinde yaşıyoruz. Patlama olduğu zaman adeta deprem gibi hissediyoruz. Üzerimize taşlar geliyor. Camlar kırılıyor, evlerimizin duvarları çatlıyor.
Ayşe Şen: Burada maden ocağı istemiyoruz. Patlamalar bu şekilde devam ederse evlerimiz başımıza yıkılacak.
Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün de bir süre önce mahalle gitmiş, vatandaşlar ile görüşmüş, doğa tahribatının yanı sıra burada yaşayanların risk altında olduğunu, bir olumsuzluğun vicdani sorumluluğunu yaşamak istemeyenleri göreve davet etmişti.