Kentin hizmette olan en eski sağlık kurumlarından olan Denizli Devlet Hastanesinin depreme dayanıklılığı, 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve resmi rakamlara göre 50 bin 783 kişinin öldüğü, 107 bin 204 kişinin yaralandığı Kahramanmaraş merkezli depremin yıldönümü yaklaşırken bir kez daha gündemde.
Fay hatları üzerinde kurulu 24 kentten birisi olan Denizli’nin olası bir depremde nasıl bir tabloyla karşılaşacağı tartışılmaya devam ederken, başta hastaneler ve okullar olmak üzere kamu binalarının depreme dayanıklılığı da tekrar tekrar sorgulanıyor.
Timur Soykan’ın BirGün gazetesindeki "Deprem analiz raporları ortaya çıktı: Denizli ölüm hastanesi" haberi, Denizli Devlet Hastanesinin durumunu bir kez daha kamuoyunun vitrinine çıkardı.
“KOLON VE KİRİŞLERİN %90’I ÇÜRÜK”
Habere göre, Denizli Devlet Hastanesi için 2017 yılında hazırlanan deprem analiz raporlarında, hastanedeki yüzlerce kolon ve kirişin yüzde 90’ının çürük, zeminde sıvılaşma riski var.
Denizli Devlet Hastanesi’nde A, B, C, D, E, F, G ve H bloklarından oluşuyor. 8 bloklu hastanede gün içinde sağlık personeli, hastalar ve hasta yakınlarıyla birlikte 4 bin kişi bulunuyor.
ANALİZ RAPORU HAZIRLANDI
Hastaneyle ilgili 2017 yılında HEFE İnşaat Danışmanlık Ticaret Ltd Şti, Pamukkale Üniversitesi öğretim üyesi Prof Dr Ali Haydar Kayhan’ın danışmanlığında "Denizli Devlet Hastanesi Deprem Performans Analiz Raporu"nu hazırladı.
ZEMİN ÇOK KÖTÜ
Bu rapor bir deprem olması halinde binlerce insanın öleceği ifade ediliyor. Zemin Etüd Raporu’nda Denizli’nin 1. Derece Deprem Bölgesi olduğu ve deprem aktivitesinin geçmişten bugüne çok yoğun olduğu anlatılıyor. Hastanenin bulunduğu zeminin killi kum olduğu ve 4 metre derinlikte su başladığı belirtiliyor. 6 ve daha büyük deprem olması halinde sıvılaşma riski olduğu ifade ediliyor.
Raporda hastanenin blokları tek tek incelenmiş. Kolon ve kirişlerin vahim durumu tablolarla gösterilmiş.
“BU BİNALAR ÇÖKECEK”
A Blok’taki kolon ile kirişlerin can güvenliği performans seviyesi ölçülüyor.
Mesela; A1 Blok’taki toplam 5 katta 146 kolon var. Bunlardan sadece 7 tanesi depreme karşı dayanıklı görünüyor, 139 kolon depremde yıkılacak, yani bina yerle bir olacak. A1 Blok’ta 126 adet kiriş var. Bunlardan sadece 2 tanesi çürük değil. 124 kiriş depreme dayanamayacak.
B Blok’ta durum farksız. Yapıya ait elemanların Can Güvenliği Performans Seviyesi ve Hemen Kullanım Performans Seviyesi incelemelerinde durumun ne kadar vahim olduğu gözler önüne seriliyor.
Mesela; 5 katlı B1 Blok’taki kolon ve kirişlerinin incelemesinin sonucu şöyle: 84 kolondan 14 tanesi çürük değil. 60 kolon ise can güvenliğini sağlayamayacak halde. Bu yapıdaki 48 kirişin ise sadece 1 tanesi çürük değil, 47 adet kiriş depreme dayanıksız.
C1 Blok’ta ise 8 kat var. Buradaki 262 kolon incelendi. 58 kolon can güvenliğini sağlayabilecek performansta çıktı. 204 kolon ise çürüktü. 224 kirişin ise sadece 33 tanesi can güvenliğini sağlayabilecek nitelikteydi.
AMATEM’in olduğu D Blok’un da depreme karşı dayanıksız olduğu tespit edildi. F Blok’ta sonuçlar korkunç çıktı. F1 Blok’taki 167 kolondan sadece 6 tanesi can güvenliğini sağlayacak performansta çıktı. 161 tanesi depremde binayı taşıyamazdı. 126 kirişten ise sadece 3 tanesi sağlam çıktı. F Blok’ta deprem olması halinde içindekilere mezar olacak.
Hastanenin E ve G blokları, 2000 yılından sonra yapılmıştı ve diğer bloklara göre daha iyi durumdaydı. İnceleme raporunda A, B, C, D, F bloklarının yıkılıp yeniden yapılması gerektiği belirtildi. E ve G blokların ise güçlendirilebileceği anlatıldı.
PROF DR KAYHAN: BİZ RAPORU HAZIRLADIK, SONRASINI BİLMİYORUM
Bu haber üzerine "Denizli Devlet Hastanesi Deprem Performans Analiz Raporu"nun hazırlanmasında görev alan Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Yapı Anabilim Dalı Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Prof Dr Ali Haydar Kayhan ile görüştük.
Prof Dr Kayhan, çalışmayla ilgili "Hastanede farklı zamanlarda yapılan çok fazla blok var. Bunların depreme dayanıklılığıyla ilgili 2005’ten itibaren projelendirme çalışmaları başlatılmış. 2010’da ana binada caddeye bakan bloklardan ikisi ile arka taraftaki bir blokta güçlendirme yapılmış. Devamında ne oldu, ne yapıldı bilmiyorum. Çünkü bizden müşavirlik hizmeti istenmezse güçlendirme çalışmasında yer almıyoruz. Ayrıca binanın güçlendirmesinde maliyet yüzde 40-45’i buluyorsa yıkıp yeniden yapma kararı alınabiliyor. Depreme karşı güçlendirme çalışmaları yüzde 10-15 gibi maliyet olduğunda tercih ediliyor" bilgisini verdi.
GENEL SAĞLIK-İŞ SENDİKASINDAN AÇIKLAMA
Genel Sağlık-İş Sendikası Denizli Şube Başkanı Kazım Boyacıoğlu da Denizli Devlet Hastanesinin durumuyla ilgili açıklamasında, Kahramanmaraş depreminin sağlık kurumlarına ait binaların depreme dayanıklılığının ne kadar önem taşıdığını ortaya koyduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Denizli deprem kuşağı bölgesinde yer alan riskli illerimizden birisidir. 6 Şubat depremlerinden sonra Denizli’den deprem bölgesinde görev yapan bir çok meslektaşımız, özellikle Denizli Devlet Hastanesi hakkında hazırlanan deprem raporu haberleri sonucu endişeye kapılmışlardır. Denizli Devlet Hastanesine yapılan şahsi başvurularda, bu raporun bilindiği, bazı bloklarda deprem güçlendirme çalışmalarının yapıldığı ve yapımı devam eden Denizli Şehir Hastanesinin tamamlanmasının beklendiği cevabı verilmiştir.
Denizli’nin yakın tarihinde Devlet Hastanesinin sürekli gündeme gelmesine rağmen, hastanenin tam kapasite çalışmaya devam etmesi hastanede görev yapan sağlık emekçileri ile binlerce hasta ve hasta yakınının hayatları riske atılmaktadır.
Şubat 2019 tarihli ‘Sağlık Kurum ve Kuruluşlarının Deprem Dayanıklılık Analizleri’ konulu Türkiye Büyük Millet Meclisine verilen soru önergesinde, Denizli Devlet Hastanesinin A,B ve H bloklarında deprem güçlendirme çalışmalarının yapıldığı Sağlık Bakanlığı kayıtlarında bulunmaktadır. Konu ile ilgili Pamukkale Üniversitesi Deprem ve Yapı Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı 2000’li yılların başından itibaren yapılan çalışmalarda hastanenin tüm blokları için deprem inceleme çalışmaları tamamlanmış, gerek görülenler için güçlendirme projesi hazırlanmıştır. Bunların büyük bölümünde de güçlendirme çalışmaları tamamlanmıştır’ şeklinde bir açıklaması bulunmasına rağmen, aynı üniversite 2017 yılında yeni bir rapor hazırlayarak 2 blokta güçlendirme yapılabileceğini, diğer blokların yıkılması gerektiğini belirtmiştir. Ancak üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen hiçbir işlem yapılmamıştır. Son olarak 2022 yılında Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Sema Ramazanoğlu da katıldığı bir programda hastanenin depreme dayanıksız olduğuna dikkat çekerek, yeni yapılacak Şehir Hastanesiyle bu sorunun aşılacağını söylemiş ama binlerce hasta ve hasta yakını ile sağlık emekçilerinin hayatları için risk faktörü devam etmektedir.
Sormak istiyoruz? Her deprem olduğunda gündeme gelen ve ilgili raporlarda depreme dayanıksız olduğu ifade edilen Denizli Devlet Hastanesi için gerekli adımlar neden atılmamıştır?
Hastanenin bazı blokları depreme dayanıksız ise neden bu bloklarda sağlık hizmeti verilmeye devam ediyor? Daha önce yapılan güçlendirme çalışmaları neden işe yaramadı?
Güçledirme işlemini yapan Pamukkale Üniversitesi neden sonra farklı bir rapor düzenlemiştir?
Olası bir depremde bir kişi bile hayatını kaybetse bunun sorumlusu kim olacak? "
SAĞLIK MÜDÜRÜ ÖZTÜRK’DEN HENÜZ YANIT ALAMADIK
Denizli Devlet Hastanesi ile ilgili haber ve sendikanın açıklamasıyla ilgili aradığımız Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk’den bir yanıt alamadık.
Saat 09.52’de ve saat 10.48’de telefonla aradık, ulaşamadık. Bunun üzerine WhatApp üzerinden saat 10.59’da “Basında yer alan "Denizli Devlet Hastanesi depreme dayanıksız" haberleri üzerine arıyoruz sizi ama ulaşamıyoruz. Nedir durum? Sekiz bloktan sadece üçünde güçlendirme yapıldığı, diğer blokların yıkılması gerektiği ifade ediliyor. Burası sağlık hizmeti veren hergün binlerce kişinin geldiği ve yataklı tedavi gördüğü bir yer. Kamuoyunu bilgilendirme adına lütfen telefon aramalarımıza yanıt verir misiniz” mesajını gönderdik.
Saat 11.08’de “toplantıdayım” diye yazan Öztürk’e bu kez “Ne zaman görüşebiliriz? Haberi ona göre düzenleyeceğiz?" yanıtını verdik. Ancak haber yayına hazırlandığı ana kadar bir açıklamada bulunmadı.