DBB Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, DESKİ Genel Kurulu’nda gündem dışı yaptığı konuşmada, BELTAŞ’ın işlettiği 3 tesisin “içkili yer bölgesi” ilan edilmesiyle ilgili meclis kararına yönelik eleştirilerde bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci’ye yanıt verdi.
“SÖYLEDİĞİMİZİ İNKAR EDENLERDEN OLMAYACAĞIZ”
Herkesin yaşam hakkına saygı duyan bir anlayışı benimsemeye devam edeceklerini, bir gün söylediğini öbür gün inkar edenlerden değil, söylediği şeyi sonuna kadar doğru bir şekilde savunanlardan olmaya devam edeceklerini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bulunduğu kaba göre kendini şekillendiren bir canlı gibi değil sadece inandığı doğruları sonsuza kadar savunabilecek cesareti olan bir Büyükşehir Belediyesi anlayışıyla yönetmeye devam edeceğiz. Gittiğimiz, oturduğumuz ya da yaşadığımız sokağın şekline göre şekil almayacağız. Denizli’de ne söylüyorsak İzmir’de de aynısını söyleyeceğiz. Ankara’da, Hakkari’de de aynısını söyleyeceğiz. Denizli’de söylediğimizle İzmir’de söylediğimiz asla birbiriyle çelişmeyecek.”
“SİYASETİ ZENGİNLEŞME ARACI GÖRMEYECEĞİZ”
Siyaseti hizmet aracı olarak yapacaklarını ifade eden Çavuşoğlu, “Siyaseti asla ve asla zenginleşme aracı olarak görmeyeceğiz ve gördürmeyeceğiz. Ayağına giyecek ayakkabısı yokken, Denizli’nin en zenginleri sıfatına nasıl gelinebiliyorsa, bunun yasal zeminleriyle ilgili, gerçekten o yasal şekillerden nasıl ulaşılabildiğini kamuoyu açısından bilgilendirilmesini sağlayacağız” dedi.
“ŞAHSA ÖZEL İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLERİ İNCELENECEK”
Şahsa özel imar planı değişiklerinin üzerine gideceklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Bizden önceki yaklaşık 10 yıl içerisinde, büyükşehir statüsüne geçildiğinden sonra nereden, kime ve hangi şahsa özel imar planı değişikliği yapılmış ve bu imar planı değişiklikleriyle kimler, nerelerden neler elde etmiş her meclis toplantısında sizleri bilgilendirmekten geri kalmayacağız. Ama unutulmamasını istediğimiz bir şey var; bu şehir bu saatten sonra farklı siyasi partilerde yer alan arkadaşlar da dahil olmak üzere, bu şehrin tartışması gereken kişilerin kişisel hayatları değil, gelecekleri çalınan gençlerin gelecekleri gasp edilen çocukların emekleri çalınan insanların hakları yenen garibanların sesi olması gerektiğinin altını bir kez daha halın harflerle çiziyorum” diye konuştu.
“KARUN GİBİ ZENGİN OLANLARA BAKSINLAR”
Büyükşehir Belediyesi kararlarını tartışmak isteyenlerin önce oturduğu yerden zengin olanlara bakmaları gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Denizli Büyükşehir Belediyesi iştiraklarinden aşırılanları konuşmaya davet ediyorum. Denizli Büyükşehir Belediyesinden şahsa özel değişikliklerle zenginleşenleri konuşmaya davet ediyorum. Yetimin hakkını yiyenleri konuşmaya davet ediyorum. Benim bu saatten sonra vermiş olduğum kararlar tartışılırken, bir garibin hakkını yediysem günlerce kamuoyunda tartışsınlar.
Belediyenin kararları noktasında tartışmak isteyen arkadaşlar varsa, oturdukları yerden Karun gibi zengin olanlara baksınlar. Yetimin hakkını yiyenlere baksınlar. Açlık ve sefaletle boğuşan işçiye baksınlar. Ektiği ürün para etmeyen tarım üreticisine baksınlar. Sanayicisinin kan ağladığı ülkeye baksınlar. Yüzde 75 enflasyonla yaşayan ülkeye baksınlar.
Ekonomiyle ilgili bir makamda oturan insanların uğraşması gereken sorunlarla uğraşsın sayın Nihat Zeybekci; ülkeye ve bu şehre bir hayrı olacaksa sanal gündemlerin değil, kişilerin ayrıştığı noktaları değil, insanların ortak paydası olan ekonomiyle ilgilensin. Çocuklarımızın geleceğiyle, nasıl bir hayat onları bekliyor onlarla ilgilensin. Gelecek kaygısıyla intihar eden çocukalrla ilgilensin. Şiddetli ekonomik zorluk nedeniyle boşanan ailelerle ilgilensin. Açlık ve sefaletle yüzleştiklerinde mutluluk kaynağı olarak uyuşturucuya bulaşanlarla ilgilensin. Gitsin, asıl ilgilenmesi gereken konularla ilgilensin. Denizli Büyükşehir Belediyesinin sorunlarıyla biz ilgileniriz.
Ayrıca, burada bulunan tüm meclis üyelerini de istedikleri zaman ve istedikleri an yanlarında olmak şartıyla, günün hangi saatinde istiyorlarsa eşlik edeceğim. Gelin açmış olduğumuz, ruhsat verdiğimiz yerlere gidelim. Orada, iki bira içip de yanındakini taciz edecek alçak bir zihniyet olup olmadığına baksınlar. İki bira içip birini taciz edebilecek gibi bir algıyla yaşayan insanların aslında zihinlerinin altında ne kadar kirli ve bulanık bir hayat olduklarını görsünler. İnsanların sarhoş olmadan da yedi yaşında tecavüze uğrayan çocukların sesi olmasına, o insanların kaygılarıyla ayağa kalmaya gerek bir toplumda kişilerin kişisel tercihlerinin tartışılmaması gerektiğini bu şehirde öncelik olarak öğrensinler istiyorum.
Emin olun, beşinci senemizin sonunda bu şehrin mutlu ve güler yüzlü insanlarıyla bir araya getiremezsek, şayet elimizdeki imkanları birilerinin köşeyi dönmesi açısından seferber edersek, o zaman bu salondaki herkes gelip bu kardeşinizin yakasını tutabilir. Ama kişisel tercihleriyle ilgili insanların yaşamlarını kutuplaştırmaya hiçbirimizin hakkı yoktur. “