Eğitim-İş’ten üniversiteler açıklaması: Gençliğin geleceği gasp ediliyor – D20Haber
29.05.2025, Perşembe
16 °C / 28 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. EĞİTİM
  4. /
  5. EĞİTİM
  6. /
  7. Eğitim-İş’ten üniversiteler açıklaması: Gençliğin geleceği gasp...

Eğitim-İş’ten üniversiteler açıklaması: Gençliğin geleceği gasp ediliyor

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 26 Mayıs 2025 Pazartesi - 20:22Güncelleme: 26 Mayıs 2025 Pazartesi - 20:22
Eğitim-İş’ten üniversiteler açıklaması: Gençliğin geleceği gasp ediliyor

Eğitim-İş Sendikasından yapılan açıklamada, üniversitelerde verilen eğitim ve akademik özgürlüğe yönelik kısıtlamalar eleştirilerek, “Gençliğin geleceği gasp ediliyor” denildi.

Eğitim-İş Sendikası Denizli 1 Nolu Şube Başkanı İlker Zengin ve 2 Nolu Şube Başkanı Gökhan Okulu, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) önünde yaptıkları açıklamada, yükseköğretimde yaşanılan olumsuzluklara dikkati çekti.

“Bugün üniversitelerimiz tarihinin en ağır kuşatması altında. Yükseköğretimin, akademik özgürlüğün, bilimsel liyakatin, düşünce özgürlüğünün ve gençliğin geleceği gasp ediliyor. Ve biz Eğitim-İş olarak diyoruz ki: Bu karanlığa teslim olmayacağız” ifadeleriyle başlayan açıklamada şöyle denildi:

“Üniversitelerimiz bilim değil, rant üreten kurumlara dönüştürülüyor. Akademik liyakat yerine yandaşlık, özgür düşünce yerine itaat dayatılıyor. Üniversiteler apartman dairelerine sıkıştırılmış, akademik kadrolar bilimsel başarıya değil, siyasi yakınlığa göre belirleniyor. Gençlerimiz nitelikli eğitim hakkından, akademisyenlerimiz özgür bilim üretme ortamından mahrum bırakılıyor.

2024/2025 verilerine göre, 129’u devlet, 79’u vakıf olmak üzere 208 üniversitede, 185 bini aşkın akademik personel ve 6,8 milyon öğrenci bulunuyor. Ancak ne yazık ki bu dev sistem artık eğitim ve bilim üretme işlevini yitirmiştir. Bilimsel yayın yapmamış isimler rektör olarak atanırken, ilerici akademisyenler soruşturma, baskı ve sürgünlerle susturulmaya çalışılmaktadır.

Vakfı dahi olmayan vakıf üniversiteleri, bir kampüsü dahi olmayan apartman üniversiteleri adeta birer ticarethane mantığı ile işletilmekte ve diploma pazarlayan kurumlar haline gelmiştir. Reklam bütçeleri AR-GE harcamalarını geçen bu kurumlar akademik ciddiyeti zedelemektedir.

Eğitimin hızla ticarileştirilip paralı hale getirilmesiyle milyonlarca gencimiz eğitimden kopmuş, güvencesiz çalışma koşullarıyla emek sömürüsüne maruz bırakılmıştır. 2015-2023 yılları arasında 2 milyondan fazla genç, üniversite eğitimini ekonomik nedenlerle yarıda bırakmıştır.Mezun olan gençler ise mezuniyet sonrası işsizlik ve düşük ücretle karşı karşıya kalmaktadır.

12 Eylül darbesinin ürünü olan YÖK, bugüne kadar sayısız akademisyeni susturdu, üniversitelerin ruhunu boğdu. Avrupa Üniversiteler Birliğinin 2024 raporuna göre, Türkiye akademik özerklik açısından 35 ülke arasında 35. Sırada. Bu utanç verici tablo, üniversitelerimizin nasıl tek adam rejiminin tahakkümüne sokulduğunun açık göstergesidir.

Haberin DevamıReklam




Rektör atamaları Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasında. Anayasa Mahkemesinin rektör atamalarını iptal etmesine rağmen bu karar tanınmamış ve üstüne 56 üniversiteye anayasaya aykırı biçimde rektör atanmıştır. Bu, sadece bir anayasa ihlali değil, üniversite özerkliğine açık bir saldırıdır. İktidar AYM kararlarını tanımadığı ve uygulamadığı gibi, Meclise yeni bir yasa teklifi sunarak, Cumhurbaşkanına YÖK üyesi ve üniversite rektörü atama anlamında tam yetki getirilmesini hedeflemektedir.

Akademik kadrolar, bilimsel liyakate göre değil, siyasi sadakate göre şekilleniyor. Üniversitelerde yandaşlara yönelik kişiye özel kadroların açılması adeta normalleşmiştir. Üniversitelere yeterli akademisyen kadrosu da verilmiyor. Araştırma görevlisi sayısı 2022’de 52 binken, 2025’te 39 bine düşmüştür!

2025 yılında devlet üniversitelerine ayrılan toplam bütçe 487 milyar TL. Aynı yıl Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan bütçe ise 130 milyar TL. Üniversitelerimizin birçoğu teknik donanım, kütüphane, laboratuvar, derslik, yurt ve kampüs açısından yetersiz. Bilimsel üretimin temel unsuru olan araştırma ve kongre katılım imkanları, bütçe yetersizliği nedeniyle sekteye uğramıştır. Bu tablo ülkenin bilime değil, itaate yatırım yaptığını açıkça göstermektedir.

2016’da URAP sıralamasında ilk 1000’de yer alan üniversite sayımız 18 iken, bu sayı 2023’te 9’a düşmüştür. Türkiye, bilimsel yayın kalitesi açısından birçok Orta Doğu ülkesinin bile gerisinde yer almaktadır.

Öğrencilerin demokratik yollarla haklarını arama girişimleri baskılarla, şiddetle bastırılıyor. Disiplin ve soruşturmalarla cezalandırılan öğrenciler üniversiteden ve KYK yurtlarından uzaklaştırılıyor, haksız yere tutuklanıyor ve eğitim hakları ellerinden alınıyor.

Ülkemizin bilimsel geleceği, aydınlık yarınlarımız için üniversitelerin özerk, demokratik ve özgür yapıya kavuşması elzemdir. 12 Eylül darbesinin mirası olan YÖK kaldırılmalı, üniversiteler siyasi otoritelerden bağımsız, demokratik birer eğitim ve araştırma kurumu olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Üniversitelerin yönetim mekanizmalarının demokratik ve katılımcı yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Üniversitelerimizi kurtarmak için hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.”

 

D20Haber
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.