İstanbul’da bir okul müdürünün öldürülmesi üzerine Eğitim-İş Denizli şubelerine üye öğretmenler Gazi İlkokulu önünde toplanıp, Delikliçınar meydanı’na kadar yürüyüş yaptı. Burada da basın açıklamasında bulunuldu. Basın açıklamasında eğitimcilere Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ve CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum da destek verdi.
Denizli şubeleri adına basın açıklamasını okuyan Namık Kemal Aydoğan, savaşlarda bile okulların hedef alınmadığını, en güvenli mekanlar olması gereken okulların Türkiye’de şiddet sarmalının kucağına itildiğini belirtti.
“Denizli’de yıllar önce Yusuf Batur öğretmenimiz bir öğrencinin silahıyla vurularak hayatını kaybetmişti. Ülkemizin birçok yerinde hergün buna benzer şiddet olaylarını duyar olmaktan üzgünüz, öfkeliyiz, tepkiliyiz” diyen Aydoğan, şöyle devam etti:
“OKUL POLİSİ UYGULAMASINA NEDEN DEVAM EDİLMİYOR?”
“Okuluyla, öğretmeniyle ve müdürüyle yaşadığı sorunlar nedeniyle, yönetmelikler çerçevesinde okuldan atılan yabancı uyruklu bir öğrenci, okula silahla girmiş ve okul müdürünü makam odasında kurşun yağmuruna tutmuştur. Silahlı saldırı sonucunda ağır yaralanan okul müdürü İbrahim Oktugan, ne yazık ki ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir. Şimdi Eğitim-İş olarak soruyoruz:
İtibardan tasarruf olmuyor da güvenlikten olur mu? Gerekli adımların atılması için daha kaç eğitim emekçisinin, kaç öğrencinin can vermesi gerekiyor?
İktidarın plansızlığı sebebiyle ülkenin demografik yapısı ve güvenliği ciddi risk altındadır. Planlama ve rehabilitasyon süreçleri sağlıklı işletilmediği için güvenlik anlamında ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu güvenlik açığının faturası bizlerin canı mı olacaktır?
Yıllar önce önerdiğimiz okul polisi uygulamasına neden devam edilmiyor? Okul çevrelerinin güvenliğini sağlayamayan bir devlet, o okuldaki eğitimi nasıl güvence altına alacak?”
“OKULLAR ÖĞRETMENE MEZAR OLAMAZ”
Bu sorulara yanıt veremeden başsağlığı dileyen hiçbir yöneticinin samimiyetine inanmadıklarını söyleyen Aydoğan, “Eğitimde şiddet yasası acilen çıkarılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyoruz. Can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz. Artık yeter. Yaşamak istiyoruz, eğitimde adalet istiyoruz. Okullar öğretmene mezar olamaz” dedi.