Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Teknoloji Fakültesi Dekanı ve Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Aydın, yeraltı su kaynaklarının kontrolü kullanımında özenli davranılmadığını belirterek, bu konuda Denizli’yi kötü bir örnek olarak gösterdi.
Prof Dr. Ali Aydın, konuyla ilgili açıklamasında, su savaşlarının bile gündeme geldiği günümüzde yeraltı sularının kontrolsüz kullanıldığının bilinen gerçeklerden biri olduğunu, gelecekte yeraltı su kaynaklarının öneminin giderek artacağını ifade etti. Türkiye’nin yeraltı su kaynağı açısından fakir bir ülke olmasına rağmen, su kaynaklarının kontrollü kullanılmasına hem ülkemizde hem Denizli’gerektde gereken önemin verilmediğine dikkat çeken.Prof. Dr. Aydın, şöyle devam etti:
“YERALTI SUYUNU PLANSIZCA KULLANDIĞIMIZ BİR GERÇEK”
“Bölgemizdeki yeraltı ve yerüstü sularıyla ilgili üniversitemizde de konu ile ilgili inşaat, jeoloji ve jeofizik mühendisliği bölümlerindeki ilgili bilim dallarında çalışmalar sürdürmekteyiz. Bu bölümlerimizdeki araştırmacılarımız ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalar yürütmektedir. Pamukkale Üniversitesi’nde konuyla ilgili ileriye yönelik neler yapılabilir ve yapmamız gereken nelerdir gibi konularda gerekli toplantı ve aktiviteler yapıyoruz. Konuyla ilgili kurumlarımız olan DESKİ ve DSİ gereğinden fazla hassas çalışmalar yapıyorlar. Suyun yetmediği durumlarda yeraltı suyunu plansızca kullandığımız bir gerçektir. Denizli bu konuda ne yazık ki kötü bir örnek teşkil etmekte olup, yeraltındaki suyu açtığımız kuyular ile içme ve tüketim suyu olarak kullanılmaktadır.”
“SU 200 METRE DERİNLİĞE İNECEK”
Yeraltı su kaynaklarını doğal depolar olarak nitelendiren Prof. Dr. Aydın, “Beslenim miktarından çok daha fazla tükettiğimizden, son yıllarda yeraltı suyu miktarında çok ciddi düşüşler yaşandı. Yeraltı suları çok elzem ihtiyaç olduğu zamanlarda kullanılması gereken sulardır. Göstergeler şunu söylüyor: Denizli’de yeraltı suları çok ciddi anlamda azaldı ve seviye olarak nemli bir düşüş yaşandı. Gelecekte bu konuda alternatif yollara başvurmamız gerekecek. Şu anda ortalama derinlik 70-150 metre aralığında yer altından kuyularda su alınırken, bundan beş yıl sonra durumda bu derinlik 30-50 metre artarak ortalama 200 metre derinliklere erişecektir. Yeraltı suları kontrollü kullanırken yer üstü sularını faydalı şekilde kullanmamız gerekiyor” dedi.
“YAĞMUR SUYU HEBA EDİLMEMELİ”
Avrupa’da çatı sularının toplanılarak bahçe sulama gibi işlerde kullanıldığına işaret eden Prof. Dr. Ali Aydın, ülke olarak yağmur sularını heba etmememiz gerektiğini, yağmur suyunun belli artırma işlemlerinden geçirilerek gündelik işlerde ve bahçe sulamalarında kullanılabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Aydın, “Mimari ve inşaat projelerinde yağmur suyunu depolayan sistemler, otopark gibi güneş enerjisi gibi zorunlu hale getirilebilir. Zemindeki su tablasının derinliğinin artması, bir tek zemin kalitesini sağlamlığını arttırılmasına fayda sağlar. Ancak bu da doğru bir yaklaşım değildir. Çok daha bilinçli toplumlar oluşturmak ve bilinçli yaşam alanları oluşturmak zorundayız. Bu açından tavsiyem bu konuyu daha cazip hale getirecek çözüm projeleri geliştirmesi gerekiyor. Her bir apartmanın yağmur suyunu depolamaya yönelik depo için bütçe ayırması gerekir. Yeraltı suyunun bu kadar hızlı azalması böylelikle önlemiş oluruz. Gri su tüketimi özendirilmeli, apartman bazlı arıtmalar özendirilmeli, atık suyun değerlendirilmesi gerekmektedir. Çatı suları değerlendirilmiyorsa asla kanalizasyon sularına verilmemelidir. Yağmur suyu şebekesinden ziyade binanın bulunduğu yere akıtılmalıdır” diye konuştu.
“KAZMAYLA BULUNUYORDU 20-40 METREYE İNDİ”
Denizli’nin su kaynağı açısından zengin bir il olmadığının altını çizen Prof. Dr. Aydın, 10-15 yıl önce Sevindik, Topraklık, Çaybaşı gibi düşük kodlu mahallerde kazmayla toprak kazıldığında yeraltı suyuna ulaşıldığını, günümüzde ise ayı mahallelerde su bulunma derinliğinin 20-40 metreye ulaştığını söyledi.
Birçok işletmenin kullanacağı suyu kendi olanakları ile bulunduğu yerden çıkardığını ifade eden Prof. Dr. Aydın, bunun da bulundukları yerdeki yeraltı suyunun tükenmesine neden yol açtığını sözlerine ekledi.