Tripolis Kazı Başkanı Doç. Dr. Bahadır Duman, Denizli’deki önemli antik kentlerden olan Tripolis’te kazı çalışmalarının 300-400 yılda tamamlanabileceğini belirtti.
Tripolis Kazı Başkanlığının yanı sıra Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkan Yardımcılığı ve PAÜ Arkeoloji Enstitüsü Müdür Yardımcılığı görevleri de olan Doç. Dr. Bahadır Duman, yaptığı açıklamada 6 yuıldır devam eden Tripolis Antik Kenti kazılarıyla ilgili bilgiler paylaştı.
Tripolis’in iyi korunan antik kentlerden biri olduğunu belirten Doç. Dr. Duman, buradaki kazıların PAÜ ve Denizli Müze Müdürlüğü ortak çalışmasıyla 2012 yılında başladığını, 2015 yılından itibaren Bakanlar Kurulu kararıyla Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ilee Pamukkale Üniversitesi’nin ortak çalışması olarak devam ettiğini kaydetti. Doç. Dr. Duman, kazılarla ilgili şu bilgileri verdi:
YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA ÖĞRENCİLERİ İÇİN OKUL NİTELİĞİNDE”
“2015 yılından itibaren başkanlığını yürüttüğüm Tripolis Antik Kenti kazılarında 2012-2018 yılları arasında ekip olarak, 6 ay restorasyon kalan 6 ay ise kazı çalışmaları olmak üzere, yılda 12 ay aralıksız çalıştık. Bu tür kazı çalışmaları maddi ve zaman kaygısı gözetmeksizin 350-400 yıl içinde tamamlanabilecek kazılardır. Antik kentler, başta arkeologlar olmak üzere epigraf, mimar, restoratör, biyolog, jeolog ve antropolog gibi birçok bilim insanına araştırma merkezi olarak, çalışma fırsatı sunmaktadır. Tripolis Antik Kenti de bu araştırma merkezlerimizden biri olarak, aynı zamanda lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerimiz için uygulama anlamında okul niteliğinde bir yerdir. PAÜ ve diğer üniversite öğrencilerinin yaz aylarında stajlarını gerçekleştirdiği Tripolis Antik Kenti, aynı zamanda öğrencilerin bilimsel çalışmalara katıldıkları bir uygulama alanıdır. Biz hem üniversitemizin kazı alanına yakın olması açısından hem de alanın Denizli sınırları içerisinde olması nedeniyle aralıksız çalışabilmenin avantajını tecrübe etmekteyiz. Aynı zamanda yöre halkı İŞKUR’un sağladığı imkânlar doğrultusunda, “Toplum Yararına Çalışma Programı” kapsamında uzun vadede gelir sağlama fırsatı bulmaktadırlar.
“DESTEK OLMADAN KAZI YAPMAK ZOR”
Ekip olarak 6 yıllık kazı çalışmalarımızda başta Kültür ve Turizm Bakanlığımız olmak üzere, Denizli Valiliği, Pamukkale Üniversitesi ve ilçe belediyelerimizin oldukça büyük destekleri oldu. Valimiz Sayın Hasan Karahan ve Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Hüseyin Bağ hocamızın kazı çalışmalarına verdiği destek ve katkıları ile ekip olarak yürüttüğümüz çalışmalarımız daha hızlı ilerleme kaydetti. Bu destekler olmadan bu tür çalışmaları ilerletmek ve genişletmek hayli güçtür. Ayrıca, bu türden çalışmalar yüksek rakamlı bütçelere ihtiyaç duyulan bir çalışma olmakla beraber, kazı çalışmaları haricinde restorasyon, belgeleme ve çizim faaliyetleri gibi birçok detaylar da bu çalışmalarla birlikte yürütülmektedir.
“2,5 KİLOMETREKARENİN YÜZDE 5’İ KAZILABİLDİ”
Tripolis Antik Kenti’nde yaptığımız kazı çalışmaları kapsamında geçirdiğimiz 6 yıllık süreçte, kentin yaklaşık 2,5 kilometrekarelik bir alana sahip. Biz bunun sadece yüzde 5’lik bir dilimi içinde kazı ve restorasyon çalışmaları yürütüp, inceleme altına aldık. Bu çalışmalar esnasında bir Roma dönemine ait metropol kentlerinde olması gereken hemen hemen her yapıya ulaştık. Tripolis Antik Kenti’nin yaklaşık 8 bin 500 kişilik tiyatrosu, 20 bin kişilik bir stadyumu var. Bunlar haricinde şu ana kadar tespit ettiğimiz iki büyük kamusal hamam, iki agora, şehir meclisi, kiliseler, cadde ve sokaklar, sivil mimariye ait konutlardan oluşmakta. 2018 yılındaki çalışmamız ise daha çok konut alanında yürütülmektedir. 2013 yılında, mozaikli bir villa üzerinde çalışmalarımızı sürdürdük. Sekiz odasını ortaya çıkarttığımız bu villada, sezon içerisinde diğer odaları da yaptığımız çalışmalarla ortaya çıkartmaya çalışacağız. Konut mimarisi deyince, bizim şu an daha çok çalıştığımız alan Tripolisin varlıklı ailelerinden birine ait olduğunu düşünüyoruz. Bunu da kazı çalışmalarını yaptığımız evlerin zeminindeki bitkisel ve geometrik mozaik döşemelerden anlamaktayız. Rengârenk taşların bir araya getirildiği zeminde, bahsettiğim süslemeler yapılmış ve yine aynı zamanda bu odaların ya da mekânların cephe duvarları renkli fresklerle bezenmiş. Bu anlamda da Tripolis’te yaşamış ünlü bir yönetici veya tüccar bir kişiye ait olduğunu tahmin etmekteyiz.
“TRİPOLİS TURİZMDE ÖNEMLİ BİR DESTİNASYON HALİNE GELECEKTİR”
Tripolis Antik Kenti, daha çok Kuzeybatı Anadolu’dan gelip Anadolu’nun içlerine giden ticaret hattının üzerinde olup, Büyük Menderes Nehri’nin hemen kenarında yer almakta ve önemli ölçüde tarım arazilerine sahip olan bir antik kenttir. 18. ve 19. yüzyılda kente gelen Avrupalı seyyahların kentin çeşitli yerlerindeki Latince ve Grekçe metinleri kayıt altına aldıkları bilinmektedir. Bu metinlerin birinde Tripolisli senatör Hermolaos ait bir heykel kaidesindeki yazıtta, Tripolis’in evlerinin ünlü olduğunu ve görenlerde hayranlık uyandırdığından bahsedilmektedir.
Tripolis’te yaptığımız çalışmaların sonucunda, buradaki ilk yerleşim izlerinin MÖ 5500 civarından başlayarak MS 13. yüzyıla kadar belli aralıklar haricinde kesintisiz olarak devam ettiği tespit edildi. Büyük Menderes Nehri’nin suladığı verimli tarım arazileri ve ılıman iklim Tripolis’in uzun süreler yaşamak için neden tercih edildiğini de açıkça ortaya koymaktadır. Buna paralel olarak aynı kentte uzun yıllar yaşandığı için yapılar tahrip edilmemiş, küçük değişiklik ve onarımlarla tekrar tekrar kullanıldığı kanısına yaptığımız kazı çalışmaları ile vardık. Yapıların deprem ve erozyon gibi doğal afetlere maruz kalması ile zamanla toprak altında kalan kent kazı çalışmaları ile oldukça sağlam bir şekilde açığa çıkmaktadır. Çeşitli kurum ve kuruluşların destekleri bundan önce olduğu gibi aynı şekilde devam ederse birkaç yıl içerisinde Tripolis sadece Denizli’nin değil ülkemiz turizmi içinde çok önemli bir destinasyon merkezi haline gelecektir.
“ARKEOLOJİ ENSTİTÜSÜ, ANADOLU ARKEOLİJİSİ İÇİN ÖNEMLİ”
Açıklamasında, Türkiye’nin ilk arkeoloji enstitüsü olan PAÜ Arkeoloji Enstitüsü ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Bahadır Duman, burada lisans eğitimi sonrasında yüksek lisans ve doktora çalışmalarının yürütüldüğü, bu alanda bilim insanlarının yetiştirildiğini, gelecekte hem Denizli hem Anadolu arkeolojisi için önemli bir kuruma dönüşeceğini ifade etti.
Denizli sınırları içerisinde 20’ye yakın antik yerleşimin mevcut olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Duman, Beycesultan Höyük, Laodikya, Hierapolis ve Tripolis’in öne çıktığını sözlerine ekledi.