Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neşe Dursunoğlu, ülkemizde 12-13 erişkinden ve 7-8 çocuktan birinin astım hastası olduğunu belirterek, astımın görülme sıklığının yıllar içinde giderek arttığına dikkat çekti.
Doç. Dr. Neşe Dursunoğlu, astımın akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler (ataklar) ile seyreden müzmin (kronik) bir akciğer hastalığı olduğunu, hastalığın tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı, hışıltı, ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterdiğini söyledi.
Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı hastanın olduğunu kaydeden Doç. Dr. Dursunoğlu, ülkemizde ise 12-13 erişkinden ve 7-8 çocuktan birinin astım hastası olduğunu ve astımın görülme sıklığının yıllar içinde giderek arttığını ifade etti.
Astım hastalığının bazı faktörleri bulunduğunu belirten Doç.Dr.Dursunoğlu, “Kişisel risk faktörleri içinde kalıtım, yani genetik yapı, cinsiyet ve şişmanlık sayılabilir. Çevresel risk faktörleri ise, kalıtsal olarak yatkın bireylerde astımın ortaya çıkması ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Bunlar alerjenler, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, sigara dumanına maruziyet, bazı ilaçlar, iç ve dış ortam hava kirliliği ve beslenme tarzıdır” dedi.
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu hastalığın tedavisi ile ilgili gerekli her türlü ilaç ve malzemenin bulunduğunu belirten Doç. Dr. Dursunoğlu, “Uygun ilaç tedavisi ile astımlılar iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar, özel cihazlarla verilirler. Tedaviye başlanırken bu özel cihazların kullanım şeklinin mutlaka bir uzman tarafından hastalara gösterilmesi gerekir” diye konuştu.