Dikkat! ‘Sessiz katil’in kurbanı olmayın – D20Haber
09.05.2025, Cuma
18 °C / 31 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. SAĞLIK
  4. /
  5. SAĞLIK
  6. /
  7. Dikkat! ‘Sessiz katil’in kurbanı olmayın

Dikkat! ‘Sessiz katil’in kurbanı olmayın

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 4 Temmuz 2018 Çarşamba - 13:08Güncelleme: 4 Temmuz 2018 Çarşamba - 13:08
Dikkat! ‘Sessiz katil’in kurbanı olmayın

Acıpayam Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Güler, 40 yaşını geçmiş her iki kişiden birinde hipertansiyonun görüldüğünü, bu hastalığı bazen belirti vermediğini, bu nedenle de “sessez katil” olarak adlandırıldığını söyledi.

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Güler, kalp ve damar hastalıklarının son 20 yılda büyük bir artış göstererek, dünyadaki hastalık kaynaklı ölümlerin üçte birine neden olduğuna ve Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2005 yılında 17,5 milyon kişinin hayatını hipertansiyon ve onun oluşturduğu hastalıklar nedeniyle kaybettiğini belirtti.

BELİRTİ VERMEYEN HİPERTANSİYON DAHA TEHLİKELİ

Baş ağrısı, baş dönmesi, yüzde kızarıklık kalp çarpıntısı,kolay yorulma gibi belirtilerin hipertansiyonun göstergesi olduğunu anlatan Dr. Güler, “ Hiçbir belirti vermeyen hipertansiyonda hastada bu şikâyetler olmaz. Bu tip hipertansiyona sessiz katil diyoruz. Çünkü hastanın haberi olmadığı için yaşam tarzında değişikliğe gitmiyor sonuç olarak hipertansiyonun yapacağı zararlı şeylere çok daha açık bir şekilde maruz kalıyor” dedi.

ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ

Haberin DevamıReklam




Türkiye’de hipertansiyon için tedavi gören hastaların ancak yüzde 54’ünde istenilen tansiyon değerine ulaşılabildiğinin altını çizen Dr. Güler, “Kalbimiz kaslardan oluşan bir organdır ve hipertansiyon kalbimizi büyütmektedir. Kalp büyümesine rağmen kalbi besleyen damarlar büyümediği için, kalp kası yeterince beslenemez ve kalp zamanla genişlemeye ve kan pompalama görevini yerine getirememeye başlar. Bundan bütün organlar etkilenir. Kalp yeterli düzeyde çalışmayınca hastada kalp yetmezliği bulguları yani çok kolay yorulma, nefes darlığı, öksürük, vücutta sıvı toplanması gibi bulgular izlenir. Ayrıca hipertansiyon sonucu kan basıncının artması beyindeki damarların yırtılmasına, beyin kanamalarına neden olabilir. Gözler ve böbreklerde de kalıcı hasar yaratabilir. Hipertansiyon tanısı maalesef ülkemizde geç olarak konulmaktadır. Tanı konulduğu anda hipertansiyon hastanın kalbi hâlihazırda büyümüş ve vücudundaki tüm damarlar etkilenmiş oluyor. Bu nedenle hipertansiyon organlara zarar vermeden tedaviye başlanabilmesi için erken teşhis edilmesi ve uygun şekilde tedavi edilmesi son derece önemlidir” diye konuştu.

TEDAVİDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Güler, Türkiye’deki hastaların ilaç almaktan korkması nedeniyle tansiyon tedavisinde başarı oranının düşük kaldığını, ilaçların yapacağı yan etkinin hipertansiyonun yapacağı kalp krizi ve felç gibi ölümcül hastalıkların yanında çok küçük ve çok nadir görülen bir durum ifade etti. Dr. Güler hipertansiyonun önlenmesi için yapılması gerekenleri de şöyle anlattı:

“Hipertansiyon hastaları beslenmesine çok dikkat etmelidir. Stresli ortamlardan uzaklaşılmalı, haftada beş gün 45’er dakika tempolu yürüyüş yapılmalı, sigara içilmemeli, normal vücut ağırlığına düşmeye çalışılmalıdır. Yaşam değişikliği olmadan hipertansiyon tedavi edilemez. ‘Ben istediğimi yerim, hareket etmem ama ilacımı alırım’ son derece yanlış bir görüştür. Halk arasında söylenen sarımsak, limon gibi şeylerin zararı yoktur fakat sırf bunlardan medet umarak tansiyon tedavi etmek maalesef mümkün değildir.”