Sanal gerçeklik – D20Haber
02.07.2025, Çarşamba
22 °C / 36 °C Denizli Hava Durumu

Sanal gerçeklik

A- A+

“Etrafımızdaki dünyaya dair mutlak hakikat olarak algıladığımız şey aslında karmaşık bir yeniden inşadır, zihnimizin ve sinir sistemimizin işleyiş mekanizmaları tarafından üretilen bir sanal gerçekliktir.”

Sözcükleri Tadan Adam kitabında böyle diyor nörolog Guy Leschziner. Yani hepimiz kendi sinir sistemimiz ve zihnimizde ürettiğimiz dünyada yaşıyoruz ve bu dünya an be an değişiyor.
Misal Ortadoğu denen gayya kuyusuna kucak kucak odun taşıyan büyük biraderin sevgili pek zengin evlatlarından birinin sinir sistemi, dünyadaki bütün üretilmiş savaş ve bilhassa bitirilmemiş açlıktan ve sefaletten azade, dert üstü murat üstü bir zihinle yarattığı kendi dünyasında 50 milyon dolarlık bir düğünü neredeyse Venedik’i kapatarak utanma duyusunun harabiyetiyle olsa gerek, arlanmadan yapabiliyor. Bu sadece düğünün maliyeti! Oraya davet edilip yüzsüzce katılmakta sakınca görmeyenlerin düğüne hazırlık masraflarını da dahil edersek herhalde 55 milyon dolar olur yaklaşık. Bu rakamla dünyadaki 30 milyon çocuk ahh bir de dün Gazze’de açlıktan ölen 16 çocuğu da eklersek 30 milyon 16 çocuk açlıktan kurtulabilirdi.

İşte sinir sistemi başka bir dünya yaratınca sistemler çakışıyor.
Hep bu karmaşık sinir sisteminin sanal gerçekliğinin halt yemeleri bunlar yoksa Bezos’un ne suçu var.
Bizim buralarda iktidarın sinir sistemiyle bakınca ise, 400 dolarla emekli, 550 dolarla asgari ücretli olarak yaşamak, mutlak gerçeklikmiş gibi damarlara zerk ediliyor, yarattığı dünya bu.

Sinir sistemi ballı börekli sofralar hayal eden, bir sanal gerçeklik yaşayan halk; sadece iktidarın asgari mutlak gerçeğine layıktır diyor tepedekiler, sinir sisteminin azizliği işte.
“Nörolojide öteden beri geçerli olan bir ilke vardır; Bir sistemde terslik yaşandığı zaman onu incelediğimizde, sistemin normal işlevine dair kavrayışımız artar”
diyor aynı kitapta Leschziner.Herkes birbirinin sisteminde terslik olduğunu düşünerek, o tersliğe bakıp tersinin doğru olduğuna karar veriyor.

Bu yüzden grevler, grev kırıcıları yaratıyor iktidar kökenli olarak.
Bu yüzden hırslar, koltuklar boşalmıyor bir türlü herkes kendi gerçekliğini yaşıyor.
Hele bazıları artık mutlak yaşamlarının sonuna gelmiş bile olsalar, yarattıkları sanal-hayal bir dünyanın dibini sıyırmadan gitmek istemiyorlar. Günah, tabakta bir lokma bile hırs kalmasın sıyır gülüm, ohh sevaptır.

O kadar ki dünya patlıyormuş, çocuklar her gün türetilmiş savaşlarda biner biner ölüyormuş, açlık tavan yapmış bir kuru ekmeğe ulaşmak aya gitmekten zormuş, efendim adamın biri karısını balkondan atmış, öteki ailesini katletmiş, ülke ekonomisi batmış, palalı mollalar türemiş, Cumhuriyet üçbacak üstü sallanıyormuş, liyakat, gençlik, hak, hukuk, dürüstlük hepsi zindanda çürümeye terk edilmiş, suçlular cezadan muaf salıverilmiş, memleketin 77 yerinde yangın çıkmış, çıkarılmış, memleketin ciğeri yanıyormuş amaaan sen de diyen bir sinir sistemine sahip 80’e 3 kalmış, eskimemeye yemin etmiş bir genel başkan eskisi çıkıp diyor ki; benim mutlağım da butlan!
Kelime haznemizi zenginleştirirken, geçim haznemiz umurunda olmayan eskiyemeyenlerden biri.

Mahalle yanarken, kalmış 3 tel saçını bir elinde ayna bir elinde cımbızla umurunda olmayan mutlak gerçek dünyada tarayan bir genel başkan eskisi, markette yerlere yatıyor istediği oyuncak alınsın diye.
Sen kimin tarafındasın diye sorarsın adama, saçını tararken hangi sahaya geçtiğini bile fark etmez. Ya da fark eder o daha da kötü!
Bunlarla sadece sinir sistemlerimizle yarattığımız dünyalarımız değil farklı olan. Tanrılarımız da farklı!

“Bizim İsamız yoksul ve sürülmüştür; kapıları çalıyor ama kimse ona kapısını açmıyor. Sizin İsanız Ağa’ya yağ çeken zengin bir ekâbir. Rahatça yesin ve kimseye bir lokma vermesin diye kapısını sürgülüyor. Sizin İsanız şişko ve şöyle bağırıyor;
“Bu dünya adil, dürüst, yufka yürekli tam bana göre. Bu düzeni bozacak bir harekette bulunan biri hemen aforoz edilsin.”
Bizim İsamız ise açlıktan ölenlerin bedenlerine, korku içinde kıvrananların ruhlarına bakan bir dilenci ve şöyle bağırıyor;
“Bu dünya adaletsiz, namussuz, acımasız, bırakın batsın.”
Nikos KAZANCAKIS –Yeniden Çarmıha Gerilen İsa kitabından


KENDİM İÇİN ASLINDA

Ölünce ben
Öldüğüme üzülemem
Bundandır her ölümle
Darmadağın oluşum

Bereketli toprağım olsun diyedir
O güne dek gözümle
Yağmur tutuşum

Öldüğümde ben
Cenazeme gelemem
Bundandır her gidenle biraz daha
Toprağa tutunuşum

Öldüysem ben
Kendi ruhuma dua edemem
Bundandır lisansız dualarda
Kayboluşum

Aylin MÜFTÜLER

Yazarın Diğer Yazıları
Minyatür hayat
23 Haziran 2025 Pazartesi
Sönmüş yıldız
16 Haziran 2025 Pazartesi
Islak umut
2 Haziran 2025 Pazartesi
Kocamektep dokusu
26 Mayıs 2025 Pazartesi
İki kitap
19 Mayıs 2025 Pazartesi
Cam ve gözyaşı
12 Mayıs 2025 Pazartesi
Sahi biz kimiz?
5 Mayıs 2025 Pazartesi
Gülün açma korkusu
21 Nisan 2025 Pazartesi
Öyle bir yorgunluk
14 Nisan 2025 Pazartesi