Babadağlı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BASİAD) Başkanı Doğan Değirmenci, ekonomideki olumsuzluklarla ilgili siyasi çalkantılara dikkati çekerek, güven ortamının sağlanması gerektiğini belirtti.
BASİAD Başkanı Doğan Değirmenci, TÜİK’in açıkladığı TÜFE’nin beklentilerin altında gelse de hem yurt içi hem de yurt dışındaki gelişmelerin olumsuz etkileri görülmeye devam ettiğini, Merkez Bankasının yıl sonu için yüzde 24 olarak belirlenen enflasyon hedefini revize etmesi gerekebileceğini ifade etti.
Oluşan güven kaybının faize rağmen dövize yönelimi engelleyemediğini vurgulayan Değirmenci, “Türkiye, küresel piyasalarda yaşanan yükseliş trendinin aksine negatif ayrışarak dikkat çekiyor. Son 5 haftada tahvil piyasasından 9 milyar dolarlık çıkış yaşanırken, Merkez Bankasının net rezerv kaybı 53 milyar dolara ulaşmış durumda ve bu eğilimin devam etme riski bulunuyor” değerlendirmesini yaptı.
Faiz artırmaktan ziyade güven tesis etmenin kritik önem taşıdığını dile getiren Değirmenci, ekonomideki temel çelişkilerden birisinin enflasyonla mücadele yerine kısa vadeli sıcak para çekme odaklı politikaların öncelik kazanması olduğunu ifade etti.
Büyümede geçici durgunluk sinyalleri alındığını, Borsa İstanbul’un performansının ise umutları tükettiğine işaret eden Değirmenci, “Unutulmamalı ki borsa beklentilerle hareket eden bir piyasadır ve güven ile makroekonomik dengeler sağlanmadan toparlanma mümkün görünmüyor. Türkiye’nin mevcut sorunlarının temelinde kur baskısı, dolarizasyon, enflasyon ve güven eksikliği gibi yapısal problemler yatıyor. Çözüm için faiz politikalarından öte güven tesis edici reformlara, TL’nin değer kaybının önlenmesine, enflasyonla mücadelede tutarlı adımlara ve yabancı yatırımcı için cazip bir ortamın oluşturulmasına ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
“Sürdürülebilir bir kalkınma için üretim kapasitesinin artırılması, katma değerli ihracatın desteklenmesi ve reel sektörün canlandırılması şart” diyen Değirmenci, sözlerine şunları ilave etti:
“Son olarak, yeni ekonomi yönetimi süresinde görülmüştür ki; enflasyonla mücadelede sadece para politikası yetersiz kalıyor. Siyasal çalkantılar ile yok olan güven ortamının yeniden tesis edilmesi gerekmekte, doğru iletişim dilini kullanmak, kamu harcamalarında tasarruf, bütçe disiplini, vergi reformu, kayıt dışı ekonomiyle mücadele, hukukun üstünlüğü, yatırım iklimi iyileştirmesi gibi konular gündeme gelmek zorundadır. Aksi halde, finansal piyasalardaki kırılganlık devam edecek ve ekonomik istikrara ulaşmak hayal olarak kalacaktır.”