Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) “proje okulu” olarak tanımlanan liselere yeni öğretmen atamaları yapılması tepki çekti. Eylem yapan öğretmenlere öğrencilerden de destek geldi.
Milli Eğitim Bakanlığının son düzenlemesiyle Denizli’de Lütfi Ege Anadolu Lisesi, Mustafa Kaynak Anadolu Lisesi, İbrahim Cinkaya Sosyal Bilimler Lisesi, İş Adamları Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Bereketli İmam Hatip Ortaokulu “proje okulu”na dönüştürüldü.
Düzenlemenin ardından bu okullara yeni öğretmen atamaları yapılması, burada görev yapan bazı öğretmenlerin ise başka okullarda görevlendirilmesi eğitimcilerin ve öğrencilerin tepkisini çekti.
Atamalara karşı çıkan Eğitim-İş Sendikası yönetici ve üyeleri, dün Lütfi Ege Anadolu Lisesinde, bugün de Mustafa Kaynak Anadolu Lisesinde protesto eylemi yaptı. Öğretmenlere öğrenciler ve bu okullardan mezun olanlar da “Öğretmenime Dokunma” pankartı açarak destek verdi.
EĞİTİM-İŞ’İN AÇIKLAMASI
Protesto eylemlerinde ortak açıklama yapan Eğitim-İş Sendikası Denizli 1 Nolu Şube Başkanı İlker Zengin ve 2 Nolu Şube Başkanı Tahir Çetin, eğitimin kamusal bir hak olduğunu, tüm çocuklara eşit, bilimsel, laik, parasız ve nitelikli biçimde sunulması gerektiğini, ancak bu anlayışın özellikle son 20 yıldır sistemli bir biçimde tasfiye edildiğini, Millî Eğitim Bakanlığının anayasal sorumluluğu olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlama görevini açıkça reddeder hale geldiğini ifade etti.
Bunun sadece sözde değil uygulamada da görüldüğü, en somut örneğinin ise “proje okulları” adı altında sürdürülen politikalar olduğu belirtilen ortak açıklama şöyle:
“Bugün öğretmenler kıyıma uğruyor, sürgün ediliyor. Okulların yıllardır oluşan iklimi darmadağın ediliyor. Öğrencilerin sınava aylar kala alıştığı öğretmenlerinden koparılması, eğitimde istikrarı yok ediyor. Bu bir proje değil, bir tasfiye operasyonudur.
Bu itiraf, aslında bütün bu sürecin siyasi ve ideolojik bir projenin ürünü olduğunu göstermektedir. Proje okulları uygulaması ile bakan, 80 bine yakın öğretmeni doğrudan kendisi seçme ve atama yetkisini elinde toplamaktadır. Yani artık öğretmenlerin bilgi birikimi, başarı belgesi, akademik unvanı ya da hizmet puanı değil; bakanın onayı belirleyicidir. Bu da açıkça, mülakat düzeninin öğretmen atamalarındaki yeni biçimidir.
Bugün yüzlerce öğretmenimiz, yıllardır görev yaptığı, okulun kültürüne katkı sunduğu, öğrencileriyle aile gibi olduğu okullardan gerekçesiz ve ani bir şekilde sürülmektedir. Şimdi soruyoruz:
Öğretmenin oradan alınmasının objektif gerekçesi nedir? Yıllarca görev yapan, başarı belgesiyle ödüllendirilmiş, yüksek lisans ve doktora sahibi öğretmenler hangi kriterle yetersiz görülmüştür? Yerlerine atanacak kişilerin liyakatini kim ve neye göre belirlemiştir? Aynı okulda yıllarca çalışan öğretmenleri bir gecede sürgün etmek hangi pedagojiye, hangi hukuk devletine, hangi kamu vicdanına sığar?
Bugün proje okulları aracılığıyla yapılan şey, bu güvenceyi ortadan kaldırmak, öğretmenleri itaate zorlamaktır.
Eğitim-İş olarak bir kez daha altını çiziyoruz: Proje okulu adı altında yürütülen bu uygulama, bir okul geliştirme projesi değil, siyasi iktidarın kendi memurunu, kendi neslini ve kendi toplumunu yaratma projesidir.
Köklü okulların emekle, alın teriyle, yılların birikimiyle yetiştirdiği öğretmenler bir bir tasfiye ediliyor. Bu sadece bir personel değişimi değil; bir hafızanın, bir kültürün, birikimin ve Cumhuriyet’in eğitim anlayışının sistemli biçimde tasfiyesidir.
Neden mi? Çünkü onların hedefi açık: Liyakatsizliği teşvik ederek biat eden kadrolar yaratmak, düşünmeyen nesiller yetiştirerek sorgulama kültürünü ortadan kaldırmak, Cumhuriyet’in temelini oluşturan laik, bilimsel ve kamusal eğitimi çökertmek.
Bugün sistemli bir şekilde görevden uzaklaştırılan o öğretmenler, aslında Cumhuriyet’in devrimci eğitim mirasını temsil ediyor. Öğretmenler yalnızca bir meslek grubunun değil, bir halkın vicdanıdır.
Buradan hem Millî Eğitim Bakanlığı’na hem siyasi iktidara sesleniyoruz:
Tüm öğretmenler için eşit ve adil atama sistemi istiyoruz. Tüm öğrenciler için eşit ve nitelikli eğitim hakkı istiyoruz. Öğretmenlerin sürgünle terbiye edilmediği, eğitimde liyakat ve hukuk ilkesinin esas alındığı bir sistem istiyoruz.
Eğitim-İş olarak biz, hiçbir öğretmenimizin yalnız olmadığını bir kez daha hatırlatıyor, bu hukuksuz atamalara karşı her türlü yasal mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz. Proje değil, adalet istiyoruz.
HORZUM DA DESTEK VERDİ
Mustafa Kaynak Anadolu Lisesindeki protesto eylemine CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum da katıldı. Horzum, “Günümüzün kirli siyaset uygulamalarının liselerimize girmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Okullarımız aklı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmekle yükümlüdür. Bu da ancak eğitimde liyakat, adalet ve eşitlikle sağlanacaktır” dedi.