Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, Denizli’de ilk röportajını Denizlihaber.com’da görev yaptığım dönemde benimle yapmış, Türkiye’ye kabus yaşatan kanlı darbe girişimini, “O Gece”yi tüm detaylarıyla anlatmıştı.
Trafik terörü can almaya devam ediyor. Bu kez kurban olarak Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper ve şoförü Muzaffer Alaşehirli’yi kurban seçti. Denizli’yi yasa boğan bu kazada şehit düşen Başsavcı Alper ile geçen yıl kanlı darbe girişiminde yaşananları konuşmuştuk.
O Gece isimli röportaj dizisinde Alper, 15 Temmuz gecesi Denizli’de neler yaşandığını anlatmış, anekdotlar paylaşmıştı. Onlardan birisi ailesiyle vedalaşmasıydı. Röportaj sırasında hepimiz duygulandıran vedalaşmayı şöyle anlatmıştı:
“Ben bugüne kadar hep helal lokma yedim ve size de helal lokma yedirdim. Devletin okullarında okudum. Ülkeme karşı sevgi ve saygımı hiç kaybetmedim. Şimdi ben gideceğim, geri dönmeyebilirim. Geri dönmediğim zaman anneniz size sahip çıkar. Annenize bir şey olursa anneannenize ya da babaannenize gidin. Bankamatik kartımı bıraktım, içinde maaşımdan arta kalan miktarın olduğunu söyledim. 15 bin lira kadar para olan banka hesap cüzdanını da verip bununla da hayatınızı devam ettirirsiniz. Anneanneniz ve babaanneniz size sahip çıkacaktır. Bunlar gelir geçer. 10 yıl, 20 yıl, belki 30 yıl sonra babanızın cenazesini alıp Demokrasi Şehitliğine defnederler. Korkmayın, babanızdan asla utanmayın.”
Darbe girişiminin olduğu gece ve sonrasını da “Bu arada hiç uyumadık. Sadece bisküvi yiyor, çay içiyoruz. Yemek yiyecek zamanımız yok. Soruşturmalar devam ediyor ama herkes tükendi. Sürekli ifadeler alıyorsunuz, 48 saattir uyumamışsınız. Tabii komik şeyler de yaşandı. 2Ben şu koltuğa biraz uzanayım2 dedim. Bir saat kadar sonra savcılık yazı işleri müdürü içeriye girmiş, ‘Başsavcım çok acele bir evrak geldi, çok acele bakmanız gerekiyor’ diyerek beni uyandırmış. Ben kalkmışım ‘Sen kimsin’ diye sormuşum. ‘Efendim ben yazı işleri müdürü’ cevabını vermiş. Bu defa ‘Burası neresi, Van mı?’ diye sormuşum. ‘Yok efendim’ deyince, ‘Malatya mı?’ diye sormuşum bu defa. ‘Efendim burası Denizli, buraya tayin oldunuz’ deyince de ‘Ben Denizli’ye ne zaman geldim’ sorusunu yöneltmişim. O anlattı daha sonra. Bunun üzerine bir çay istedim, masamın başına geçtim. Ondan sonrasını hatırlıyorum. Evet, vücudumuz ayakta. Sürekli düşünüyoruz, okuyoruz, delil değerlendirmesi yapıyoruz, müdahalede bulunuyoruz. Ama bir süre sonra beynimiz uyumuş onu fark ettim” diye aktarmıştı.