Bilime göçen bir ömrün hikayesi – D20Haber
25.04.2024, Perşembe
16 °C / 29 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Yaşar TOK
  6. /
  7. Bilime göçen bir ömrün hikayesi

Bilime göçen bir ömrün hikayesi

A- A+

1978’de, Anadolu’da bir kasabadan başlayan ve halen devam eden uzun bir yolculuğun öyküsüdür anlatılan. Yola ilk çıkışın meşakkati sonraki yaşamın tümüne yayılırken, tırnakla kazıyarak basamakları ikişer-üçer çıkan olağan dışı bir çalışma azminin gelecek 40 küsur yılı ilmek ilmek ördüğü bir hayatın evrimi!
Biz bu peşreve henüz söz düşürürken, belirtmeden geçmeyelim; yazımıza konu olan bir kitap değil yalnızca. Ne de bir kişi ya da kurum: Bu üççeyrek asra merdiven dayamış bir hayat!
Yalnız yürünmemiş ama yalnızlık mefhumunun bütün ağırlığı onca zaman boyunca omuzlarda küfeyle taşınmış bir hayat! Her adımda ölçülüp biçilmiş, durulup yeniden tasarlanmış, vazgeçilip tekrar ölçülmüş, kar yağmur, soğuk sıcak demeden yola düşülmüş, bazen tökezleyerek, bazen uçar gibi mesafe alınmış, sonra o mesafelerin göz açıp kapayana katlanıp, aylara, yıllara, on yıllara çoğalıverdiği neredeyse fark edilmemiş bir hayat…
Başka kentler, başka insanlar, başka ülkeler ve bambaşka hayatların orta yerinde; önce yapayalnız, tek başına, ‘yavuklunun’ yanı başında olmakla yetinilen, sonra insanların çoğaldığı, çoğaldıkça başarı çıtasının yükseldiği, o yüksekliğe ulaştıkça yeni irtifalar aşmanın mecburi hale geldiği; böyle böyle‘beynelmilel’ olup zirveye taşınmış bir hayat!
Anne özlemi, illaki fenomen baba özlemi, kardeş, aile, akran özlemi; yarım kalmış, eksikliği hiçbir zaman giderilemeyen, okuyan her psikanalistin yorumuna mazhar olacak denli belirgin bir ilk gençliğe, köye, kasabaya, çorak topraklara dönme güdüsünün derin ve çarpıcı özlemi… Tek şansı ilk gençlik aşkına duyduğu tutkuyu ortak yaşama formuna ekleyebilmiş, o aşkı sonraki hayatın kurucu unsuru yapabilmiş, aynı hayat ve aynı aşkıyla tam kırk küsur yıl boyunca uzak bir coğrafyada uluslararası bir mutluluğu, ünü, şanı, şöhreti yakalayabilmiş olan bir Anadolu insanı, bilim insanı, dünya insanı; Yusuf Altıntaş.
***
Vancouver, Kanada’nın batısında “British Columbia” adıyla bilinen eyalete bağlı bir liman şehri. Yazımıza konu ettiğimiz Prof. Dr. Yusuf Altıntaş Vancouver’da“British Columbia Üniversitesi” öğretim üyesi. 1978 yılında ayak bastığı Kanada’ da tam 44 yıldan beri akademisyen olarak çalışmakta. Geçen bunca yıl içinde, mesleğine ilişkin İngilizce yayınlanan makale ve kitapları, başarısında önemli pay sahibi. Son zamanlarda eserlerinin bilimsel çalışma dünyasında atıf sayısı 31.000’in üstünde, h-index’i ise 93 civarında. Gıpta edilecek müthiş bir başarı düzeyi.
Bu satırlar Yusuf Hoca’nın bilim dünyası içindeki yerini anlatmaya yetmiyor. Ama zaten bu başarıyı ballandıra dallandıra anlatmayı, elimizdeki kitabın yayınlanmış olması gereksiz kılıyor. Sayfalar arasında, yaşadığı uzun serüvenin neredeyse merak edilebilecek tüm detayları yer alıyor.
Diğer yandan, gurbet ellerde geçen yarım asırlık ömrü boyunca, bir Anadolu ereni hümanizmasında yurt aşkı ve insan tutkusuyla harmanlanmış duygularını yıllar boyunca özenle yaşatan, “Bekillili Şapkacı Hasan’ın böyük oğlu Köylü Yusuf!” olduğunu hiç unutturmuyor. Bazen kendi yaşamının adeta absürt komedi düzeyinde çocukluk anılarına yer veriyor. Bazen bir kasaba kahvesi mukallitinin kendisiyle birlikte herkesi ve her şeyi tiye alan uydurulmuş hikayeleriyle dikkati üzerine çekiyor, bazen de gerçek bir hikaye ile başlayıp abartılmış olaylar üzerine kurgulu bir Aziz Nesin gülmece parçasına dönüşen renkli anlatımıyla güldürüyor. Kitap onun çok yönlü kişiliği ile birlikte, babası Şapkacı Hasan’ın deyimiyle “henüz 65 yaşın üzerine çıkamamış Yusuf”un tüm zekasını, cinliğini ve içinde hiç büyümemiş çocukluğunu gözler önüne seriyor.

***
Elimizdeki kitap “Anadolu’dan Kanada ve Bilim Dünyasına Yolculuk” başlığını taşıyor. Alt başlığı ise “Anılar… Hikayeler… Gözlemler…” Hoca, kitapta yer verdiği yazıları yaklaşık 30 yıla yayılan çok farklı ortamlarda; genellikle yolculuklarda, gezilerde, otel odalarında, havaalanı bekleme salonlarında kaleme almış. Bunların bir bölümünü internet ortamında yayınlamış. Bazılarını ise bu kitap için kaleme almış.
Toplam 8 bölümden oluşan kitabın içeriği, kitap adına bakıp ilk anda varsayılabileceği gibi Yusuf Hoca’nın sadece kendini anlattığı sıkıcı bir özyaşam öyküsü değil. Aksine yaşam öyküsü olma potansiyelini sık sık bozan ara metinlere yer verilmiş. Bu metinler ise kitabı neredeyse bir gülmece kitabına dönüştürmüş.
Önsöz dışında 6-7 sayfalık ilk giriş yazısını, çocukluk anılarından öyküleştirdiği anı-anlatılar takip ediyor. Bu anı-anlatılarda yazar, öykücünün kendini ustaca merkeze koyduğu, gülmece unsurunun arketiplerini itinayla kullandığı bir dil yetkinliği sergiliyor. Duru, yalın, açık, anlaşılır bir anlatım!
Burada anlatılan hikayelerin okura ‘saçma’ gelebilecek denli abartılı kısımları var. Ama bu tüm hikayeler için geçerli değil. Örneğin “Sünnetçi, GeldiiSünnetçiii” başlıklı olanı kurmaca değil, kendisinin yarattığı, başından geçen gerçek hikayedir. Keza Pamukkale’de şarap satma dönemini anlatan hikayelerde yaşanmış olaylara dayanır. Ancak bu gerçeklikler metnin öykü diline öyle yedirilmiştir ki, okuyan için hoş bir kısa hikaye tadı bırakır. Geriye kalan mı?Bir dönem Türkiye’sinin, özellikle 1960 başlarından 1970 ortalarına kadar geçen 15 yılın gelenekleriyle, alışkanlıklarıyla, kasaba kültürüyle, gençlik özlemleri, yokluk, yoksulluk ve çocuk olamamanın geri gelmeyecek yitik özlemleriyle kırık dökük hatıralarıdır. Aile bağlarına duyulan doymamış sevgi, akranlarıyla ucundan yakalanmış çocukça muziplik ve yaramazlıkların artık ulaşılmaz hale gelen haylazlıklarıdır. Elini atıp istediğin büyüklükte balıkları seçerek kovaya doldurduğun Büyük Menderes’in, artık yağmur duasına muhtaç kalmış kuru su yatağıdır.
Velhasıl artık bu Bekilli, o Bekilli değildir.
Aslında kitapta yer verilen hikayelerin neredeyse hepsi, Türkiye’nin Batı Anadolu kırsalında Cumhuriyet sonrasına ait bir dönemin aynası gibi. Gülmece abartılarında veya yaşanmış anılarda bunu arka planda okumak mümkün. Zaten Yusuf Hoca yazarken bu dönemlerle ilgili okuru zorlayacak değil, okurun düşünme ve düşleme, imgeleme olanaklarını kolaylaştıracak şekilde yazmaya özen göstermiş.
Kitabın bölümleri içinde yazarın Bekilli’de geçen çocukluk ve ilk gençlik dönemi hatıralarından süzülen öyküler dışındaki bölümler, özyaşamını olaylar ve olgulara dayanarak doğrudan anlattığı kısımlardan oluşuyor. İTÜ’de girdiği üniversite sınavından, İngiltere’de dil öğrenimine; Kırıkkale MKE’den Kanada’ya rastlantıyla master başvurusuna; Gerçek bir kısa hikaye özellikleri oluşturan, peynir tenekeleri, turşular ve sair eşyayla yüklü araçla kara yolculuğu yapıp, Fransa üzerinden Kanada yolculuğuna kadar!
Kitabın editoryal hazırlığını Yaşar Tok, düzelti (redaksiyon) işini Aylin Müftüler üstlenmiş.
Yazdıklarımızın detayları kitabın satırları arasında okunabilir.
Yusuf Altınaş Türkiyeli okurun, özellikle bilim dünyasıyla haşır neşir olan veya ilgi gösterenlerin aşina olduğu bir isim. Kanada’da çalıştığı üniversitenin Kanada ve Amerika için çok önemli bir laboratuvarının kurucusu ve yönetimini sürdürüyor. Bilimsel çalışmaları ile ilgili 1990’lı yıllardan beri aldığı övgüler, başarıları ve ödülleriyle adını duyuyoruz. Kanada, Amerika, merkez Avrupa, balkanlar ve Asya’dan neredeyse her yıl bir başarı ödülü geliyor. Kanada Genel Valiliği tarafından verilen unvanlar gurur kaynağı.
Bu ödüllerden birisini de 2013 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün elinden “TÜBİTAK Özel Bilim Ödülü” olarak aldı. Türkiye’de 12 Eylül darbeci generallerinin inayeti ve arzusuyla kurulan YÖK sistemine ilişkin eleştirileriyle hatırlanan konuşmasında, kendisine verilen 25.000 dolarlık para ödülünü, doğup büyüdüğü Denizli’nin Bekilli ilçesindeki başarılı üniversite öğrencilerine burs olarak verilmek kaydıyla Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine bağışladı.
Yusuf Hoca şimdi de,“Anadolu’dan Kanada ve Bilim Dünyasına Yolculuk” başlıklı kitabının tüm gelirini yine Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğince aynı bursun devamı olarak verilmesi kaydıyla bağışladı. Kitabın satış fiyatı yok,ancak derneğe bağış karşılığında topluca veya tek tek edinmek mümkün.

Yusuf Altıntaş
“Anadolu’dan Kanada ve Bilim Dünyasına Yolculuk”
344 sayfa, Kendi yayını, Denizli 2021

Dağıtım:
Denizli Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
İletişim numaraları: 0258 265 10 87 – 0530 546 12 20