Site icon D20Haber

SONBAHAR

Takvim olarak yaz bitti, artık sonbahardayız. Yakında okullar açılıyor ve evinde uzakta olanlar yavaş dönüyor. Ege de ise kış hazırlıkları da nerdeyse bitmek üzere. Artık yaz bittiğine göre yazı yazmanın da zamanı geldi.

Sizde farkında mısınız bilmiyorum ama son zamanlarda hepimiz aynı konulardan şikayetçiyiz. Gürültüden, trafikteki kargaşadan, etrafımızdaki kirlilikten. Bunlara bir sürü şeyi eminim siz de ekleyebilirsiniz. Ben bugün etrafımızda bizi rahatsız eden, hayatımızı olumsuz etkileyen bu küçük şeylerden bahsetmek istiyorum. İşin garibi çoğumuz birilerinin gelip, bizi rahatsız eden konuları yok etmesini ya da düzeltmesini bekliyoruz. Kim gelirse gelsin ben bunların o gelen tarafından düzeltilebileceğine inanmıyorum, bir şeyler düzelecekse onu önce bizim yapmak istememiz gerektiğine inanıyorum ben.

Şikayetçi olduğumuz bir sürü şeyden biri çevremizdeki kirlilik. Yol kenarlarındaki, sahillerdeki, yaşadığımız şehirdeki kirlilikten hep yakınıyoruz. Sizi bilmem ama ben şimdiye kadar hiç bu durumdan memnun olanı görmedim. Örneğin yol kenarlarındaki boş pet şişelerini, kola kutularını, ambalaj atıklarını hepimiz görüyoruz. Peki bunlardan hepimiz şikayetçi isek ve mantıken insanın yakındığı bir konuda o davranışı yapmayacağını varsayarsak kim kirletiyor bu çevreyi diye düşünmemek mümkün değil.

Ben bu hafta sonu yaptığım kısacık yolda, arabadan sigara izmariti atan 3 kişi gördüm, hatta biri sigara izmaritinden sonra boş paketi de camdan fırlattı. Daha kötüsü o arabalarda çocuklarda vardı. Bunu görünce geçenlerde bir gazete haberinde bir okul servisinin gezi sonrası halini görünce buna niye şaşırıyoruz diye düşünmeden edemedim, çocuklar doğal olarak bizleri örnek alıyor. Bunlar belki tatil rehaveti ile yapılan yanlış hareketler ama benzerlerini günlük hayatımızda sık sık yaşıyoruz.

Eğer çöplerin kendi görevlileri tarafından toplandığı, temizliğin onlar tarafından yapıldığı bir sitede yaşamıyorsanız, caddelerde bulunan çöp varillerinin yanından burnunuzu tıkamadan geçmek çok zor. Biliyorum bundan da herkes şikayetçi. Ama kimse evindeki çöpünü nasıl o varillere atması gerektiğini sorgulamıyor. Kaç kere farklı şehirlerde elinde bir tabak içinde yarısı su dolu çöpünü o varillere boca eden kadınlar gördüm. Bir poşete sularını akıtıp, ağzını sıkıca bağlayıp çöp atmanın çok zor olduğunu sanmıyorum. Hiçbir şeyi düşünmüyorsak o çöpleri toplayanların da bizler gibi insan olduğunu damı düşünemiyoruz diye aklımdan geçirdiğim çok oluyor. Sık sık Türkiye de yaşayan dostlarını ziyaret eden bir yabancı yıllar önce Türk ailelerin yaşadıkları evlerin ne kadar temiz olduğunu ama aynı temizliği sokaklarda göremediğini, hatta espri ile karışık sokakları başka insanların kullandığından şüphelendiğini anlatmıştı. Bunu sadece sokaklar için değil, sahillerimiz içinde söylemek mümkün.

Ama sorun sadece çevre kirliği değil, aynı şeyleri gecenin bir yarısı küçük bir diskoteğe çevirdiğimiz, durmadan fren yerine kornaya bastığımız arabalarımızla yarattığımız gürültü kirliliği için de söyleyebiliriz. Belki o geçtiğimiz caddelerde, acısını uykuyla bastırmaya çalışan bir hasta, ertesi gün işe gideceği için bebeğini uyutmaya çalışan bir anne olabileceğini düşünmek çok mu zor?

Exit mobile version