Site icon D20Haber

Yaşam Transferi

Hayatımız bugünden ibaret değildir.
Hayat, birçoğumuz için aktarımdan ibarettir.

Birçok kişi dünün yansımalarını yaşar. Tıpkı dilimize pelesenk olduğunu söylediğimiz kelimeleri farkında olmadan kullandığımız gibi.
Bir şarkı sözü bizi çok etkilemiştir. Etkisinden kurtulamayız. Gece başımızı yastığa koyduğumuzda kulaklarımızda o şarkı çınlar. Bir bakarız ki melodisini mırıldanıyoruzdur.

Basit bir şarkı sözünün bizi etkisi altına alıp bambaşka yerlere götürdüğü durumda, geçmiş yaşananların bizi etkisi altına almaması beklenemez.
Dünü yaşar, dün cebini doldurmaya çalışırız.

Düşünün ki birisi size insanların kendi üstüne geldiklerinden sürekli şikayet ediyor. Üzerine oynandığından, arkasından iş çevirildiğinden ve kızacağı tüm her şeyin yapıldığından bahsediyor.
Bu serzenişin karşısında serzeniş sahibine hak vermemek elde değil gibi görünüyor. Kızından, eşinden, iş yaptığı kişilerin kendine yaptıkları haksızlıklardan dert yanan bu adamın haykırışlarına kulak tıkamak vicdansızlık olur. İlk bakışta böyle görünse de görünen mağduriyetin altında ki zalimlik bir süre sonra göze çarpar.

Bilinç dışı şekilde kendini mağdur edebilmek için uğraş veren kişi çocukluğunda ki mağdur edilen kişi olmak için bilmeden, istemeden çabalar. İşine karışılmasını istemeyen birinin işlerine ısrarla burnunu sokar. Öfkesini kazanır ve “yeter artık git başımdan” ifadesini duyduğunda mağduriyetin hüznü başlar.

Bu ve bunun gibi mağduriyetler kişinin yaşam amacı haline gelmiştir. Her ilişkisi mağduriyetle bitecektir. Üzülecek, kırılacak, hor görülen hep kendisi olacaktır.Bu ilişki biçimi kişinin ebeveyniyle kurduğu ilişki biçiminin aynısıdır. Bir zalim ebeveyn vardır. Mağdur edilen ise kendisidir. Yaş değişir. Yaşanılan yer değişir. Lakin ilişki biçimi hiç değişmez.

Exit mobile version