Site icon D20Haber

DEMİRCİ ALİ VE SEÇMEN

Ömer Seyfettin’in “Diyet” isimli bir hikayesi vardır.
Hırsızlıkla suçlanan onurlu ve namuslu bir demirci ustası anlatılır hikayede…
Çalmadığı halde hırsızlığı sabit görülerek sol kolunun kesilmesine karar verilir.
Diyetini ödeyerek kolunu kurtaracak parası yoktur.
Zengin fakat çok cimri bir kasap, ömür boyu yanında bedava çalışması koşuluyla diyetini ödeyip kolunu kurtarmayı teklif eder.
Demirci Ali sevenlerinin de ısrarıyla teklifi kabul eder ve kolu kurtulur.
Cimri kasap her işini Ali Usta’ya yaptırır. Sabahın erken saatlerinden gecenin ilerleyen saatlerine kadar ölesiye çalışmasına rağmen cimri kasabı memnun edemez. Kasap her fırsatta ödediği diyet sayesinde çolak olmaktan kurtulduğunu Ali Usta’ya hatırlatıp durur.
Kolunun diyetini ben verdim…
Ben olmasam şimdi çolaktın…
Benim sayemde kolun var sözleri, tüm çalışkanlığına rağmen ona hep söylenir.
Bir gün kasap diyeti gene hatırlatınca Ali Usta dayanamaz, kolunu kıyma sehpasının üzerine koyar ve sağ elinde tuttuğu satırı olanca gücüyle indirip sol kolunu koparır ve kopan kolu cimri kasaba fırlatarak, “al diyetini” der, çıkıp gider.

İnsan zihni unutmaya ve kanıksamaya yatkındır.
Bir süre sonra yapılanları ya unutur yada kanıksar.
O yüzden siyasetçiler özellikle seçim dönemlerinde yaptıklarını anımsatarak seçmenlerin bilinçlerini tazelemek isterler.
Bu son derece normal ve masum bir mücadele ve yarış yöntemidir.
Peki, o zaman sorun ne diyebilirsiniz.
Sorun ölçüyü kaçırmada…
Bulduğunuz her boş bina cephesini yaptıklarınızın ya da yapacaklarınızın resmiyle donatırsanız, seçmen başını kaldırdığı her yerde resminizi görürse, bu durum bir süre sonra aleyhinize bir algıya dönüşebilir.
Özellikle kararsız seçmende bıkkınlık yaratabilir.
Kim bilir hiç belli olmaz, seçim günü diyetini Ali Usta gibi ödemeye kalkışabilir.
Ne demişler?
Azı karar çoğu zarar.
İsraf haramdır.

Exit mobile version