Y.Denizlispor, Galatasaray’ı yenerek lige başladı.
Herkes havaya uçtu.
Zor maç kolay bitmiş, geçen sezonun şampiyonu İstanbul’a 2-0’lık yenilgiyle yollanmıştı.
Zoru kolaya çeviren yeşil-siyahlıların akıllı oyunu, tüm futbolcuların canlarını dişlerine takarak mücadele etmeleriydi.
Galibiyetle başlamak, takıma enerji yükledi.
O enerjiyle gidip Antalyaspor’u evinde 2-0 yendi Horozlar.
Evet, maç kazanılmıştı ama unutmayalım Antalyaspor da çok gol kaçırmıştı.
Bu galibiyet de bir enerji yükledi.
Ege derbisinde Göztepe ile deplasmanda golsüz berabere kaldı yeşil-siyahlılar.
Tıpkı Antalya’da olduğu gibi, İzmir’de de takımı melekler korumuştu.
Bir de kaleci Stackhowiak.
Deneyimli kaleci 3 maçta, 3 penaltı kurtarıp 7 puanın baş mimarlarından olmuştu.
Büyüyü Konyaspor maçı bozdu.
Kendi kantarındaki takımlarla oynayacağı maçlarda maksimum puanı toplamasını beklediğimiz Y.Denizlispor, üzerine gelmeyen rakiplerini alt edecek oyun planına…
Gol kapısını açacak anahtara sahip olmadığını gösterdi bu maçtaki futboluyla.
Tek umut Rodallega.
Ne var ki o da markajla rakip defans arasında çalışmayan bir gol silahına dönüştü.
Geldik İ.M. Kayserispor maçına…
Karşılaşmanın ikinci yarısında rakip geldikçe, iyi çıkışlarla pozisyon ve puan getiren golü buldu temsilcimiz.
Öyle bir maçtı ki, deplasmandan galibiyetle dönülebilirdi.
Yine öyle bir maçtı ki, kaleci Stackhowiak’ın başarılı performansı olmasa yenilgi de gelebilirdi.
O ikinci yarı ki, takımların orta sahayı kullanmadan hücuma kalkıp gol pozisyonu bulması, oyun disiplininden uzaklaşılmasına rağmen yüreklendirmişti yeşil-siyahlı taraftarları Kasımpaşa maçı öncesinde.
Fakat işin aslının öyle olmadığı…
Süper Lig’in başka bir arena olduğu…
Oyun plansız ve çalışmayan gol silahıyla rakiplerinizi alt edemeyeceğiniz görüldü Kasımpaşa maçında.
Gol için tek umut Rodallega.
O da çok dağınık.
Evet, pozisyon buluyor ama atamıyor. Atamadıkça da strese giriyor.
Tıpkı Konyaspor gibi, Kasımpaşa da Y.Denizlispor ile denk güçlerdeki takımlardan biri.
Deplasmanda nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadılar.
1-0’dan sonra fark artırabilirlerdi.
Pozisyonlar da buldular.
Yeşil-siyahlı takım ise, defans güvenliğini elden bırakmayan rakibi karşısında çaresizleri oynadı.
Oysa bu karşılaşma çok önemliydi.
Alınacak 3 puan yukarıda tutunmayı sağlayacaktı zorlu Malatya deplasmanı ve bir sonraki hafta evinde ağırlayacağı Fenerbahçe maçları öncesinde.
Olmadı…
Neden mi?
Takım bu da ondan…
Son bir şey daha…
Deneyimli teknik adam Yücel İldiz, tribünlere kulak tıkamalı.
“Olcay Şahan” denildiğinde Olcay Şahan’ı…
“Recep Niyaz” denildiğinde Recep Niyaz’ı
Sahaya sürmekten vazgeçmeli.
Ve Ismail Aissati’yi daha verimli hale getirecek oyun planını kurmalı.
Bunun için de Olcay Şahan’ı bir an önce 90 dakika oynayacak hale getirmeli.
Rodallega’yı da rahatlatmak için oyunun son bölümlerinde sahaya sürdüğü Vallesila’yı bir an önce kazanmanın yolunu bulmalı.